islam da mut a nikahının yeri

entry7 galeri0
    6.
  1. tabi ki yeri yoktur. Erkek egemen toplumların yarattığı bir saçmalıktan ibarettir. parayla sex yapmanın kendilerine göre dinselleştirilmiş çarpık halidir.
    0 ...
  2. 5.
  3. 4.
  4. Yeri yoktur. Çünkü ameller niyetlere göredir.

    Gel gör ki bazı kişiler bunu sadece şiilikte var diyerek gecistirir.
    Lan ha imam nikahı yapıp bir kaç güne boşandın.
    Ha muta nikahı yapıp aynı şey zaten.
    1 ...
  5. 4.
  6. 3.
  7. 2.
  8. 1.
  9. gün geçmiyor ki turan dursun'un ardılları islamî hususlarda atıp tutmaya devam etmesinler. bu kişileri piyasaya hangi odaklar sürüyor, bunu gerçekten bilemiyoruz fakat iftiraların ardı arkası kesilmiyor.

    turan dursun'un hayasızca ve vahşice öldürülüşünün bilmem kaçıncı yıl dönümü hasebiyle, bilim ve ütopya dergisi bir kapak konusu belirlemiş. yazarı mı? arif tekin tabii ki, turan dursun'un halefi. kendisinin yoğun bir 'kaynak telkini' yaptığını, önceki kitaplarını okumuş olduğumdan biliyorum zaten. madem sünni kaynaklara itibar edilecek, bunu en iyi biz yaparız. mut'a nikahının ne olduğunu ve islam'da nasıl yasak edildiğini anlatacağım sizlere. tamamen el emeği, göz nuru bir çalışma.

    esasında mut'a şuanda tüm sünni alimlerce haram ve batıl kabul edilmekte, şia ise karşı çıkmaktadır. işin ilginç yanı, hz. ali de mut'a'nın haram olduğuna hükmetmişti. ama neyse, biz konumuza geçelim:

    mut'a nikahının şekli şudur: adam kadına belli bir mal belirterek kadınına ''şu kadar mal karşılığında beni faydalandır'' demesi, kadının da ''kendimi senin faydalanmana sunuyorum'' demesidir. akitte temettu/mut'a (faydalandırma, zevk yaşatma) kelimesinin kullanılması şarttır.

    batıl ve haram olduğuna dair delile gelince:

    kitaptan delili:

    --spoiler--
    ''Ve onlar ki, iffetlerini korurlar, Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir. Şu halde, kim bunun ötesine gitmeyi isterse, işte bunlar , haddi aşan kimselerdir.'' (müminun 6,7)
    --spoiler--

    mut'a yapılan kadın, ayette geçen kadınlardan değildir. çünkü o ne cariyedir, ne de eş. çünkü evliliğin getirdiği miras ve benzeri hükümler vardır ki bunlar mut'a nikahında bulunmaz. ayrıca bu bir evlilik mahiyetinde de değildir, çünkü talak yoktur. süreli bir nikahtır. ancak talak haktır. nitekim kadı yahya b. eksum da mut'a'nın haram olduğunu bu yolla ispat etmiştir.

    sünnet/hadis/içtihattan delilleri:

    --spoiler--
    ''sebra el cüheni şöyle rivayet etmiştir: ben rasulullah(sav) ile birlikteyken şöyle buyurdu: ''ey insanlar! size kadınlardan faydalanmaya izin vermiştim. allah onu kıyamet gününe kadar kesin olarak yasaklamıştır. sizden kimin yanında onlardan biri varsa salıversin. onlara verdiklerinizden de bir şey almayın.'' (müslim, nevevî şerhi ile 9/186)
    --spoiler--

    yine şöyle rivayet etmiştir:

    --spoiler--
    ''rasulullah(asm) bize fetih yılında (mekke'ye girdiğimizde) izin verdi. sonra mekke'den çıkmadan tekrar yasakladı.'' (müslim, nevevî şerhi ile 9/187)
    --spoiler--

    daha bir çok hadis vardır bu konu hakkında, zikretmeye lüzum görmüyorum.

    mut'a nikahı meselesi, ''el-fikhu'l hanefiyyu ve el edilletuhu'' adlı fıkıh kaynağında şöyle ele alınmaktadır:

    --spoiler--
    ''mut'a ilk defa hayber gününde yasaklandı. nitekim sahih hadiste geçtiği üzere; ali b. ebi talib (ra) şöyle demiştir: rasulullah hayber günü kadınlarla müt'a yapmaktan ve evcil eşek eti yemekten nehyetti.'' (müslim, nevevî şerhi ile 9/189)

    daha sonra mekke'nin fethinde tekrar izin verildi. zira sebra b. ma'bed'den şöyle rivayet edilmiştir: ''hz. peygamber(sav) mekke günü kadınlarla mut'a yapmayı tavsiye etti. bunun üzerine ben ve beni süleym kabilesinden bir arkadaşım yola çıktık. sonunda beni amir kabilesinden deve misali bir kız bulduk. (boynu uzun manasında) ona mut'a teklif ettik ve iki elbise sunduk. kadın, beni arkadaşımdan daha yakışıklı, arkadaşımın elbisesini ise benimkinden daha güzel buluyordu. düşündükten sonra bende karar kıldı. üç gün boyunca onlar bizimle idiler. (müt'a geneldi) rasulullah daha sonra bize onlardan ayrılmamızı emretti.'' (sahih-i müslim, übeyy şerhi, 4/130)

    aynı hadisi darimî de naklediyor.

    işte mut'a nikahı başta caizdi, hayber günü haram kılındı, mekke'ye girişte kısa süreliğine tekrar izin verildi, sonra daha oradan çıkmadan insanlar bundan tekrar nehyedildiler. kısa süreden kasıt, 3 gündür. yani mekke'nin fethinde 3 gün izin verilmişti.
    --spoiler--

    bunu destekleyen bir hadisi seleme el-evka'dan naklediyorum:

    --spoiler--
    ''rasulullah(asm), evtas yılında kızgın savaşlarda, mekke fethinde, mut'a'ya 3 gün izin verdi, sonra nehyetti.'' (sahih-i müslim, übeyy şerhi, 4/131)
    --spoiler--

    kaynaklar hep sahih dikkat edilirse.

    gelelim malum zevatın delil kabul ettiği hadise:

    --spoiler--
    ''biz rasulullah(asm) ve ebubekir döneminde günlerce mut'a yapardık. sonra ömer ondan nehyetti.'' (SAHiH-i MÜSLiM, CABiR'DEN RiVAYETLE AKTARIYOR)
    --spoiler--

    alimler bunu şöyle anlatıyor:

    --spoiler--
    bu hadisi delil olarak sunanlara, 'hz. ömer onu kendinden değil, rasulullah'tan işittiği bir bilgiye binaen yapmıştır' diye cevap verilir.
    --spoiler--

    nitekim ibn mace, sahih bir senetle ibn ömer'den şunu rivayet etmektedir:

    --spoiler--
    ''ömer bin hattab halife olunca insanlara şu konuşmayı yaptı: 'ey insanlar! rasulullah mut'a için bize 3 gün izin verdi. sonra onu yine haram kaldı. vallahi evli iken mut'a yapan birini öğrenirsem, bana rasulullah'ın haram kıldıktan sonra ona izin verdiğine dair 4 şahit getirmedikçe onu recmederim.'' (sünen-i ibn mace, 2/631)
    --spoiler--

    hz. ali(ra) da bu görüştedir.

    seleften bazıları muta'nın haram olmadığı konusunda diretmişlerdir. ibn abbas, ibn mesud, amr b. hureys, ebu bekir'in kızı esma, cabir b. abdullah bunlardandır. aynı şekilde tabiilerden tavus, ata vs. gibi kişilerden bu görüşteydi. ancak ibn abbas vefatından evvel bu fetvasından dönmüştür.

    büsti, mealimu's sünen'inden şöyle diyor:

    --spoiler--
    mut'a nikahının haram olduğu, veda haccından bulunan müslümanların adeta icma ettiği bir şeydir. bu, rasulullah'ın son günleri demektir. bugün de bazı bid'atçiler hariç, bunun böyle olmadığını söyleyen bir imam çıkmamıştır.
    --spoiler--

    peki bazı isimlerin bu fetvayı vermesinin nedeni neydi?

    bazıları, bu hükmü rasulullah'tan işitmemişti. ve bunu hz. ömer'in kendi içtihadı ile yaptığını zannediyorlardı. hz. ebu bekir halka bu yönde bir telkinde bulunmamıştı. hz. ömer halife olduğu an bu hususa özel olarak değinince, bazı kişiler karşı çıktılar.

    hz. peygamber'den sonra süregelen sünnette, müt'a nikahı farklı bir statüde olduğu için, ona ceza uygulanmıyordu fakat haramdı. hz. ebu bekir bu konuya bu yüzden eğilmemişti. hz. ömer ise islam topluluğunun bozulduğunu gördüğünden, cezai müeyyideleri uygulamaya koymuştur.

    neticesinde, müt'anın haram olmadığına dair rivayetler daha çok Câbir ile özellikle Abdullah ibn Abbas'a ve Sahabeden bir grupa dayanır. (ibn Kesîr, Tefsîr: 1/474)

    peki ibn abbas bu içtihadı nasıl yaptı ve nasıl döndü.

    ibn abbas, bunun uzun süre bekar duran ve maddi imkanı olmayan kimseler için mübah kılındığı şeklinde açıklıyordu. o, bu durumu, 'yemek yemeye mecbur kalan kişi' durumuna benzeterek kıyas etmişti. fakat bu kıyas batıldır. çünkü yemek yemek, zaruri bir ihtiyaçtır. cinsel açlığa ise sabredilebilir. üstelik, bu durumda el ile istimna (mastürbasyon) vacip olacağından, mut'a'ya da gerek kalmaz. ayrıca cinsel açlık; oruç ve tedavi ile kurutulabilir. dolayısıyla zaruret halinde, biri öteki gibi değildir. (mealimu's sünen 3/190)

    süreli(mukavvat) evliliğe gelince, bu da haramdır, batıldır.

    hz peygamber mut'a yaptı mı

    bu hususta lafzî manada aciz kimseler atıp tutuyorlar.

    --spoiler--
    Rasûlullah (sav) Efendimiz’e bir gün:

    “-Yâ Rasûlâllah! Allah’tan başkasına hiç ibadet ettiniz mi?” diye soruldu.

    “-Hayır!” cevabını verdi.

    “-Hiç içki içtiniz mi?” diye soruldu.
    “-Hayır! Ben Kitap ve îmânın ne olduğunu bilmezken bile, onların yaptıkları şeylerin küfür olduğunu bilirdim.” buyurdu. (Diyarbekrî, I, 254,255)
    --spoiler--

    kitap ve imanın ne olduğunu bilmese dahi bu tür küfür yollarına sapmayan allah rasulü'nün mut'a yaptığına dair tek rivayet, delil, beyyine yoktur.

    bir ateist sitesinde konu şöyle anlatılmış:

    --spoiler--
    Muhammed’in mut’a nikahı yaptığını iddia eden Heffening’tir ama iddiasını Caeteni’den almıştır. (islam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, “Muc’a” mad, VIII, s.848.)

    Caeteni, Taberi ve ibn Kesir’i kaynak göstermek suretiyle Muhammed’in Kilab kabilesinden Aliye bt. Zabyan ve Esma bt. Numan ile mut’a nikahı yaptığını ileri sürmektedir. (Caerani, islam Tarihi, ist., 1925, VII, 392-393.)
    --spoiler--

    hüccet sandıkları şey de şudur:

    --spoiler--
    Taberi bu olayı şu şekilde vermektedir:

    “Rasulullah Esma bt. Numan ile evlendi. Gerdeğe girdiğinde onda beyazlık gördiL. Bunun üzerine ona mut ‘a verdi, giyindirdi v e ailesine geri gönderdi.” (Taberı, Tarihu’I-Ümem ve’l-Muluk, Beyrut, tts., IIlI, 1179.)
    --spoiler--

    bu arkadaşlar, ''mut'a'' vermek ifadesini mut'a nikahına vermişler. halbuki, bu hadislerden bunu çıkaran tek alim yoktur. islamî literatürde mut'a vermek, 'Boşanan kadına iddet süresince yararlanması için verilen şey' manasına gelir.

    bunu da şu şekilde iktibas edebiliriz:

    --spoiler--
    Mehir miktarı belirlenmeksizin yapılan nikâh akdinden sonra, henüz cinsel birleşme olmadan boşanma veya fesih yoluyla evlilik sona ererse kadına mut'a denilen elbise ve baş örtüsü gibi bazı şeyler verilir. Bunlar mehir yerine geçen bir çeşit "teselli hediyesi" dir.
    Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Kadınlara yaklaşmadan ve onlara mehir takdir etmeden boşarsanız,"sizin için bir sorumluluk yoktur. Bu durumda zengin kendi imkânına göre, yoksul da kendi imkânına göre, usûlüne uygun bir Şekilde onlara, yararlanacakları bir şeyler verin. Bu, iyilikte bulunanların üzerine bir borç"tur" (el-Bakara, 2/236); "Boşanan kadınların örfe göre bir takım eşyalar alma hakkı vardır" (el-Bakara, 2/241); "Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikâhlar, sonra da cinsel birleşmeden önce onları boşarsanız, artık sizin, onların üzerinde iddet sayma hakkınız yoktur. Onlara hemen mut'alarını (yararlanacakları bazı şeyleri) verin ve onları güzellikle serbest bırakın" (el-Ahzâb, 33/49).
    Bu âyetlerde yer alan "metea" veya "emtea" fiilleri; birisini bir şeyden yararlandırmak, boşanan kadınlara mut'a vermek anlamlarına gelir (Rağıb el-Isfehânî, el-Müfredât, s. 461).
    --spoiler--

    velhasıl kelam; mut'a nikahı şianın ve turan dursun ardıllarının iddialarına rağmen kıyamete kadar yasaklanmış olup, hz. peygamber de asla böyle bir yola yeltenmemiştir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük