halihazırda ülkemizde mevcut olan özgürlüktür. evet, insanların bir dini, düşünce sistemini, sorgulama ve eleştirebilme özgürlüğü vardır. ancak o dine hakaret etme özgürlüğü yoktur. o dinin mensuplarına inanıyorlar diye hakaret etme özgürlüğü yoktur. kendisi sorgulasa da, inanan insan sorgulamıyor diye o insana hakaret etme özgürlüğü yoktur. çünkü şüphe ile iman aynı kalpte bulunmaz düsturuna inanmıştır, inanan insan. taklidi imandan hakiki imana geçmiştir. o saatten sonra da sorgulamaya gerek duymaz.
bir müslümanı diğer inanç sistemlerine bağlı olanlardan ayıran husus Allah'a, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, kadere ve ahiret, daha da dikkat çeken yönüyle gayba iman etmiş olmasıdır. iman etmiş adam dininin esaslarını sorgulamaz. kendisine din diye sunulanın islam'a uygunluğunu sorgular.
eleştirmek ise normaldir. insan kabullenmediğini eleştirir ama zırvalayan başlıklar açıp kendi rumuzunun altında tartışma oluşturmaya gayret etmek eleştiri değil, provakasyon ve sıklıkla Allah inancına imalı hakaret yoluyla küfre düşmektir.
sorgulama adı altında dinin temelleriyle kafa bulmaya kalkanlar ayağını denk alsın. cehennem fantezi ürünü bir yer değildir. uyarmadı demeyin.
islam dininin kendine özgü dogmalardan oluşu hasebiyle dinin sorgulanması mümkün değildir. mümkün olmayan tanım. eğer ki sorgulamaya başladığınızda o dinin koyduğu kuralları da sorgulamaya başlarsınız. böylelikle dinin de dışına çıkmış olursunuz. çünkü din bir kurallar bütünüdür. siz dini kabul etmekle bu bütünün içindeki yerinizi alırsınız. yok ben bu kuralları kabul etmiyorum derseniz ise merhaba ateizm noktasında kendinizi buluverirsiniz.
dinler insanları belli bir hizaya sokma ve bu hiza çerçevesinde tutacak olan kurallar bütünüdür. ya uyarsınız yada reddedersiniz. bu sizin elinizde olan birşey. bu kurallar bütününü kabul etmekle o dine girersiniz. yok ben şurayı kurcalıyım, yok burası neden böyle diye oynamaya başlarsanız fazla kurcalama cevabıyle karşılaşırsınız. dolayısıyla din bir bütündür. ben bu dine mensubum dediğinizde ise o kuralları harfiyen kabul etmiş sayılırsınız.
neydeyse dinin kendi özgürlüğünden daha fazla olabilmiş ayyuka çıkmış özgürlüktür. işte özgürlük kavramını ağzında sakız edenlerin anlayamayacağı bir özgürlüktür bu.
insanlık adına fayda sağlamayan, kültürel ve sosyal olgunluğa doğru herhangi bir toplumu ilerletmeyen ne olursa olsun; hangi inanış, hangi gelenek olursa olsun sonuna kadar sorgulanmalı, eleştirilmeli.
cahiliye dönemi arabistan'ını "genç kızları diri diri gömüyorlardı" diye kötüleyen, "puta tapıyordu salaklar" diye dalga geçenler; genç kızları (şimdilik maks:4 tanesini) özel haremlerde sıralamayı, onlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi göstermeyi şimdi evla görüyorlarsa, işte o toplumda bir eleştiri eksikliği ve bu eksiklikten ötürü meydana gelen gudubet ve ilerlemeyi engelleyici şeyler var demektir.
merak etmeyin, eskiden de genç kızlar gömülmeyi kabulleniyordu. biraz okursanız öğrenirsiniz.
ilk savdan kendini eleveren olgudur. hiç bir dini sorgulama özgürlüğünü o dinin inananları veya üstdüzey din görevlileri özgür bırakmamış. "batı medeniyetlerinde böyle bir özgürlük var ama yaaa islam ülkelerinde niye olamasın?" demek saçma olur ki adamlar sırf bu tip eleştirileri sorgulamaları sindirebilmek adına kurumlar kurmuş kardinaller atamıştır, islam'da ise böyle bir yapılanma yoktur.
eğer sorgulama ve eleştirme özgürlüğü vermiş ise bir din ve onun inananları zaten bu islam dinine ait kişilerdir, ve islam dinidir. ki islami tasavvufa gönül vermiş çoğu alim zaten kendilerince islam ve inanış dogmalarını eleştirerek kendi gerçek islam görüşlerini ortaya koymuşlardır, hiç biri de dinsiz olarak görülmemiş aksine büyük feylesof * olarak görülmüştür, bunlar mevlana yunus emre ömer hayyam ibn-i sina gibi kişilerdir, bilmeyene, bu insanların hepsi islam dinini sorgulamış ve eleştirmiş, kendi doğrularını göstermiş ve onların müritleri de onların islam yorumundan ilerlemiştir...
ha kalkıp günümüz modern dünyanın insanları ise islam dinini sorguluyorum ve eleştiriyorum, buyrun yapıyorum; gerizekalısınız müslümanlar, aha benim islam eleştirim diyerek, doğrudan hakaret ve saldırıyı seçerek, ama ben eleştirmiştim, sorgulamıştım derlerse gülünç duruma düşerler. saldırı ile eleştiri arasındaki ayrımı anlamayanların söylemi olamaz bu...
eleştiri, bir şeyin doğrularını ve yanlışlarını göstererek, o şeyin daha ileriye gitmesini sağlamaktır, ancak o şeyin yanlışları üzerinden saldırılar yaparak, bunun adına eleştiri demek bence yanlış, bu hakaret...
"islam dinine hakaret edebilme özgürlüğü" dense daha doğru olucak kanımca...
kimse bana var demesin. ramazanda döner yiyor diye döner bıçağıyla öldürülenleri, aziz nesini yakmak için onlarca aydını sivasta katledenleri kimse unutmadı daha. turan dursun u unutmadık. akp gibi bozuk bir saat bile yılda bir de olsa doğruyu gösterebiliyor:
her eleştiriyi hakaret adı altında sansürleyen, aşağılayan, dışlayan, hedef gösteren bu zihniyet bana "tabi ki eleştirebilirsin" demesin. ironik oluyor, çarnaçar gülüyorum.
eleştiri tanımına dahi yeni boyutlar getirerek, "olumlu taraflarını da söyleyin de daha iyi bir yere getirelim"ci zihniyetin anlayamayacağı özgürlük. ne iyi tarafından bahsediyorsunuz ben anlamadım ki. inanları uyuşturmanın, toplumu uyutmanın, birilerini dışlamanın, aşağılamanın bir yolu olan dini daha nereye getirmenize yardım edelim?
bu ülkede olan ve sonuna kadar kullanılabilen özgürlüktür. sorgularsında, içki, zina domuz eti haram değil de dersin, kuran saçma dersin, insanların inancıyla bin bir türlü şekilde dalga da geçersin, zeka seviyelerini sorgularsın. sözlük bunların örnekleriyle dolu.
çoğumuz bu sözü onayladık ha evet falan dedik, ancak herhangi bir konudaki eleştirimiz ki bu eleştiri 82 anayasasının seçimi ile ilgiliydi ve bizler bilmiyoruz tabi daha portakalda c vitaminiydik ancak bilenlerimizin anlattıkları zaten hayır diye bir seçeneğin olmadığı bir referandumda, belki isteyerek belki istemeyerek bir seçim yapmış millete sonucu zaten belli olan bir seçimden dolayı aptal demek...
işte ne yazık ki bizim eleştiri anlayışımız bu, aptal, gerizekalı, mal, öküz.
basit bir film eleştirisi mesela, ben bu filmi beğenmedim demiyoruz, o ne ya öyle çok salak bir film diyoruz. beğenen kişiye de söz hakkı vermiyoruz, o beğendi diye ona da salak damgasını vuruyoruz.
sonra ee hakaret etmedik bizi yakmaya geldiler diyebiliyoruz.
eğer eleştiri anlayışımız buysa bizim, ağzından salya saçan, sakallı sarıklı eli silahlı çılgın müslümanları yaratan da bizdik, bunu bir kere kabul etmek gerek. islam dinini kim saldırmadan, olumlu veya olumsuz eleştirdi ki son bir kaç yüzyılda, insanlar ona saldırdı? islam'a yapılan tüm eleştiriler eleştiri değildir, saldırı...
birileri hala onlarca aydının sivasta müslümanlarca katledildiğini sanıyor. ne sorgulaması ne eleştirisi ne özgürlüğü.. bunların olması için kafaların doğru düzgün çalışması lazımdır. önyargılı olmamak lazımdır. hatırlayın be danıştay saldırısını da müslümanlar yapmıştı. hatırlayın neler çıkıyor ergenekondan. ulan çıkmasın boşverin yalan olsun hepsi. kafanızı çalıştırın be. müslümanlara ne yararı olur aziz nesin ölse. ölse ne ölmese ne..
ben karşıyım birader bu özgürlüğe. eğer ki sorgulama yapmak isteyen adam gibi zihinler varsa buyursunlar.. eğer ki kafası çalışan insanlar sorgulayacak eleştirecek anlamaya çalışacaksa buyursunlar..
ama fırlamanın biri çıkıp da özgürlük efem deyip Peygambere hakaret eden bi karikatür çizecekse..karşıyım ben.
eleştirinin hakaret olarak algılanmasına bir örnek:
"türk milletinin %60'ı aptaldır"
aziz nesin
aptal:
1 . Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak:
"Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum."- Y. Z. Ortaç.
2 . ünlem, teklifsiz konuşmada Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü:
"Aptal! Senin yerini açıkça söyledim ben."- T. Buğra. (*1)
üf! hakaret etmiş sanki.
fakat aziz nesin burada itaat kültüründen, darbecileri meclise taşıma oyununa piyon olmaktan bahsediyor. "bunu ancak aptallar yapabilir" diyor.
hakaret şimdi bunun neresinde?
bakın işte, mesele burda: kimse sizin kalbinizde beyninizde tüylerinizde yaşattığınız, yani şahsınıza ait dini inancınıza, yani bizzat şahsınıza bir eleştiri getirmiyor ki bir anda dikleniyorsunuz?
eleştiri değil, hakaret değil, küfür etse bir insanı yakamayacağını öğrenmesi gereken dimağların hakkında atıp tuttuğu özgürlük. ortada hakaret varsa, hukuk devletinde insanlar yakılmaz, kamu davası açılır. ki açılmıştır da. sonuç nedir biliyor musunuz? belki bilirsiniz ama işinize gelmez söylemek. beraat. yok ama, size hakaret ettiğinden öyle eminsiniz ki, mağara adamları gibi elinizde meşaleler "hebele hübele" diyerek yakmaya gidiyorsunuz.
ortaçağda cadılara yaparlardı aynısını. islam ın da en azından kendi ortaçağına gelebildiğini görmek güzel.
turan dursun demiştik ama pek tanımadığınızdan, yahut tanımak işinize gelmediğinden hala "kim islama hakaret etmeden eleştirmiş?" diye sahte şaşkınlıklarla kandırıyorsunuz birbirinizi. ha pardon, doğru ya sivas katliamı ergenekoncuların işi, turan dursunu başkası vuracak değil ya. onu da ergenekon vurmuştur. mübarek faili meçhul olsa kenedy suikastini bile ergenekona mal edeceksiniz.
özgürlüklerin kimisine taraf, kimisine ise karşıt olunmayacağını bilmeyen, bilemeyen, aklı hayali almayan, işine gelmeyen yayık ayranlarının bir türlü lezzet bulamayacakları özgürlük.
özgürlük tek yollu bilettir arkadaş! ya taraf olursun, ya da karşıt! ortası yok!
sorgulamak ve eleştirmek düşünen insanların işidir. kuduz köpek gibi dine saldırmak için fırsat bekleyenlere "hadi eleştir-sorgula" derseniz, ilk yapacağı şey ısırmaya çalışmak olacaktır.
-sizin dininiz zaten cani bir din. siz elinize fırsat geçse insanları yakarsınız. kadınları zorla eve kapatır. kendiniz başkalarının karısına bakarsınız.
başına bir şey gelmeden atatürk'ü eleştirme özgürlüğünün olmadığı bir ülkede kimileri tarafından sırf provokasyon amacı ile savunulan özgürlük.
müslüman olmayıp ta, müslümanların içinde islam dinini eleştirmeye kalkanların eline ne geçer anlamış değilim.
amaç ne?
not: atatürk düşmanlığı felen değil yazdıklarım , sadece bir kıyas yaptım ki görülsün nasıl bir memleketteyiz. eleştiri diye dinime söven güruhun atatürk'le ve atatürkçülük'le hiç bir alakası da yoktur. en azından onlardan daha çok atatürkçüyüm.
her konuda olduğu gibi 'seviyeli' bir üslupla belirli sınırlar içerisinde yapıldığında iyi niyetle karşılanan özgürlüktür.
Siz bilmediğiniz konuşlarda, kulaktan dolma bilgilerle atıp tutarsanız eksiyi de yersiniz ayarı da yersiniz.*
Sorgulamak ve eleştirmek için gerekli donanıma sahip kişilerin bu özgürlük hakkını kullanması kişinin karizması açısından daha makuldür.