BAŞLIKTAKi saptama bana ait değil. Gerçek Hayat islami aydın kesimde yakından takip ettiğim bir dergi.
Son sayısı islami bilinç krizde başlığını taşıyor.
Derginin editörünün girişte yazdığı islam dünyası iyi durumda değil yazısı çok ilginç.
80li yılların ortasından 90ların ortasına kadar ümmetin büyük bir diriliş içinde olduğuna inanılırdı dendikten sonra şu sonuca varılıyor:
Bu fotoğraf gerçek değildi, biz gerçeği değil hayallerimizi bayraklaştırıyorduk... islam dünyasının hal-i pürmelali hayallerle tamir edilemeyecek kadar kötü durumda.
Bu sözlerden sonra islam dünyasından şu fotoğraf veriliyor:
Irakta camiler bombalanıyor ve yüzlerce insan ölüyor.
Bangladeşte bir bina çöküyor ve bine yakın insan enkaz altında kalıyor.
Pakistanda suikastlar ve bombalamalar gündemin doğal bir parçası.
Libyada çeteler devlet gibi.
Suriye malumunuz.
Mısır fakirlikten ve perişanlıktan adım atacak takatte değil.
Filistinliler birbiriyle hesaplaşmakla meşgul.
islami dünyanın genel karakteristiklerini de şöyle veriyor:
Diktatörlükler, siyasi istikrarsızlıklar, fakirlik, kabile savaşları, katliamlar, mezhep çatışmaları...
islamın içinden gelen, samimi bir tahlil.
birlik olmaya ihtiyacı vardır, ama önce kafada. önce tüm islam dünyası gerçekten müslüman olacak (ahlaki boyutu da dahil), ardından siyasi birlik (en azından ab gibi) gelecek. erbakan'ın başarısız olmasının sebebi islam dünyasının böyle bir birliğe zihnen hazırlıksız olduğunu kestirememesiydi.
yozlaşmaya uğramıştır öz eleştireye gelemez bir (bkz: yunus emre) bir (bkz: mevlana) çıkaramaz olmuştur.
islam birtakım cemaatlere pay edilmiş pazarlıklar arsında özünü kaybetmiştir müslümanın insan olduğu ve eleştirilebileceğini unutmuştur. eleştiriyi kendi benliklerinde yapmaları gerekmektedir .