yanlış anlaşılmış, anlatılmış, islamı yaftalamak için sürekli kullanılmış olaydır.
iran, suudi arabistan, birleşik arap emirlikleri gibi ülkelere bakılarak değerlendirme yapılması çok yanlıştır. iran gibi eli, kolu gözüktü diye bayanları kırbaçlayan bir ülkede hoşgörüyü baz alan bir dinin uygulandığını söylemek doğru değildir. ''kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz'' felsefesini temele oturtan bir dinde insan ve duyguları en temelde yer alır.
gelelim dört karı alma olayına. tarih okurken bize en başta öğrettikleri; olayları o zamanın koşullarına göre değerlendirmemiz gerektiğidir. mekke'de peygamber efendimiz zamanında cinsel ilişki açısından hiçbir sınır yoktu. o zamanda yaşayan erkekler sahipsiz her kadının sahibiydi. istediği zaman evine girip zorla da olsa onunla sevişme hakkını kendilerinde buluyorlardı.
peygamberimizin hz. hatice'yle yaptığı aşk evliliğinde onun üzerine hiçbir kişiyi getirmemiştir. o vefat ettikten sonra savaş, müslüman halkın nüfusunun gittikçe azalması ve savaşta kocası ölen bayanların mekke'de orta malı muamaelesi görmesi; birden fazla kişiyle yaptığı evliliğin olağan dışı, extreme sebeplerindendir. herşeyden önce islamda monogami esastır.
herkesin gözden kaçırdığı noktalardan biri de örneğin; ikinci karısının 50 yaşında dört çocuklu, kocası savaşta şehit düşmüş bir bayan olması. hangi erkek cinsi zevki için 50 yaşında dört çocuklu bir dulla evlenir? ayriyetten daha islamiyet'i yaymaya başlanıldığında mekke'de istediğin kadın senin olsun, para pul ne istersen senindir denilmiştir kendisine. kendisi islam adına herşeyi elinin tersiyle itmiş ve yaşamının geri kalan bölümünde ölümcül zorluklara göğüs germeyi seçmiştir. lütfen hakkında yorum yaptığınız insanı biraz tanıyın, hakkında araştırma yapın. yüzeysel, kulaktan dolma, önyargılı referanslarınızla karalama yapmayın.
madalyonun diğer tarafında da kendine dinci diyen, başı açıklara gavur muamelesi yapan ama dini referans göstererek metreslerine imam nikahı kıyıp aklınca yaptığı şeyi meşrulaştıran, beş günlük imam nikahı kıyarak eve kapattıkları orospuları becermeyi meşru hale çevirmeye çalışan alçaklar herkesden daha aşağı seviyededir bana göre. çünkü yaptıkları iğrençliklere kutsal bir değeri alet etmektedirler. kişilerle kavramları birbirinden ayırın kendine müslaman diyen insanlardan yola çıkarak müslümanlık hakkında yargılar edinmeyin.
islamı anlamak isteyen peygamberimiz'in hayatını okusun, mevlana'yla tanışsın. günümüzde maalesef bütün kavramlar birbirinin içinde. olaylara biraz daha uzaktan, objektif, önyargılardan, etiketlerden, insanlardan sıyrılarak bakalım. herşey göründüğünden çok farklı olabilir.
uçkur düşkünlüğünü "şehvet boyasına kutsal cilası" çekerek kapamaya çalışanların istismar ettiği ruhsattır..
allah insana lütufta bulunmuş ve "tevil" hakkı vermiştir..burada esas olan er kişinin adalet hesabı gütmesidir..eğer benliği "bacısının başka bir erekeğe 4. eş" olmasına izin verirse kendisine de bu durum helaldir zannımca..
Benim kişisel olarak çok doğru bulmadıgım ama bunu uygun bulan kadın ve erkege karısma yada onları eleştirme makamında olmadıgımı düşündüğüm elitist şovenist laikçiler tarafından çokça istismar edilen bşir konudur.
Kur'an-ı Kerim'de bu konudan bahsederken "eger adaleti saglayabilecekseniz dört kadına kadar alabilirsiniz" mealinde bir cümle şu mealde bir yasakla devam eder "fakat asla adaleti saglayamazsınız". Yine bu kısıtlar islamın ana kaynaklarından birisi olan sünnetten yola çıkarak halihazırdaki eşin rızasını şart koşar.
Bu durum erkegin çok eşliliğe meyilli oldugu, buna bir nevi açık kapı bırakılarak olası zina olaylarının önüne geçme yada eğer toplumda kadın sayısı erkek sayısından fazlaysa kadınların doğalarının geregi olan aile ve annelik mefhumundan mahrum kalmamaları veyahut kadının cocugu olmaması durumunda bosanarak magdur olmaması için ve tabii bu arada erkeginde cocuk sahibi olma istegini tarafların optimum çıkarı göz önüne alarak helal dairenin geniş tutulmuş olması olarak yorumlanabilir. Yinede elbette gerçegi, ardında yatan gerekçeyi Allah bilir. inananlar için durum bundan ibarettir, tartısmaya bile değmez. inananlar kanuna karsı hile yapılarak kanunun aldatılabilecegini ama ilahi iradeye karsı hilenin basarılı olmayacagını elbette bilirler.
Bu durumun ülkemizin uçuk laikçileri tarafından gündeme getirilmesi mahalle baskısının en güzel örnegidir, niye saygı duymuyorsun adamın dinine arkadas. Sen mantıksız buluyorsun diye dinin içeriğini mi değiştireceksin, inancına göre yasayamayacak mı bir dinin mensupları! Ben bir grup arkadasla hinduizme merak salsam "saçmalama altı üstü bir inek" diyerek bana zorla inek mi kestireceksin, ateşe tapan olsam zorla itfaiyeci mi yapacaksın beni. Verdiğim örneklerdeki müdaheleler ne kadar anlamsızsa devletin yada bir kısım kişilerin şiddet ve zorlama içermeyen herhangi bir dini uygulamaya karısmasıda o kadar anlamsızdır. ingiltere bugun her inanışa kendi hukuk sistemini işletme hakkı vermeyi konusuyor...
bu olaya zamanın şartlarıyla bakmanın daha sağlıklı olduğu görüşündeyim. şimdi bunu yapan varsa bunu sadece cinsel tatminini pekiştirmek için yapıyordur. ama kalkıp da geçmişte önemli sebeplerden dolayı yapılan bu eylemi kınamadan önce düşünün. şimdi bunu yapana ne derseniz deyin çok önemli bir sebebi yoksa ama geçmişe saldırmaktan vazgeçmekte yarar olduğunu düşünüyorum. yapmayın lütfen saygı biraz. insanların önem verdiği değerlere çamur atmaktan vazgeçin.
zamanında çok fazla yapılmış savaşlardan dolayı yalnız sahipsiz kalan kadınları koruma amaçlı islam dininin cevaz verdiği durumdur.zamanın olağandışı şartlarını 21.yüzyıla taşıyıp yüce dinimize çamur atma girişimlerini doğuran durum.
birde herşeyi eşitliğe getirmiyorlarmı ona deli oluyorum.doğada hiçbir cins eşit değildir fakat hepsinin temel hakları vardır.bir kadın sahipsiz ve kimsesiz yaşaması ne demek birde erkek bu duruma düşerse ne olur bunu hesaplayın ve ona göre düşünün derim.
- islamda mahfaza içinde bir mücevher diye bahsettiğiniz kadından, erkeğe dört taneye kadar müsaade edilmesini nasıl savunabilirsiniz?
- muhterem madam bu bir emir değil müsaadedir; ve öyle şartlara bağlıdır ki, emrettiği adaleti yerine getirebilmeye bu asırda kimsenin cesaret gösterememesi gerek... buna karşılık sizin erkeklerinizin resmilikte tek kadın, hususilikte de dilediğince ve elinden geldiğince metres sahibi olmak hakkını kendisinde görmesine ne buyrulur?..
tavsiye tek eşliliktir. zaten açlıktan nefesi kokan fakir herifin de geçimi sağlayamayacaksa bir tane bile almasına izin yoktur. ayrıca imam nikahı denilen tamam yaptık şimdi de bozalım diye birşey değildir. yükümlülükleri vardır. araştırmadan konuşmamak gerekir. ama zaten islamiyyete saldırmaya yer arayan yozlaşmış yobazlar araştırmaya bile gerek duymaz.
bir kaç soru ve yanıtla cevap bulunabileceğini düşündüğüm islami bir olaydır.
nikah yok ortada, zina tabir edilen bir olay var. erkek ve kız şahıslarımız sevişiyor. noldu? kız orospu.
arada imam nikahı var. türkiye cumhuriyeti medeni kanunlarında yer almayan bir nikah çeşidi ya konumuz bu değil. bu kişi, 3 tane karısı olan bir adamla birlikte yaşıyor, sevişiyor. noldu? bacımız. din kardeşimiz!. üç adet boş ol yedi bi müddet sonra. noldu? dul(!) kime göre efenim? bu kadının resmi bir nikahı var mı? nüfus kağıdında dul ibaresi var mı? yukarıdaki orospu kızımızdan ne farkı kaldı? e ikisi de bakire değil. bakirelik diyorum bak, senin en çok önemsediğin konulardan biri. eee ne olacak o bacımızın hali? ne dicez biz o bacımıza?
kızın var, evli bir erkekle ilişkisi oldu diyelim. nolacak? vurun kahpeye! kan dökün. töre cinayeti adı altında namus temizleyin. haketti orospu ölmeyi. değil mi? peh!
kızın var, ve üç kadınla evli bir adamın altına yatsın diye gönül rahatlığıyla verdim gitti diyorsun öyle mi? sen nesin? godoş! kız ne oldu? senin gözünde şerefli bir varlık olsa bile çok afedersin ama benim gözümde orospu oldu. yazık.
kur'an her ne kadar evrensel bir içeriği vaad ediyorsa da bazı konular indirildiği tarih için geçerlidir.
o tarihlerde kadınlara sarkıntılık etmenin, kadınları hor görmenin had safhada olması nedeniyle kadınları nikaha alarak koruma amacı taşımaktadır. nitekim eğer adil olamayacaksanız bundan sakınınız deniyor.
fakat yurdum genci; herşeyi anlamak istediği gibi anlıyor. canının istediğine o o zamandı derken, zamanı geçeni halen geçerli imiş gibi provakasyon, dini istismâr amacı ile pişirip pişirip kotarıp getiriyor. yazık.
he derseniz ki hala yok mu? evet, malesef, bilakis ülkemizde bile var. ne de olsa cahillik gider, eşeklik baki kalır.
meal değilde tesvir okursanız bu konuyu daha iyi anlayacağınıza eminim. islam dini tek eşlilikten yanadır, çok evliliği zorlaştırıcı bir çok unsur vardır ki bunlardan biri ilk eşin rızası alınmalıdır. hangi mecburiyet olursa olsun eşin rızası alınmamışsa ikinci evliliği yapamassınız. sağdan soldan * duydukları ile burada bir şeyler yazmaya çalışan arkadaşlara tavsiyem, ilmihal, tesvir tarzı kitaplar okusunlar. hadisleri incelesinler. belki biraz anlayabilirler. tabi bunu yapmadan önce önyargılarını yıkmaları lazım.
kadın hakları sözkonusu olduğunda islam dinine bok atmak nedense pek moda oldu. bunu da yapanlar genelde erkek yazarlar. neden? kadın yazarlar kendi haklarını savunamayacak kadar aciz mi, yoksa siz mi yaranmak için dininize laf etme cüretini gösteriyorsunuz?
tam çözemediğim olaydır.
kılıçtan keskin adalet bir kul tarafından sağlanamaz ve o nedenle uygulanamaz ise;
1- neden ve nasıl peygamber ve yakınları tarafından uygulanmıştır?
2- ilk başta neden ikişer üçer meselesi yazmaktadır da direk bir tane denmemiştir?
kurallar kural, uymak da inanç ise;
1- neden bir mantık aranmaktadır (nüfus çoktu azdı ya da hibe koruma vesaire)?
2- neden bazıları 4 sınırını dahi aşmıştır?
cahiliye dönemiinde 15 20 kadınla evlenilebiliyorken islam bunu 4 e indirmiştir. islam tek eşliliği emreder, 4 e kadar izin verir. zina ya düşülmesin diye... bilip bilmeden çemkirmeyelim *
mecburi bir olay degildir, hatta tavsiye edilmemistir. su anda bu kurali suistimal eden muslumanlar yok mu? kesinlikle var, ama 2-3 capulcunun hareketlerinden oturu islam yadirganamaz. oncelikle bu durumu olusturabilecek kriterleri yazayim. 1) en basta her kadin arasinda %100 adaletli olman gerekiyor, hemde kurusu kurusuna adalet. bunu saglayamazsaniz 1den fazla kadinla evlenmeyin diyor, ki bu adaleti saglamakta zaten ayri bir zorluktur diye ilave yapilmis. eger ki adaletli olamaaycaginizi dusunurseniz 1 kadinla evlenin bu sizin icin daha hayirli olandir diyor. 2) peygamber(sav) efendimiz dul kadinlar ile evlenmistir, seks ihtiyacini gidermek icin degil. hasa, bir peygamberin nefsi yoktur, ne yaparsa allahu teala icin yapar. buradan anladigimiz erkekler seks ihtiyaclarini gidermek icin 1den fazla kadinla evlenmemelidir. buna dair kesin bir hadis-i serif'in olup olmadigini bilmiyorum, o yuzden kisa kesecem. 3) diyelimki kariniz cocuk sahibi olmaktan yoksun, kisir yani. bu durumda cocuk sahibi olabilmek icin bir baska kadinla evlenilebilinir, ama dikkat edilmesi gerekilen bir husus var. cocuk sahibi oldugunuz kadinla, kisir olan kadini birbirine dusuremezsiniz, iki tarafada %100 adaletle yanasmaniz gerekiyor. bunu yapabilmek bir insan icin cok zor oldugundan boyle bir seye yanasmamak daha hayirli olabilir.
simdi dunyalik sebeplerden bahsedecegim. dunyada kadin nufusu erkek nufusunu coktan solladi. erkeklerin nufus olarak kadinlardan daha fazla oldugu sadece 2 ulke var, onlarda cin ve hindistan. bunun sebebi de kiz bebekleri daha dogar dogmaz gommeleridir. yoksa orada da kizlar daha fazla dogar. su anda sadece amerikada 160 milyon kadin ve 140 milyon civari erkek vardir. bu 140 milyon erkekten 30 milyona yakini gay, yani bir kadinla evlenmek istemeyenlerden olusuyor. 160 milyon kadindan yaklasik 12 milyonu da lezbiyen, yani bir erkekle evlenmek istemeyenlerden olusuyor. bu durumda karsi cinsle evlenmek isteyenlerin sayisi soyle oluyor;
bir kadinla evlenmek isteyen erkek sayisi 110 milyon.
bir erkekle evlenmek isteyen kadin sayisi 148 milyon.
evlenip evlenmemek tabiki kendi isteklerine gore degisir, ama rakamlar kaba taslak boyle. diyelim ki amerika da karsi cinsle evlenmek isteyen her insan evlenmek istiyor, ee ne olacak o zaman. 110 milyon erkegin hepsi evlenecek ama 38 milyon bekar kadin kalacak. bunlara ne olacak peki, kimse benim cinsel durtum falan yok demesin. bu kadinlarin buyuk bir cogunlugu **belli bir yastan sonra ya evli bir erkekle cinsel iliskiye girecekler, ya da fahiselik yapmaya baslayacak. ne amerikan kanunu boyle bir soruna cozum getirmis, ne de hristiyanlik dini. aydin insanlar bir erkegin 2 kadinla evlenmesini gerici gorur, ama bir kadinin evli bir erkekle gayrimesru bir iliskisini cok medeni bulur. ya da cin veya hindistan'dan erkek transferi onlara daha mantikli gelir.
ayni problem turkiyede de mevcuttur, kadinlarin nufusu yaklasik olarak erkeklerden 1 milyon fazla. turkiye nufusunu 70 milyon olarak alirsak, kadinlarin nufusu 35.5 milyon olurken, erkeklerin nufusu 34.5 milyon olur.
bu dediklerime cevap olarak belki bircok kadin "yok efendim, boyle bir durum sayet olursa ben zaten evlenmek istemem" diyebilir. zaten ben o insanlara ahan alin bu saf altindir desem, yok saf altinin rengi kahverengi olur derler ve muhalif olurlar. herseyin en iyisini allah bilir. *
Kur'an-ı Kerim'in Nisa suresi 3. ayetinde geçen müslüman her erkeğe tanınmış olan haktır.
Diyanet, Yaşar Nuri Öztürk ve Elmalılı Hamdi Yazır'ın çevirilerinden birer örnek alalım :
Diyanet Çevirisi :
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Yaşar Nuri Öztürk Çevirisi :
Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. işte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
Elmalılı Hamdi Yazır Çevirisi :
Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir.
Bir de hızımızı alamayarak kim tarafından yazdığı bilinmeyen Almanca Çeviriyi de ekliyoruz :
Und wenn ihr fürchtet, ihr würdet nicht gerecht gegen die Waisen handeln, dann heiratet Frauen, die euch genehm dünken, zwei oder drei oder vier; und wenn ihr fürchtet, ihr könnt nicht billig handeln, dann (heiratet nur) eine oder was eure Rechte besitzt. Also könnt ihr das Unrecht eher vermeiden.
Öncelikle bahsi geçen olayı dönemin şartlarına bağlamak, bu mantıkla haklı çıkarmaya, savunmaya çalışmak son derece yanlıştır, zira kuran evrenseldir, her hangi bir dönemi kapsamaz.
Evet, yüce Allah bu ayetinde müslüman olan erkeklere dört kadına nikah kıyma iznini vermiştir. Bunu cinsel istismar, kadınların fahişe olarak kabul edilmesi, adam yerine konmaması gibi değerlendirenler bulunmaktadır.
Genel olarak baktığınızda, kadına bir malmış gibi davranıldığı görüntüsü vermektedir.
Lakin zurnanın zırt dediği yer, yani asıl gizli mesaj, ayetin son cümlesinde saklıdır.
Ne diyor? "Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur" Peki adil davranmanın en uygun yolu olarak gösterilen nedir?
Tek bir eşe sahip olmak !!!
Hangi kul, kendisinin kılıçtan keskin bir adalet sağlayabileceğine garanti verebilir? Kainatın efendisi, allahın sevgilisi Hz. Muhammed dahi Allah tarafından adaletli olması konusunda kesin bir dille uyarıldıktan sonra, hiçbir insan evladı kesin adaleti sağlayabileceğinden emin olmamalıdır. Bu nedenle de, islam felsefesine göre, tek bir eşle yetinmek adil davranabilmenin tek yoludur.
Bu husus ilgili ayette gayet açık ve net ifade edilmektedir.
islam inancı, daima iyiye, güzele ve doğruya yönlendirir insanları.
Kaldı ki, yaradan bizim gerçekten üçer dörder hatuna sahip olmamızı isteseydi, o zaman Hz. Adem'e dört tane Havva yaratırdı.
Kızılmaske Hoca Efendi Hazretleri
Mekke, Hicri 1498
olaylara balıklama atlayıp bilmeden fikir zikretmemek için, önce emrin geldiği zamandaki sosyolojik ve dahi etnik altyapıyı incelemek lazımdır. Yoksa ne kadar eleştirilirse eleştirilsin buna şahsen kendi adıma sadece gülerim ve yorumlayanın artniyetine veya bilgisizliğine veririm.
Çünkü ancak bu koşullar incelendikten sonra, emrin arkaplanı hakkında derinlemesine bilgi sahibi olunabilir ki, bu da bizi zamanına göre belki de günümüzün avrupasında dahi ancak oluşmaya yüz tutmuş kadın-erkek eşitliğinin ilk filizinin atılmasına kadar götürür. Bu su götürmez biçimde zamanı için bir devrim niteleği taşımaktadır. E devrim her ne kadar tanrı tarafından jakoben bir biçimde gelmişse de(!) gene de bu sonuçtaki ulviyeti değiştirmez. Neticede tanrı teoriyle ilgilenen kozmik bir designer'dır; pratiği ise insanlara bırakır. Günümüzdeyse, zamanı için bir devrim niteliği taşıyan bu ultimatomun, pratik hayatta azgın ve abazan arap erkeklerinin elinde yozlaşması ise, tanrıyı veya dini değil sadece uygulayan insanları küçük düşürür.
Zira daha da derin bir yaklaşım yaparsak görürüz ki bugün avrupa'da ki göreli eşitliğin sebebi, ne avrupa erkeğinin hak veya adalet kavramlarına bakışıyla ne de teorize hristyanlığın sevgiyi esas almasıyla değil, sadece 1929 buhranıyla içine düşülen o en derin ekonomik boğazlardan, erkek egemen toplum artık tekbaşına çıkamayınca, kadını da pratik hayatın içine sokmak mecburiyetinde kalmalarıyla açıklanabilir. Kadın hayata girmiş ve haklarını söke söke kendisi almıştır, yoksa avrupa medeniyetlerinin tarihsel kökenleri bakımından gönül rızazıyla kendi rahatlarından vazgeçtikleri tarihte görülmemiştir.
Velhasıl eğriye eğri doğruya doğru; dini belki yüzlerce noktadan eleştirebiliriz ancak bu noktadan eleştirmek gerçekten SON DERECE yanlıştır.