amaç, kadınları korumak, yardım etmek, himayesine almaksa: korumak istenen kadınla cinsel ilişkiye girmek, himayeye alınan kadının zayıflığından faydalanmaktır. cinsel dürtülerle davranılmıyorsa, yapılan iyiliğe karşılık beklemeden, kadının cinselliğinden faydalanmadan da yardım edilebilir.
amaç kadınları korumak, yardım etmektir ancak eğer bu korunmak istenen kadınla cinsel ilişkiye girmeden yapılırsa kadın başkalrıyla cinsel ilişkiye girer ki dinde zina da haramdır.
aa kadınlar hakkında tanımadan etmeden rospuymuş gibi konuşuyor diyeceklere de cinsellik ihtiyaçtır deyip geçelim.
islamda dört kadınla evlenme durumu belirli şartlar altında meşru görülmüştür, aklına esince harem kurmak gibi bir şey yoktur. ayrıca dört kadınla evlenme izni olduğu için "sevişmediğiniz kadına yardım edemezsiniz" gibi bir hüküm de yoktur.
islamın ilk yayılma dönemlerinde savaşlar sonucu eşlerini kaybeden kişilerin namusuna helal gelmesin diye himaye altına alınırken namuslarına laf gelmesin diye yapılan uygulama.
o dönemde kişilerin bakış açısı böyle olduğu için dul kalan kadınlar kötü yola düşmesin yada diğer erkeklerce rahatsız edilmesin diye kendi rızaları ile bir erkek ile 4 kadın evlenebiliyormuş.
islamda kadın mal değildir, öyle olsa idi peygamberimiz(s.a.v) kız çocuklarının gömülmesini yasaklamaz onlara eziyet edilmesini engellemezdi. Cennetin annelerin ayaklarının altında olduğu müjdesi ise kadına islamın verdiği değeri yeterince açıklar.
islamda 4 kadın ile evlenmek kesinlik ile sapkınlık manasında yada sömürü için değil tamamen o dönemin şartlarının getirdiği örnek bir durumdur.
akıl sır erdirilemeyen durumdur. ister şu şartlar olmadan evlenemezsiniz desin, ister bu şartlar olmalı desin! sonuçta dört kadın ile evlenmeyi uygun buluyor mu bulmuyor mu?
eğer yanlış hatırlamıyorsam ayette; "eğer eşit davrana biliyorsanız evlenin, fakat eşit davranmanız mümkün değildir" diyordu. evlene bilirsin ama evlenemezsin gibi bir düşünceye çıkıyor sonu. sonuç itibariyle çok eşliliğe karşıdır. yanlış yorumlanmıştır.
yıl 2007'de tartışılmaması gereken olaydır. yaşadığımız ülkede yaşanılan şartlarda pek de mümkün olmayan olaydır ayrıca. eşit olmak ve maddi, manevi ihtiyaçlarını karşılamak zordur. artık zaman bunların tartışılacağı zaman değildir. "zaman size ayak uydurmaz, siz zamana ayak uydurun."
evli bir erkeğin haremine giden bir kadın mankafaysa mankafadır... herkese yeteneğine ve katkısına göre davranılır. bu durumda erkek ''egemen efendi'' kadınsa ''köle''dir.
muhtaç ve çaresiz bir kadının cinselliğinden yararlanmanın meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır. bir erkek 4 kadını sevemeyeceğine göre, sevilmediğini kabul eden kadının boyun eğmesi, sevmediği birisiyle para karşılığında fuhuş yapmasıdır.
hala islam dinine nasıl bilmem kaç yıllık mükemmel din dediklerine beni şaşırtan ve de hayretler içinde bırakan olaydır. daha bir çok olay yok değildir, bu sadece biridir.
toplumsal ve ahlaki değerlerden yoksun kimselerin, islamiyete sövmek için bulunmaz bir fırsatın adıdır aynı zamanda.
böyle erkekler, bir-iki kadınla yetinmezler, daha fazla isterler, her gece başka biri ile olmak isterler... sonra da islamiyete çamur atmaya kalkarlar!
böyle kadınlar, evli bir erkeği ayartmaktan, birkaç erkek idare etmekten hiç sıkılmazlar, hatta bunlarla övünürler... zamanı geldi mi de "dört kadınlar evlilik mi olurmuş, sizi örümcek kafalılar" derler!
tanrının xy kromozomlu canlıya gülümsedigi ana tekabül eder bu olay.. mükkemmel bir atlayı$tır.. sırf bunun için bile müslüman olmayı düşündüğüm zamanlar olmadı değil..
olaylara balıklama atlayıp bilmeden fikir zikretmemek için, önce emrin geldiği zamandaki sosyolojik ve dahi etnik altyapıyı incelemek lazımdır. Yoksa ne kadar eleştirilirse eleştirilsin buna şahsen kendi adıma sadece gülerim ve yorumlayanın artniyetine veya bilgisizliğine veririm.
Çünkü ancak bu koşullar incelendikten sonra, emrin arkaplanı hakkında derinlemesine bilgi sahibi olunabilir ki, bu da bizi zamanına göre belki de günümüzün avrupasında dahi ancak oluşmaya yüz tutmuş kadın-erkek eşitliğinin ilk filizinin atılmasına kadar götürür. Bu su götürmez biçimde zamanı için bir devrim niteleği taşımaktadır. E devrim her ne kadar tanrı tarafından jakoben bir biçimde gelmişse de(!) gene de bu sonuçtaki ulviyeti değiştirmez. Neticede tanrı teoriyle ilgilenen kozmik bir designer'dır; pratiği ise insanlara bırakır. Günümüzdeyse, zamanı için bir devrim niteliği taşıyan bu ultimatomun, pratik hayatta azgın ve abazan arap erkeklerinin elinde yozlaşması ise, tanrıyı veya dini değil sadece uygulayan insanları küçük düşürür.
Zira daha da derin bir yaklaşım yaparsak görürüz ki bugün avrupa'da ki göreli eşitliğin sebebi, ne avrupa erkeğinin hak veya adalet kavramlarına bakışıyla ne de teorize hristyanlığın sevgiyi esas almasıyla değil, sadece 1929 buhranıyla içine düşülen o en derin ekonomik boğazlardan, erkek egemen toplum artık tekbaşına çıkamayınca, kadını da pratik hayatın içine sokmak mecburiyetinde kalmalarıyla açıklanabilir. Kadın hayata girmiş ve haklarını söke söke kendisi almıştır, yoksa avrupa medeniyetlerinin tarihsel kökenleri bakımından gönül rızazıyla kendi rahatlarından vazgeçtikleri tarihte görülmemiştir.
Velhasıl eğriye eğri doğruya doğru; dini belki yüzlerce noktadan eleştirebiliriz ancak bu noktadan eleştirmek gerçekten SON DERECE yanlıştır.
Kur'an-ı Kerim'in Nisa suresi 3. ayetinde geçen müslüman her erkeğe tanınmış olan haktır.
Diyanet, Yaşar Nuri Öztürk ve Elmalılı Hamdi Yazır'ın çevirilerinden birer örnek alalım :
Diyanet Çevirisi :
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Yaşar Nuri Öztürk Çevirisi :
Yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. işte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur.
Elmalılı Hamdi Yazır Çevirisi :
Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir.
Bir de hızımızı alamayarak kim tarafından yazdığı bilinmeyen Almanca Çeviriyi de ekliyoruz :
Und wenn ihr fürchtet, ihr würdet nicht gerecht gegen die Waisen handeln, dann heiratet Frauen, die euch genehm dünken, zwei oder drei oder vier; und wenn ihr fürchtet, ihr könnt nicht billig handeln, dann (heiratet nur) eine oder was eure Rechte besitzt. Also könnt ihr das Unrecht eher vermeiden.
Öncelikle bahsi geçen olayı dönemin şartlarına bağlamak, bu mantıkla haklı çıkarmaya, savunmaya çalışmak son derece yanlıştır, zira kuran evrenseldir, her hangi bir dönemi kapsamaz.
Evet, yüce Allah bu ayetinde müslüman olan erkeklere dört kadına nikah kıyma iznini vermiştir. Bunu cinsel istismar, kadınların fahişe olarak kabul edilmesi, adam yerine konmaması gibi değerlendirenler bulunmaktadır.
Genel olarak baktığınızda, kadına bir malmış gibi davranıldığı görüntüsü vermektedir.
Lakin zurnanın zırt dediği yer, yani asıl gizli mesaj, ayetin son cümlesinde saklıdır.
Ne diyor? "Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur" Peki adil davranmanın en uygun yolu olarak gösterilen nedir?
Tek bir eşe sahip olmak !!!
Hangi kul, kendisinin kılıçtan keskin bir adalet sağlayabileceğine garanti verebilir? Kainatın efendisi, allahın sevgilisi Hz. Muhammed dahi Allah tarafından adaletli olması konusunda kesin bir dille uyarıldıktan sonra, hiçbir insan evladı kesin adaleti sağlayabileceğinden emin olmamalıdır. Bu nedenle de, islam felsefesine göre, tek bir eşle yetinmek adil davranabilmenin tek yoludur.
Bu husus ilgili ayette gayet açık ve net ifade edilmektedir.
islam inancı, daima iyiye, güzele ve doğruya yönlendirir insanları.
Kaldı ki, yaradan bizim gerçekten üçer dörder hatuna sahip olmamızı isteseydi, o zaman Hz. Adem'e dört tane Havva yaratırdı.
Kızılmaske Hoca Efendi Hazretleri
Mekke, Hicri 1498
mecburi bir olay degildir, hatta tavsiye edilmemistir. su anda bu kurali suistimal eden muslumanlar yok mu? kesinlikle var, ama 2-3 capulcunun hareketlerinden oturu islam yadirganamaz. oncelikle bu durumu olusturabilecek kriterleri yazayim. 1) en basta her kadin arasinda %100 adaletli olman gerekiyor, hemde kurusu kurusuna adalet. bunu saglayamazsaniz 1den fazla kadinla evlenmeyin diyor, ki bu adaleti saglamakta zaten ayri bir zorluktur diye ilave yapilmis. eger ki adaletli olamaaycaginizi dusunurseniz 1 kadinla evlenin bu sizin icin daha hayirli olandir diyor. 2) peygamber(sav) efendimiz dul kadinlar ile evlenmistir, seks ihtiyacini gidermek icin degil. hasa, bir peygamberin nefsi yoktur, ne yaparsa allahu teala icin yapar. buradan anladigimiz erkekler seks ihtiyaclarini gidermek icin 1den fazla kadinla evlenmemelidir. buna dair kesin bir hadis-i serif'in olup olmadigini bilmiyorum, o yuzden kisa kesecem. 3) diyelimki kariniz cocuk sahibi olmaktan yoksun, kisir yani. bu durumda cocuk sahibi olabilmek icin bir baska kadinla evlenilebilinir, ama dikkat edilmesi gerekilen bir husus var. cocuk sahibi oldugunuz kadinla, kisir olan kadini birbirine dusuremezsiniz, iki tarafada %100 adaletle yanasmaniz gerekiyor. bunu yapabilmek bir insan icin cok zor oldugundan boyle bir seye yanasmamak daha hayirli olabilir.
simdi dunyalik sebeplerden bahsedecegim. dunyada kadin nufusu erkek nufusunu coktan solladi. erkeklerin nufus olarak kadinlardan daha fazla oldugu sadece 2 ulke var, onlarda cin ve hindistan. bunun sebebi de kiz bebekleri daha dogar dogmaz gommeleridir. yoksa orada da kizlar daha fazla dogar. su anda sadece amerikada 160 milyon kadin ve 140 milyon civari erkek vardir. bu 140 milyon erkekten 30 milyona yakini gay, yani bir kadinla evlenmek istemeyenlerden olusuyor. 160 milyon kadindan yaklasik 12 milyonu da lezbiyen, yani bir erkekle evlenmek istemeyenlerden olusuyor. bu durumda karsi cinsle evlenmek isteyenlerin sayisi soyle oluyor;
bir kadinla evlenmek isteyen erkek sayisi 110 milyon.
bir erkekle evlenmek isteyen kadin sayisi 148 milyon.
evlenip evlenmemek tabiki kendi isteklerine gore degisir, ama rakamlar kaba taslak boyle. diyelim ki amerika da karsi cinsle evlenmek isteyen her insan evlenmek istiyor, ee ne olacak o zaman. 110 milyon erkegin hepsi evlenecek ama 38 milyon bekar kadin kalacak. bunlara ne olacak peki, kimse benim cinsel durtum falan yok demesin. bu kadinlarin buyuk bir cogunlugu **belli bir yastan sonra ya evli bir erkekle cinsel iliskiye girecekler, ya da fahiselik yapmaya baslayacak. ne amerikan kanunu boyle bir soruna cozum getirmis, ne de hristiyanlik dini. aydin insanlar bir erkegin 2 kadinla evlenmesini gerici gorur, ama bir kadinin evli bir erkekle gayrimesru bir iliskisini cok medeni bulur. ya da cin veya hindistan'dan erkek transferi onlara daha mantikli gelir.
ayni problem turkiyede de mevcuttur, kadinlarin nufusu yaklasik olarak erkeklerden 1 milyon fazla. turkiye nufusunu 70 milyon olarak alirsak, kadinlarin nufusu 35.5 milyon olurken, erkeklerin nufusu 34.5 milyon olur.
bu dediklerime cevap olarak belki bircok kadin "yok efendim, boyle bir durum sayet olursa ben zaten evlenmek istemem" diyebilir. zaten ben o insanlara ahan alin bu saf altindir desem, yok saf altinin rengi kahverengi olur derler ve muhalif olurlar. herseyin en iyisini allah bilir. *