müslümanlar azınlıkta olduğu zaman islam hoşgörü dinidir deyip taraftar toplamaya çalışmıştır fakat müslümanların eli güçlenince olay tam tersine dönmüş, hoşgörü gitmiş yerini katliamlar almıştır. türklerin müslümanlaştırılması, mürted meseleleri, hırsızlık yapanların kollarının kesilmesi, kadınlara malmış gibi davranılması bunlara örnektir.
lakin arkadaşlarımız sanırım çağa ayak uydurma çabasındalar. zira o kadar çaba içindeler ki gelenek görenekleri terketmek istemeleri bu durumda çok sıradan birşey olarak kalmakta. sen uydur çağa ayak uydur. çağdaş ol. biz çağ açıp çağ kapatan osmanlı nın torunlarıyız. çağdaş kalmakta neyimize.
müslümanların hatalarını islam'a maal etmekten kaynaklanan zandır. ayrıca "hoşgörü" kavramının ne olduğu da ortaya konmalıdır. mesela bir insan içip sarhoş olup, elin karısına/bacısına saldırıyorsa, bu adama hoşgörü gösterecek değiliz. islam ahlaksızlığa, fuhşiyata, fitneye, fesada hoşgörülü olmaz.
müslümanlar da bir yanlış varsa, bunu uygun yöntemle ortadan kaldırmaya çalışır. müslümanlar yanlış yaptığı taktirde de bu yanlış islam'a nispet edilemez. yani bir matematik hocası dersini kötü ya da yanlış anlatıyorsa, bu matematik dersinin değil, hocanın sorunlu olduğunu gösterir. aynı şekilde, müslümanlar bir yanlış yapıyorsa, bu islam'ın değil, yanlış yapan müslümanların sorunlu olduğunu gösterir.
yıllardır ısıtılıp ısıtılıp ortaya koyulan bir tartışmadır. islam dinine inanmayanlar tarafından "hoşgörü dini olsaydı götüne içki şişesi sokup kapağını burun deliğinden çıkaranlara hedö hödö denilmezdi" şeklinde argümanlarla antitez sunulurken, inananlar tarafından da "bre gavur dölü, cehennemin yedinci katında lavlar götüne sokulunca görürsün" şeklinde bir karşılık sunulur.
kimse de demez ki yahu önce kelimenin anlamını irdeleyelim de sonra tartışalım islamı. efenim nedir hoşgörü? bir kişiyi, kişileri yahut bir toplumu belli eylemlerinden yahut fikirlerinden kaynaklanan farklılıklar neticesinde, yargılamak yerine anlamaya çalışmaktır. imtiyazdır, müsamaha göstermektir. içinde biraz da kibir barındırır bu davranış aslında. ancak bu kelimeyi irdelerken dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. hoşgörünün sınırları, yine insanlar ve toplumlar tarafından belirlenir ve farklılık gösterir. hoşgörü, nevresim takımı gibi değildir. nevresim takımını götüne sokarak kullanmayı yeğleyen bireyler yoktur. tek bir amacı vardır ve o amaç tartışılamaz. lakin hoşgörü, sınırları kati suretle çizilemeyen bir kavramdır.
şimdi iki adam düşünün. biri kamil biri de hıdır olsun. kamil hıdırın karısının burun deliklerine hıyar sokmak istesin. kamilin inanışına göre bu çok normal ve olağan bir eylemdir. ancak hıdır, karısının burun deliklerine hıyar sokulmasının sapkınlık olduğunu düşünür. kamil, hıdır'ın hoşgörülü olmadığını iddia edebilir mi? pek tabi edebilir. zira kamil'e göre bu eylem hoşgörüyle karşılanması gereken bir eylemdir. ancak hıdırın kurallarına göre, kamil'i eşeğin sudan gelmesini beklemeden komaya sokmak gerekir.
üstteki uç örnekte de açıklamaya çalıştığım gibi; bir dinin, bir inancın, bir toplumun hatta daha da basite indirgeyerek söyleyeyim bir kişinin anlayışına göre "hoşgörü" gösterilen konular farklılık gösterebilir. senin hoşgörü anlayışına uymayan bir eylem yahut inanış, inananlar için hoşgörüdür. sınırlarını aşmadan müsamaha gösteriyor olması, sınırlarını yıkmasını gerektirmez.
buraya kadar okumadın biliyorum. okuyanlar için son cümleyi söyleyip çekileyim. "hoşgörü" üzerinde tartışılabilecek bir kavramdır. keskin çizgileri yoktur. haliyle süregelen bu tartışma oldukça saçma ve gereksizdir.
bir yanda oruç açanlar mevcutken diğer yanda da bira içenlerin mevcut olduğu caddeler vardır. böyle bir memlekette yaşayıp da hala hoşgörüsüzlükten bahsetmek çok ilginçtir, başka birşey değil.
kendi halinde bir inanan bireyim. ancak burada öyle körü körüne dindar arkadaşlar var ki milletin ateist olması için resmen kışkırtıyorlar. islamın hoşgörü dini olduğunu es geçip milleti Allah'a şirk koşarak yargılama yetisini kendilerinde görüyorlar. Ve bu hoşgörüsüzlük sadece burada da sınırlı değil aslında. islam'ın güzelliğini hoşgörüsünü almamış bireyler yüzünden islam bu kadar lanet, pislik, gerici bir şey olarak görülüyor. Allah'ın yerine haşaa kendilerini koyanlar yüzünden. Öbür tarafta sadece kendisinden sorumlu olacağını unutan şakirtler ve yobazlar yüzünden. Beni öbür tarafta ben ilgilendiriyorsam milleti bırakıp ilk başta kendime çeki düzen vermem gerek. Sen allah'ın elçisi değilsin ki her dinden çıkmışı dine zorbalıkla döndüresin.
Alın bir körpe beyinden çıkan resim. Bir inanan olarak bu resme anca götümle gülerim.
kişiye göre değişen durum, ben hoşgörülüyüm, bir ateiste yahut başka dine mensup olan kişiye, kalkıp sorgulamam sen niye oruç tutmuyon, namaz kılmıyon diye beni bağlamaz çünkü. insan hoşgörülüyse, inandığı dinde hoşgörülüdür.
genelde "heyoo ben ateistim ne kadar marjinalim bakın" tavırlarındaki gençlerin ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu söz. defalarca söyledik, yine söylüyoruz, islam hoşgörü dinidir evet, ama enayilik dini değildir. sen gelip burda milleti tahrik edersen zılgıtı da yersin.
neymiş efendim ramazan davuluymuş. islamda ramazan davulu diye bir kavram yoktur kardeşim.
neymiş efendim islamda 4 kadın olayı varmış kadınların hakkı gözetilmiyormuş. ilk kadının rızası olmadan 2. evlilik yapılamaz bu bir. kadın çocuğa bakmakla bile yükümlü değildir. kocasından talep ederse kocası çocuğa bakıcı tutmak zorundadır bu iki. annenin çocuğa süt anne isteme hakkı da vardır bu üç. kadının mirastan az pay alması, hem kocasından hem de babasından pay düştüğü içindir bu da dört.
neymiş efendim nerede islam varsa orada savaş varmış, kan varmış. 10'dan fazla haçlı seferi yapıp yüzbinlerce masum insanı kılıçtan geçirenler de müslümanlardı değil mi? kızılderililerin kökünü kazıyanlar da avrupalı müslümanlardı. hitler, stalin falan da mümin kardeşlerimizdi zaten.
hadi gidip belki üç beş hatun düşer diye ateistçilik oynamaya devam edin siz. sizi aşar bu işler.
Adam gelip de artık bayatlamaktan kokuşmuş bir sataşma lafını her gün söyleyip durursa, kişilerin yaptığı şeylerin toplumu bağlamayacağı da kendisine defalarca söylendiği halde, hatta bunu biz söylemeden önce bile kendisi bildiği halde hala bu ergen tarzı sataşmayı sürdürmeye devam eder, üstüme bir de isyeeeeaaaann çekip kulağımızı sikerse; kimse kusura bakmasın, ben o art niyetiyle o adama hoşgörülü davranmam arkadaş. Bizim böyle bir izlenim sahibi olmamıza neden olan cübbeli ahmet gibi şerefsizlere ve ona bu lafı söylediğim için beni eksikeyecek müridlerine de anasının gittiği taraftan selam ederim.
edit: daha çok eksi beklerdim. cübbeli ve tayfası hoşgörü timsali, bir ben hoşgörüsüz faşistim zaten!!!
islam eşcinsele neden hoşgörü sağlasın ki, kendini, fıtratını bozan Allah'ın yarattığı şekilden başka şemale geçen, buyruklarını getirmeyene ne gibi hoşgörü sağlar ki? ne yapmıştır ki islam adına, ne bekler ?
ramazan davulu mevzuuna gelince, insanlık halidir telefon alarmı kurulmayabilir, unutulabilir. yılların ritüeli 2-3 zibidinin uykusu bölünüyor diye bertaraf edilemez.
sadece islam için değil diğerlerinde de söylenen yalandır.
kendisinden olmayanı öldüren, asan, kesen, ve kendisine benzetmeye çalışan islam dinini incelerken ayetleri iki bölümde ele almak daha doğrudur. mekki ve medini ayetler. ikisi arasında çok ciddi farklılıklar vardır. günün koşulları, savaş vs düşünüldüğünde de kendi içinde tutarlıdır aslında. mesele günün koşullarında ele almaktır. islam evrensel değildir *, islam sadece kendi çağında belirli ilerici öğeleri barındırır *. tıpkı diğer bütün dinlerde olduğu gibi.
islam dinini aynı kemalizme benzeterek aklamaya çalışanların kıçını yırttıkları ama tutarlı 2-3 kelam edemedikleri sonucunu yaratan yalandır.
kemalizm iyi de uygulayıcıları kötü, kemalizm iyi de chp kötü, islam iyi ama uygulamayı bilmiyorlar...
arkadaş bu kavramlar statik kavramlar değildir. durağan olamazlar. zaman içinde geriler ya da ilerlerler. bu bağlamda uygulayıcılarının da gerilemesi kişilerle alakalı değil, düşüncenin, ideolojinin, dinin vs çağa aykırığılığıyla alakalıdır.
islamdaki bu karışıklığın çok basit bir sebebi vardır. Bu sebep, Mekki ve medeni ayetler arasındaki farka dayanır. Peygamber mekke'deyken inen ayetlerde belirtildiği üzere islam hoşgörü dinidir çünkü peygamber henüz güçsüzdür. Arkasında mekkelilere sert çıkmasını sağlayacak bir kitlenin desteği yoktur. kitlesini geliştirmeye ihtiyaç duymaktadır. o yüzden bu dönemdeki ayetler hem ılımlı, hoşgörülüdür.
ne zaman ki peygamber medine'ye göç eder, inanan kitlesini geliştirir ve güç kazanır, ayetlerin mesajları sertleşmeye başlar. öldürün, asın, kesin gibi mesajlar veren ayetler bu dönemde "iner". olay bu kadar basit.