insanlık adına fayda sağlamayan, kültürel ve sosyal olgunluğa doğru herhangi bir toplumu ilerletmeyen ne olursa olsun; hangi inanış, hangi gelenek olursa olsun sonuna kadar sorgulanmalı, eleştirilmeli.
cahiliye dönemi arabistan'ını "genç kızları diri diri gömüyorlardı" diye kötüleyen, "puta tapıyordu salaklar" diye dalga geçenler; genç kızları (şimdilik maks:4 tanesini) özel haremlerde sıralamayı, onlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi göstermeyi şimdi evla görüyorlarsa, işte o toplumda bir eleştiri eksikliği ve bu eksiklikten ötürü meydana gelen gudubet ve ilerlemeyi engelleyici şeyler var demektir.
merak etmeyin, eskiden de genç kızlar gömülmeyi kabulleniyordu. biraz okursanız öğrenirsiniz.
kimse bana var demesin. ramazanda döner yiyor diye döner bıçağıyla öldürülenleri, aziz nesini yakmak için onlarca aydını sivasta katledenleri kimse unutmadı daha. turan dursun u unutmadık. akp gibi bozuk bir saat bile yılda bir de olsa doğruyu gösterebiliyor:
her eleştiriyi hakaret adı altında sansürleyen, aşağılayan, dışlayan, hedef gösteren bu zihniyet bana "tabi ki eleştirebilirsin" demesin. ironik oluyor, çarnaçar gülüyorum.
eleştiri değil, hakaret değil, küfür etse bir insanı yakamayacağını öğrenmesi gereken dimağların hakkında atıp tuttuğu özgürlük. ortada hakaret varsa, hukuk devletinde insanlar yakılmaz, kamu davası açılır. ki açılmıştır da. sonuç nedir biliyor musunuz? belki bilirsiniz ama işinize gelmez söylemek. beraat. yok ama, size hakaret ettiğinden öyle eminsiniz ki, mağara adamları gibi elinizde meşaleler "hebele hübele" diyerek yakmaya gidiyorsunuz.
ortaçağda cadılara yaparlardı aynısını. islam ın da en azından kendi ortaçağına gelebildiğini görmek güzel.
turan dursun demiştik ama pek tanımadığınızdan, yahut tanımak işinize gelmediğinden hala "kim islama hakaret etmeden eleştirmiş?" diye sahte şaşkınlıklarla kandırıyorsunuz birbirinizi. ha pardon, doğru ya sivas katliamı ergenekoncuların işi, turan dursunu başkası vuracak değil ya. onu da ergenekon vurmuştur. mübarek faili meçhul olsa kenedy suikastini bile ergenekona mal edeceksiniz.
eleştirinin hakaret olarak algılanmasına bir örnek:
"türk milletinin %60'ı aptaldır"
aziz nesin
aptal:
1 . Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak:
"Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum."- Y. Z. Ortaç.
2 . ünlem, teklifsiz konuşmada Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü:
"Aptal! Senin yerini açıkça söyledim ben."- T. Buğra. (*1)
üf! hakaret etmiş sanki.
fakat aziz nesin burada itaat kültüründen, darbecileri meclise taşıma oyununa piyon olmaktan bahsediyor. "bunu ancak aptallar yapabilir" diyor.
hakaret şimdi bunun neresinde?
bakın işte, mesele burda: kimse sizin kalbinizde beyninizde tüylerinizde yaşattığınız, yani şahsınıza ait dini inancınıza, yani bizzat şahsınıza bir eleştiri getirmiyor ki bir anda dikleniyorsunuz?
beyni olan ve düşünen herkesin sahip olduğu özgürlüktür.
bu özgürlük, yalnızca islam dini için geçerli değildir; bütün dinleri, bütün öğretileri, hatta bütün düşünceleri kapsayan bir özgürlüktür.
özgürlüklerin kimisine taraf, kimisine ise karşıt olunmayacağını bilmeyen, bilemeyen, aklı hayali almayan, işine gelmeyen yayık ayranlarının bir türlü lezzet bulamayacakları özgürlük.
özgürlük tek yollu bilettir arkadaş! ya taraf olursun, ya da karşıt! ortası yok!