bir gün yine sözlükte takılıp yobaz başlıkları arasında dolanıp, zorum neyse, sinirlerimi hoplatırken rastladığım bir yazara mesaj atmaya karar verdim. hop hop hoplayan sinirlerime rağmen, yumuşakbaşlılıkla mantıklı birkaç cümleyle hatırlamadığım yobazca konuda "neden böyle davrandığını" sordum, sorgulamaya çalıştım. aldığım cevap ise bu oldu; islam hoşgörü dini değildir. evet, arkadaşlar bizzat kendileri diyor ki biz hoşgörülü değiliz. bunu kabul ediyor. allah aşkına, yalvarıyorum bir müslüman çıksın da yalanlasın şunu. desin ki hayır, o yanlış söylemiş. islam hoşgörü dinidir desin. yahu, ciddi ciddi kendini hoşgörüsüz addedebilir mi bir insan? nerede kaldı sevgi? nerede kaldı şefkat? nerede kaldı? kimin izinden gidiyor bu? kimi örnek alıyor? hz.muhammed'in hayatının neresinde rastlanılmış hoşgörüsüzlüğe? nereden kaynaklanıyor bu haset düşünceler, şiddete ve çirkefliğe meyil nereden geliyor? *
şüphesiz ki; ramazan vakti sokakta sigara içen bayanı dövmek, dinimizin o güzel hoşgörülü yaklaşımına gölge düşürmektedir. gölgeler, karanlıklar elbette olacaktır. tek amacımız, o siyah bulutların oluşturduğu karanlık ve korkutucu dünyadan sıyrılıp aydınlığa ulaşmak olmalıdır. siz yeter ki isteyin, siz yeter ki inanın...