her şeyin bir fiyatı olduğunun iddia edildiği bu kapitalist bir pazar ekonomisinde, islam dininin -kuran'ın telif haklarıyla birlikte- kaç para edebileceğinin spekülasyonudur. nihayetinde sözkonusu din üzerinden para götüren bir çok tarikat, hacı-hoca, resmi diyanet memuru, politikacı, siyasi parti, televizyoncu, gazeteci ve hatta cami önü tezgahçısı var, demek ki devasa bir bacasız sanayiden bahsediyoruz (ayak kokusu var, baca yok; bu başka bir mesele...), öyle ise bunun bir ticari değer karşılığı olmalı.