islam da takiyye

entry3 galeri0
    1.
  1. isveç Televizyonu’nda haftada bir yayınlanan Uppdrag Granskning (Görevimiz Denetlemek) adlı bir saatlik programı izliyoruz.

    iyice kapalı iki kadın akıl danışmak için bir imama gidiyor.

    Biri kocasının şiddetine maruz kalmış, diğeri de akrabası olarak ona yardımcı olmak için yanında.

    Kadın, islami kurallara göre, gördüğü şiddet yüzünden kocasını polise şikayet etmesinin doğru olup olmadığını merak ediyor.

    imamın yanıtı çok net. Kocanın karısını dövme hakkı olduğunu, onun için polise gitmemesi gerektiğini söylüyor.

    Kadınlar biraz daha aydınlanmak istiyorlar. Kocası cinsel ilişkiye zorladığı takdirde ne yapmalı, başka kadınlarla ilişkisini nasıl karşılamalı vs.

    imam, hikmetinden sual olunmaz edasıyla kadınları aydınlatıyor: islami kurallara göre koca karısını cinsel ilişkiye zorlayabilir, hatta birden fazla kadınla da evlenebilir.

    iki kadın uysal uysal dinliyor.

    Niyetleri tabii ki tartışmak değil. inançlı müslüman kadınlar olarak nasıl davranacaklarını öğreniyorlar.

    Takiyyecilik belgeseli

    isveç Televizyonunda yayınlanan bir programda izlediğimiz görüntüler aynen böyle.

    Görüntüler gizli kamerayla kaydedilmiş.

    Üstelik tek bir imamla da değil. isveç’teki belli başlı on caminin imamıyla konuşarak ve görüşmeleri gizli kamerayla kaydederek.

    iki kadın gazeteci medya dilinde Walrafçılık yapıyorlar.

    Hani şu Türk adıyla Almanya’da kömür madeninde çalışan gazeteci Gunter Wallraf’ın yaptığı gibi gerçeği ortaya çıkarmak için karşısındakiyle başka bir kimlikle konuşarak gerçekleri belgeliyorlar.

    Kadın gazetecilerin görüştüğü on imamdan sadece biri, yaşanılan ülkedeki kurallar gereği çok eşli evlilik olamayacağını söylüyor.

    imamların çoğunluğu, kadınlara nasihat edercesine, kocanın dayak atabileceğini, karısını cinsel ilişkiye zorlayabileceğini hatırlatıyor.

    Sadece iki imam kocalarının şiddetine maruz kalmaları halinde polise gitmelerini tavsiye ediyor.

    Bir saatlik program sadece bu gizli çekilmiş video kayıtlarından oluşmuyordu.
    Diğer görüntülerde imamlar bu kez karşılarında oturan gazetecilere, kameraya bakarak gene aynı konulardaki görüşlerini açıklıyorlardı.

    Kendisine danışmaya gelen kadınlara, erkeğin birden fazla kadınla evlenebileceğini söyleyen imamlar bu kez gazetecilerin karşısında sanki kişilik değiştirmiş gibiydiler.

    Çok eşli evliliğe karşıydılar ve islam’da çok eşli evliliğin islamı karalamak isteyenler tarafından uydurulmuş bir efsane olduğunu iddia ediyorlardı.
    Program büyük yankı yarattı.

    Gazetelerin başyazılarında, camide çifte standarttan tutun, devletten maddi yardım alan islam derneklerinin kuralları çiğnediğine ve mütedeyyin müslümanların istismar edildiğine kadar, olay bütün boyutlarıyla ele alındı.

    ilginç bir nokta da, program islam’da takiyye diye tanımlanan çifte standardı bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarırken, islam derneklerinin bazılarının, programın ırkçıların değirmenine su taşıdığını ileri sürerek televizyonu suçlamalarıydı.

    Aşırı islamcılar arttıkça, ırkçılar da güçleniyor

    Tabii ki programın ırkçıların eline malzeme verdiğinden kuşku yok.

    Zaten, Avrupa’daki müslümanlar arasında, aşırı islamcı hareketlerin göze batar şekilde öne çıkması ve taleplerde bulunmaya başlamasının ırkçıların son yıllarda güçlenmesine yolaçtığı yolundaki görüşler oldukça yaygın.

    Bugüne kadar Avrupa’da hep islamofobi’den söz edildi. islamofobi’nin yaygınlaşmasının nedeni olarak da hep yabancı düşmanları gösterildi.

    Son olay bu konu üzerinde etraflıca düşünmenin gerektiğini gösteriyor. isveç gazetelerinin başyazılarında da işaret edildiği gibi programda konuşan Arap ve Somalili imamların islam anlayışı, toplumda bütün müslümanların aynı şekilde düşündüğü algısına yol açıyor.

    Bu yanlış algı yüzünden aslında kendi halinde, topluma uyumlu müslümanlara karşı olmayanlar arasında da islamofobi yaygınlaşıyor.

    Bazı yorumculara göre, aslında söz konusu kişiler islam’dan değil, 'islamcılardan' korkuyor.

    Bu yüzden de günümüzdeki durumu islamofobi değil ama 'islamcı fobisi' daha iyi açıklıyor.

    Bu görüşte olanlar, '20. yüzyılda Avrupa’da islamofobi güçlü olsaydı 1960’lardan sonra Avrupa’ya müslüman ülkelerden acaba bu kadar işçi alırlar mıydı' sorusunu gündeme getiriyor.

    Dahası Avrupa’nın birçok şehrine cami yapılmasına izin verirler miydi?
    Bu gözlemcilere göre, Avrupa’da islamofobi’nin güçlenmesinin asıl sorumluları, yaşadıkları topluma kıyafetiyle, davranışıyla ters düşen şeriat özlemi içindeki islamcılar.

    Çağdaş islamofobi de bunların yarattığı islamcı fobisinden başka bir şey değil.

    http://www.bbc.co.uk/turk...120523_sweden_islam.shtml
    1 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. islamda takiyye yoktur diyen kuran'ın hükmünü inkar etmiş olur bu kişini durumu da herkesin malumudur. Buraya delil olarak ayet hadis yazma gereği duymuyorum isteyen araştırıp bulur.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük