Bir gün Hz. Ebû Zerr (R.A.), huzûr-u Resûlüllahda, azadlı zenci bir köle olan Bilâl-i Habeşi ile konuşurken, bir anlık gafletle hiddete gelerek, Hz. Bilâle: Siyahın oğlu! diye hitabetti. Ebû Zerr (R. A.) sözünü bitirir bitirmez Hz. Resûlül-lah (S.A.V.): Ebû Zerr, kab taştı (yani ölçüyü kaçırdın). Beyazın oğlunun siyahın oğlu üzerine bir üstünlüğü mü var? insanlar arasındaki üstünlük, ancak takvâ ve amel-i sâlih iledir. Fazilet, renk ile değil, sâlih amel iledir, buyurdular. Hz. Resûlüllahdan bu uhuvvet ve muhabbet dersini alan Hz. Ebû Zerr (R.A.), derhal hatâsını anladı. Ve yüzünün bir tarafını yere koyarak, Hz. Bilâle şöyle hitap etti: Kalk ve ayağını yanağımın üzerine bas! Sen ayağını basmazsan, ben yüzümü kıyamete kadar yerden kaldırmam.
Sizler Hz. Âdemin oğullarısınız. Âdem ise, topraktandır. Bir kısım insanlar var ki, Cehennem kömüründen başka birşey olmayan adamlarla iftihar ederler, övünürler. işte bunlar ya bu övünmeden vazgeçerler, ya Allah nezdinde pisliği burunlarıyla yuvarlayan gübre böceklerinden daha değersiz olurlar.
Allah sizden cahiliyet tekebbürünü ve o zamanda carî olan ecdad ile övünme âdetini kaldırdı. insanlar ya mümin ve müttakîdir yahut fâcir ve bedbahttır. (Şu veya bu kabileye mensubiyet bu zâtî vasfı gidermez) 29
Kim kavmiyetçilik dâvası güderse, Cehennemde iki dizi üzerine çökecek olanlardır. Dediler ki: Ey Allahın Resulü, oruç tutsa da, namaz kılsa da mı? Evet! cevabını verdi. Oruç tutsa da, namaz kılsa da 28
Ümmetimin helâk olması üç şeyden ileri gelecektir:
1- Kaderiyye (Fertler, kendi fiillerini kendileri yaratırlar, diyerek Allahın takdir ve iradesini kabul etmeyenler.)
2- Unsuriyet, (ırkçılık) dâvası gütmek,
3- Dinî meselelerin rivâyetinde titiz davranmamak
içtihadının tamamı emevi milliyetçiliği üzerine kurulu bir dinin milliyetçi yanını yadsımak için epeyce bir kafa güzel olmalı.
mezheplerden, imamlardan, şeyhlerden, hocalardan ve hadislerden arındırılmış, sadece kişinin vicdanı va allah arasında bir islam'a dönünceye kadar da türkler milli benliklerine hiç olmadığı kadar sarılmak zorundadır.
şu an hepimize islam diye dayatılan, teorisi 1200 yıl önce hazırlanmış ortadoğu kültürel emperyalizmidir. dikkat edin arap demiyorum "ortadoğu" diyorum.
bunun içinde arap da var, yahudi de var, kürt de var dürzi de var. yüzlerce yıl önce bu coğrafyada kendi vatandaşlık aidiyetini ve kültürel bilincini oluşturmaya çalışmış olan emevi hanedanının islam'ın içine sokuşturduğu gelenek, töre ve nakillere dayanan, bireyin ruhunun kurtuluşundan çok yaşamını kurallar altına almaya çalışan bu ideolojinin ne muhammed'in yaydığı dinle, ne allahla,ne kur'an ile ilgisi yok çünkü.
islami yaşam diye bize yutturulmaya çalışılan çağdışı kabile hayatının dayanak bulduğu kuralların yüzde 99'u kur'an-ı kerim kaynaklı değil. suyunun suyu imam çakmalarının ve egemen hanedanların köpekliğinden başka bir vasfı olmayan sözde şeyhlerin allah'ın kelamını eğip bükerek,kutsal kitapta yazanların anlamını, mealini çarpıtarak ortaya çıkardıkları ucubeye islam'ı da geçtim din demek bile mümkün değil.
ruhunu nasıl kurtaracağından çok kimin kaç karı alabileceğiyle ve onlarla nasıl çiftleşebileceğiyle ilgilenen bir allah olabilir mi?
hiç bunu kendine sordun mu? gerçekten hiç kur'an okudun mu? orada yazanlarla bugün biz müslümanız diye sana bir yaşam biçimi, kılık kıyafet dayatanların söyledikleri arasındaki anormal farkı gerçekten biliyor musun?
Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
"Zulüm ve haksızlıkta kavmine yardıma kalkışan kişi, kuyuya düşmüş deveyi kuyruğundan tutup çıkarmaya çalışan gibidir." (Ebû Dâvud, Edeb 113, 121, hadis no: 5117)
Not: 'vatan sevgisi imandandır.' sözü uydurma kabul edilmektedir. Düşündüğümüzde de bu sözün hiçbir şekilde doğruluk payı yoktur. Çünkü yeryüzünde vatanını en çok seven halklardan birisi israiloğulları dır.
Rasûlullah (s.a.s.)'a soruldu: "Kişinin soyunu, sülâlesini (kavmini, ulusunu) sevmesi asabiyet (kavmiyetçilik, ırkçılık) sayılır mı?" Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: "Hayır. Lâkin kişinin kavmine zulümde yardımcı olması asabiyettir/kavmiyetçiliktir."(Ahmed bin Hanbel, 4/107, 160; ibn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3949)
"Kim hevâsına uyarak bâtıl yolda cenkeder, kavmiyetçiliğe (asabiyet) çağrıda bulunur veya kavmiyetçiliğin sevkiyle öfke ve tehevvüre kapılırsa, câhiliyye ölümü üzere (kâfir) ölür."
"Müslüman cemaatten ayrılan ve itaat yolunu terketmiş olarak ölen kimsenin ölümü, câhiliyye ölümüdür. Ümmetime karşı harekete geçerek mü'minin imanına saygı duymaksızın ve sözleşmeli bulunduğu kimseye karşı olan ahdine vefâ göstermeksizin suçlusuyla suçsuzuyla bütün ümmetimi vurmaya kalkışan kimse Benim ümmetimden değildir. Asabiyet/ırkçılık duygusuyla öfkelenen, asabiyet uğruna savaşırken yahut ırkçılık dâvâsı güderken körü körüne açılmış bir bayrak altında ölen kimsenin ölümü câhiliyye ölümüdür." (Müslim, imâre 57; Nesâî, Tahrim 27; ibn Mâce, Fiten 7; Ahmed bin Hanbel, 2/306, 488.
"Aziz ve Celil olan Allah sizden câhiliyye devrinin kabalığını ve babalarla övünmeyi gidermiştir. Mü' min olan, takvâ sahibidir. Kâfir olan ise şakîdir. Siz, Âdem'in çocuklarısınız. Âdem de topraktan yaratılmıştır. Bazı adamlar, (kâfir olarak ölen) kavimleriyle övünmeyi terketsinler. Çünkü onlar cehennemin kömüründen bir kömürdürler, yahut onlar, Allah indinde burnu ile pislik yuvarlayan pislik böceğinden daha aşağıdırlar." (Ebû Dâvud, Edeb 120, hadis no: 5116)
"Aziz ve Celil olan Allah sizden câhiliyye devrinin kabalığını ve babalarla övünmeyi gidermiştir. Mü' min olan, takvâ sahibidir. Kâfir olan ise şakîdir. Siz, Âdem'in çocuklarısınız. Âdem de topraktan yaratılmıştır. Bazı adamlar, (kâfir olarak ölen) kavimleriyle övünmeyi terketsinler. Çünkü onlar cehennemin kömüründen bir kömürdürler, yahut onlar, Allah indinde burnu ile pislik yuvarlayan pislik böceğinden daha aşağıdırlar." (Ebû Dâvud, Edeb 120, hadis no: 5116)
"Bir kısım insanlar vardır ki, cehennem kömüründen başka bir şey olmayan adamlarla iftihar ederler, övünürler. işte bunlar ya bu övünmeden vazgeçerler, ya da Allah nezdinde, pisliği burunlarıyla yuvarlayan pislik böceklerinden daha değersiz olurlar."
Rasûlullah (s.a.s.)'a soruldu: "Kişinin soyunu, sülâlesini (kavmini, ulusunu) sevmesi asabiyet (kavmiyetçilik, ırkçılık) sayılır mı?" Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: "Hayır. Lâkin kişinin kavmine zulümde yardımcı olması asabiyettir/kavmiyetçiliktir."
"Zulüm ve haksızlıkta kavmine yardıma kalkışan kişi, kuyuya düşmüş deveyi kuyruğundan tutup çıkarmaya çalışan gibidir."
Vasîle bin el-Eskâ (r.a.) anlatıyor: Ben, Yâ Rasûlallah! Adamın kendi kavmine bir zulüm üzerine yardım etmesi asabiyetten (ırkçılıktan) mıdır?' diye sordum.Peygamber efendimiz : Evet
islam milliyetçiliği diye birşey var. şimdi din kitap diyip de her türlü holiganlığı yapan arkadaşlar değildir tabi ki. bunlardan daha önce de bahsettim ki ne yapacakları belli değildir. bakarsın namaz kılınca boynuna sarılır bakarsın akpli diye çatır çatır küfreder.
gelelim ki asıl konuya bizi birleştirecek tek şey: islam milliyetçiliği. bazıları tabi kabul etmez bunu ama benim için insanlar 2 ye ayrılır. müslüman olanlar ve müslüman olmayanlar. hakkıyla din görevini yerine getiren, yerine getirmek için çabalayan kardeşimizdir. her yerde milliyetçilik ayrımı gözetmeden korur kollarız. mücahitse cihatına destek oluruz. lakin müslüman değil diye de diğer insana ikinci sınıf muamelesi yapmayız. çünkü bu hem dinen doğru değildir. hemde islamdan nefrete sebep olur, vesselam.