islam dininin sübyancılığa karşı olmaması

entry13 galeri0
    1.
  1. islam dininin sübyancılığa, yani yetişkin birinin bir çocuğa cinsel eğilimlerinin bulunmasına karşı olmaması durumudur. aksine, bunu destekleyen hükümlerle doludur.

    Talak (65)/4

    "Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir."

    Görüldüğü gibi buradaki "henüz adet olmayanlar" vurgusu dikkatimizi çekiyor. kız çocuklarının ortalama 9-15 yaşlarında adet gördüklerini düşünürsek bir sonuca varmamız mümkün olur.

    zaten muhammed de aişe ile 6 yaşında nişan, 9 yaşında da evlilik yapmıştır.
    5 ...
  2. 2.
  3. La bi siktir git bakınızıyla savuşturulamayacak sav.
    6 ...
  4. 3.
  5. dinini tanımayan ve daha hangi ayete, sureye bakacağını bile bilmeyen "müslümanları" gözler önüne sermiş tespit.

    mümin kardeşimiz talak 65/1'e bakmış ve kopyalayıp yapıştırmış. halbuki ben oraya "talak 65/4" yazmışım, değil mi?

    diyanet işlerine göre aynen şöyle: "Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir."

    bir şeyi yanlış yapacaksan bile doğru bir şekilde yap, evlat.
    3 ...
  6. 4.
  7. Bu tür olgular beraberinde kadın cinsiyetini çocuk yaşta bile cinsi bir obje olarak görmeye meyil verir. Devamında oluşan senaryoları ülkemizde sıkça görmekteyiz.
    1 ...
  8. 5.
  9. kendisini diyanet işleri'nden daha üstün bir otorite olarak gören über müslümanları tanımamıza vesile olmuş tespit. ne cevherler varmış arkadaş şu sözlükte.
    1 ...
  10. 6.
  11. müslümanların sürekli cevap vermeye çalıştığı fakat sürekli sıçıp sıvadığı islam özgülü.

    size, sizin taptığınız kitaptan örnekler veriyoruz oğlum. karşılık olarak siz ortaya bir argüman koyamadan, eveleyip geveliyorsunuz. düşünün, sorgulayın. ot kalmayın. en büyük hazine aklımızdır, unutmayın.
    2 ...
  12. 7.
  13. "bizim inancımızdan ne istiyorsunuz?" gibi saçma bir cevapla sıyrılmaya çalışılmış durumdur. Adaletten ahlaktan eşitlikten böylesine uzak olup körü körüne sorgulamadan inanmakta neyin nesidir. inandığın din buna izin veriyorsa nasıl sessiz kalabilir bir insan.
    2 ...
  14. 8.
  15. Pedofili ya da sübyancılık, yetişkin bir
    kimsenin ergenlik öncesi çocukları[1][2] veya
    ergenliğe yeni girmişleri[1] cinsel açıdan çekici
    bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik
    olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık.
    [3][2][4] Bu durumdan muzdarip kişilere pedofil
    ya da sübyancı denir.
    Sübyancılar -tipik olarak- yetişkin cinsel
    ilişkiden zevk almakta güçlük çekerler,
    özgüvenleri eksik olabilir ve çocuklarla ilişkiyi
    yetişkinlere nazaran daha az tehdit edici
    bulurlar.[2] Sübyancının eğilimi karşıt cinse
    veya kendi cinsine olabilir. Sübyancıların büyük
    bir çoğunluğu erkektir ve bu durum kadınlarda
    çok nadir görülür.[2]
    Kökenbilim
    Arapça kökenli sübyan sözcüğü 'çocuklar'
    anlamına gelir.[5]
    Türkçeye ingilizce paedophilia kelimesinden
    geçen[6] "pedofili" sözcüğünün kökeni; Yunanca
    pais sözcüğünün kökü olan paid (çocuk,[7][4]
    oğlan[4]) sözcüğünün birleştirme hâli
    "paido-"[7] ve -philia (düşkünlük, özellikle
    anormal sevgi)[4] sözcükleridir.
    Cinsel münasebet
    Sübyancılar sıklıkla cinsel birleşmeden önce
    kurbana dokunmak ya da cinsel organlara
    bakmak yoluyla cinsel doyuma ulaşırlar.[2]
    Kurbanın olay anındaki tepkileri; korku
    (özellikle şiddete maruz kalındıysa), şaşkınlık
    veya pasif haz olabilir.[2] Cinsel ilişki, özellikle
    şiddete maruz kaldıysa, çocukta çok ciddi
    travmalara neden olabilir. Bazı durumlarda
    kurban, cinsel ilişkiden çok, ebeveynlerinin
    daha önceki uyarılarını dinlemediğini
    düşünerek suçluluk ve sıkıntı çeker.[2] Cinsel
    saldırıya uğrayan çocuklar sıklıkla sorunlu bir
    yetişkinlik dönemi yaşarlar. Çalışmalar,
    çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış
    erkeklerin yetişkinliklerinde cinsel suç işleme
    olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir.[2]
    Çocukluğunda cinsel saldırıya uğramış kadınlar
    ise daha çok uyuşturucu bağımlılığı veya seks
    işçiliği gibi kendini yıkıma götüren davranışlara
    meyilli olurlar.[2]
    görüldüğü üzere "sübyancılık " "sadece " çoçuklardan hoşlanan, "sadece " çocukları cinsel manada çekici bulur. eğer şu ana kadar islam dinini benimsemiş olan erkekler 1 veya 4 eş, tüm eşleri sübyan olsaydı ya da tüm müslüman erkeklerin, bir müslüman erkeğin tüm cinsel yönelimi sadece ve sadece sübyanlara karşı olsaydı "islam sübyancılık dinidir, müslümanlar sübyancıdır. " denebilirdi. lakin böyle bir şey yoktur. türkiye'de en büyük kanıttır. allah'ın emrinde evlenilme kapsamında olan kadın tanımı ortada olduğu için genç kızlarla evlenmeyi seçen biri ile içinde sadece sübyanlara karşı cinsel istek baskın olan, sadece sübyanlardan hoşlanan bir insan bir tutulamaz. psikolojik hastalıklar, psikiyatrik hastalıklar travma ya da kalıtım kaynaklıdır. "kişisel seçim " ya da "seçme " eylemi ile ortaya çıkmaz. zaten vardır.
    kaynak: http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Pedofili
    0 ...
  16. 9.
  17. türkiye'de sübyancılığın olmadığını söyleyenler, çocuk yaştaki kızların kartoloz adamlarla nasıl evlendirildiğini açıklamak durumundadır. ama ben size söyleyeyim, boşuna zahmete girmeyin.

    cevap: imam nikahı.
    1 ...
  18. 10.
  19. asıl mesele insanların buldukları herşeyi kendi çıkarlarına uydurma çabasıdır. dinin de bundan nasibini almamış olması beklenemez.
    0 ...
  20. 11.
  21. ayetleri işlerine geldiği şekilde tek taraflı yorumlamak tamamen yanlış ve tehlikelidir(özellikle kişi için).

    mesele evlilik yaşı ise bunun tespiti ne/nasıl olmalıdır?
    evlilik ruhsal yönü olduğu gibi bedeni fiziki tarafı olan bir olgudur.
    bu bedensel fiziki gereklilik ve yeterlilik evliliğin temel unsurlarından biridir. insanlar niçin evlenir sorusunun içinde çocuk yapmakta vardır, cinsel birliktelikte. özellikle "çocuk yapmak" maddesinin vuku bulması için erkek(oğlan) ve kadının(kız) üreme olgunluğunu kazanması gerekir. bu kadınlarda adet görmeyle başlar. bu yaş kızlarda bilimsel olarak 9-12 yaşlarında başlar en geç (dikkat edin) 14-16 yaşında başlamış olması gerekir. bu bilimsel veriler ışığında evlilik yaşının ne olabileceği meselesi konuşulmalıdır.

    kaşar üretme makinasına dönüşmüş modern dünyanın kuralları gölgesinde bu meseleyi çözmemiz imkansızdır.

    fazla değil şöyle biraz mazimize bakıp 15-16 yaşlarında evlenen halen ilk günki gibi birbirlerine aşk ve sevgiyle saygıyla bakan, birçoğumuzun ninesi(dedesi) annesi falanca akrabası olan evli çiftleri görmekteyiz.
    ama modern(!) yaşam tarzına uymuş ve büyük aşklarla uzun soluklu gayri meşru ilişkiler yaşadıktan sonra evlenip akabinde kanlı bıçaklı boşanan insanlarıda müşahade etmekteyiz.
    evlilik yaşı örfi yönüde olan bir uygulamadır.

    özellikle ve özellikle evlilik yaşı hakkında en son konuşacaklar pezevenk ve orospu ruhlu insanlardır.

    birilerinin evliliğe karşı olmaya kılıfı, başkalarına sübyancı yaftası vurmaktır.

    lise hatta ortaokul çağlarında aşne-fişne işlerine başlanıldığı zamanımızda hangi yaşın tespitini yapıyoruz, hıı?...
    0 ...
  22. 12.
  23. Kur’an adet görmeyen biriyle evlenmeyin demiyor olmaması.

    --spoiler--
    henüz adet görmeyenin, onunda ihtiyacı olduğunu bildiğinden, asla böyle bir ayrım yapmamış, ama adet görmeyen sözünden küçük yaştaki çocuk değil, olgun ve yetişkin bir kadın anlamalıyız, yoksa diğer ayetlerle doğru bağlantı kuramayız. Gelelim bahsettiğimiz arkadaşın ilham aldığı, kendisine dayanak yaparak, bakın demek ki adet görmeyen küçük yaşta kız bile olsa, evlenebiliyormuş diye anladığı ayete. Talak 4: adetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri üç aydır. Hiç adet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder. Gerçekten Allah, her şeyden örnek verdim diyorsa bunun doğruluğunu, aklını çalıştıran her kez Kur’an dan görebiliyor. Bakın boşanan kadın, adetten kesilmiş olsa dahi, bir başkası ile evlenebilmesi için, bir zaman geçmesinin en doğru yol olduğunu söylüyor Allah. Bu ayette bahsedilen, önce adetten kesilen kadının belki hamile olabileceği kuşkusuyla, üç ay beklenmesini istiyor bir başkası ile evlenebilmesi için, çünkü adetten kesilebilir ama doğurganlığı devam edebilir endişesi ile bu zamanın beklenmesini istiyor. Ayetin devamında söylenen ise, hiç adet görmemiş kadınlardan bahsediyor, buradan yaşı küçük çocuk olarak anlamak, Kur an da geçen diğer ayetleri bir kenara atmaktır. Bu ayette, günümüzde de kadınlar zaman zaman nadirde olsa, hormon bozuklukları sebebiyle, adet görmeyen kızlarımız, kadınlarımızdan bahsediyor. Günümüzde bile çocuğu olmayan kadınlarımızı düşünün, birde o devri hayal edin. Hormon bozukluğundan adet görmeyebilir, doğurganlığı da yoktur, ama evlenmeye engel değildir bu durum. Engeldir diyenlere bu ayette geçen adetten kesildiği halde bir başkası ile evlenebilmesi için, onunda bekleme süresinin yine üç ay olduğunu söylemesidir. Adet görmeyen kadında aynen onun gibidir, dikkat edin burada yaştan bahsediliyor mu? Demek ki bu ayette hiç adet görmemiş kadın sözünden, daha küçük yaştaki bir kızında evlenilebileceğini çıkarmak, aklın ve mantığın ötesinde sapıklıktır. Hormon dengesizliklerinden adet olamayan, adeti geciken kadının, evlilik döneminde belki hamile kalmış, yani kadınlık yumurtaları faaliyete geçmiş olabilir düşüncesiyle, onunda bekleme süresi üç aydır diyor. Bunun örneğini yaşamımızda görmekteyiz. Lütfen çok fazla değil, birazcık düşünelim ayet üzerinde. Ayet neden bahsediyor ve açıklık getiriyordu? Evlenip boşanan kadınların, bekleme sürelerini anlatıyordu. Küçük 9–10 yaşındaki çocuk, evlenip birde bu yaşta boşanıp ta, başka bir erkekle evleneceğini, nasıl düşünürde hayal ederiz, sonrada bu ayeti kendimize delil alırız, doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Allah sapıttırmasın. Şimdide yine elimizdeki rehbere iyice bakalım ve şu soruyu soralım. Allah bir kızın evlenebilmesi için, hangi özellikleri taşıması gerektiğini söylüyor. Bakın Rabbim bu soruya, nasıl cevap veriyor. Nisa sur.6: Yetimleri, nikâh çağına gelmelerine kadar gözetleyip deneyin. O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz, mallarını onlara geri verin. Büyüyecekler diye bu malları tez elden saçıp savurarak yemeyin. Zengin olan, iffetli davransın. Fakir olan ise örfün gerekli kıldığı oranda yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman yanlarında tanıklar bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. Bu ayette geçen sözcüklere lütfen dikkat ediniz, bakın Allah özellikle bir kızın evlenebilmesi için gerekli olan ölçüyü, daha nasıl açıklasın? Nikâh çağına gelmeleri sözünü açıkça kullanıyor ve açıklık getiriyor, demek ki bir nikâh çağı var, öyle söyledikleri gibi küçük yaştan bahseden ise asla yok, hatta bakın nikâh çağını da nasıl anlayabileceğimizi ne kadar güzel sözlerle açıklıyor. (O zaman onlarda içinize sinecek bir olgunluk ve erginlik görürseniz..) Demek ki aile reisi size emanet edilen yetimler de, ya da kendi evlatlarında, olgunluk ve erginlik görecektir evlenmeleri için, yoksa asla evlenmelerine müsaade edemez. Kızı düşünün doğuracağı evladına nasıl annelik yapsın? Erkeği düşünün o aileye nasıl baksın? işte Kur’an, işte açık seçik ayetleri. isteyen aklını kullanır, Kur’an nuruyla nurlanır, isteyen kendisine öğretilenleri doğrulamak adına, Kur’an ayetlerinden uzaklaşıp sözcükleri cımbızlar, gerçeklerden uzaklaşır ve sanıya inanır. Dilerim Rabbim, gönül gözleri açık, aklı ile iman eden, sanıdan uzaklaşılıp, Kur’an ı rehber alan, kulları arsına alır bizleri.

    --spoiler--
    0 ...
  24. 13.
  25. islam(din) ile müslümanları(insanları) ayırt edemeyenler için doğru önerme.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük