mekki ayetler baz alınınca, doğru gibi görünen iddiadır. ancak muhammed bin abdullahın, mekkede yeterince güç sahibi olmadığını unutmamak gerek. medineye gitmek zorunda kalması kanıtıdır. ancak medinede güçlenen muhammed bin abdullah yavaş yavaş sertleşmeye başlamıştır. zaten medeni ayetlere baktığınız zaman, bu sertliği rahatlıkla görürsünüz.
kısaca, islam yeni ortaya çıktığında güçsüzdü ve var olabilmek için herkesi hoşgören öğretilere sahipti. bu bakımdan barışçıl bir tavrı olduğu söylenebilir. ancak gücü ele geçirince hoşgörüye ihtiyacı kalmadı ve doğal olarak barışçıl tavrı da değişti. modern tanımlama ile biraz makyavelist olduğu söylenebilir.
dinin özünü anlamaya ve yaşamaya çalışanların doğruluğunu algılayabileceği bir önermedir. hz. muhammed hoşgörüyü, kolaylaştırmayı/zorlaştırmamayı, uzlaşmayı, barışı hep ön planda tutmuştur.
Barış denen kavramın Dünyanın bütünü ve bütün koşulları için bir realiteden çok hayal, yeri geldiğinde hayalden de öte saçmalama olduğunu düşünürsek, dünyadaki hiçbir gerçekçi felsefe, din, bilim salt barış içeremeyeceği için islam'da haliyle barış dini gibi bir saçma yaklaşımla tanımlandırılamaz.
basit bir çıkarımla bilinmelidir ki Barış için savaşmak gereklidir. O da kısa süreli bir barış için sonra tekrardan savaşmak zorunda kalırsınız.
Barış barış diye ağlayan götlerini daha doğrusu başkalarının götlerini istediğine açması konusunda uyaran Humanist yamyamlara selam ederim buradan.
kuranda barışçıl birşey bulamayaınca hadislere sarılan insanların aaa aslında dogru dedikleri şey.
çünkü kuranda barışa dayalı birşey yok onun için 10 bine tane hadis içinde barışcıl olanları seçelim.
evet ne kadar acı değil mi insanlar kendi kutsal kitaplarında güzel birşey bulamıyorlar bu yüzden hadislerle aslında islam o kadar da kötü değil diyorlar.
ki 10 binden fazla hadis var bunlar yarısı nefret dolu yarısı barışçıl ama hangileri gerçek bilinmiyor.
yukardaki entryde islam ın nefret dini olmadıgını kantılamk için kullanılanların hepsi hadis.
yalandır. ayrıca budizm gerçekten barış dinidir. eger olmasaydı aynı islam gibi iktidarı ele geçirip faşizan seyler yayardı. budizm bunu yapmadıgı için iktidara gelememiştir çin de ...çünkü baskıyı hedeflemeyen insanları kafasını killitlemeyen dinler politikaya oynamazlar islamsa baştan beri politika için kulanılan bir din olmuştur taa muhammed in zamanından beri.. japonlarsa ateistir. hayrı zaten savaşmak için iyi bir neden varsa savaşılır ama bir din emrediyor diye savaşmak o nefret dolu dini diger yerlere yaymakta mantıksız.
barıştan ne anladığınıza bağlı olarak değişebilecek bir iddiadır. işin ilginci islam barış dinidir sözü bildiğim kadarıyla ne bir ayettir, ne de bir hadis. günümüzde politik amaçlı kullanılan bir retoriktir.
budizmin barış dini olmasından dolayı ikinci dünya savaşında en çok kaybı çin vermiştir. çük kadar japonya ne katliamlar yapmıştır orada. yahudi yönetmenler kadar çinli yönetmen olsa ne fantastik filmler seyrediyorduk şimdi.