yıllardan beri süregelmiş hurafeleri, gerçek islamiyet'le ayıramamış ve karşısındakine " -laikler " dediğinde hakaret ettiğini sanan sonradan görme entel dinci zevatın, " islamiyet sorgulanamaz ", " üzerinde düşünülemez " yargılarıyla tabulaştırmalarının ardından kendi sübjektif görüşleri doğrultusunda dillendirdikleri bir savunma mekazisması ürünüdür.
yıllardır islamiyeti bizlere robot gibi yaşattılar. soru sordurtmadılar, araştırma yaptırtmadılar. üzerinde düşündürtmediler. yok günahtır, yok caiz değildir carttır, curttur dediler. saçının bir teli bile görünürse cehenneme gidersin, kuran-ı kerim belden aşağıda tutulmaz dediler. yanlış olan bir takım şeyleri dillendirince hemen bunu " islamiyet'e saldırı " olarak algıladılar. aslında bizim saldırdığımız islamiyet değil, islamiyeti bir cehalet kalesi haline getiren gerici zihniyetti. bugün islam ülkeleri dünyada en geri kalmış ülkeler arasındaysa, bunun sebebi, sorgulamayıp, robot gibi yaşadıkları islamiyettir. Örneğin, her kurban bayramında imkanı olan zenginler kurban keserler. Bir kaç sene öncesine kadar ara sokaklarda, cadde kenarlarında falan kesiliyordu. Tam bir vahşetti. Amatörce kesilen zavallı hayvanların bağırış, çağırışlarından kulaklarımı kapatırdım küçükken evde, duramazdım yerimde. Çok değil, 80lerin sonuydu. o zaman bugünkü gibi düşünemiyordum tabi, küçüktüm, soru soracak kadar olgun değildim. Herneyse. Etrafta et alacak o kadar kasap varken, kurban kesmek kusura bakmayın " görmemişliktir, yobazlıktır ". Eğer paran varsa kardeşim, ver paranı kasaptan al yoksullara dağıt. Kaldı ki o yoksulun bakalım başka bir derdi var mı? Kışın üşümekten benzi değişiyorsa o zaman verdiğin etin ne faydası var? ucuzundan bir mont al da üşümesin zavallı. robot gibi ben kurban kestim, al kurban eti demenin alemi nedir? 600lü yıllarda bildiğiniz üzere her köşe başında bir kasap mevcut değildi ve insanlar kolay kolay et bulamıyordu. o zamanlarda kurban kesmek evet mantıklıydı.
Allah yüzlerce çeşit canlı yaratmış. Hayvanları, bitkileri yaratmış. Suda yüzen balıkları, havada uçan kuşları, kara hayvanlarını, böcek türlerini, farklı ırklardan insanları ve gökte duran yıldızları yaratmış. Bunları okuyalım, öğrenelim diye de bizlere " beyin " vermiş. Allah'ın yarattıklarını öğreneceksin ki Allah'ı anlayabilesin, ilk vahiy boşu boşuna " oku " diye gelmedi. Buradaki anlam salt okumak değil, araştırma, yapmak, öğrenmek, öğretmek, sorgulamak, soru sormaktır. Bugün kaç tane islam ülkesinde böylesine ilmi faaliyetler yürütülmektedir ? insanlar günahları konuşmaktan kafalarını kaldırıp da, ya bu evreni tanıyalım, allah bütün bunları bizim için yarattı diyebilmişler midir? Bilir misiniz Fatih Sultan MehmetBizans imparatorluğu'nu fethederken, ülkeleri ellerinden giden katolik papazların " melekler erkek midir, dişi midir " diye tartıştıklarını? Bugün benzer duruma ne yazık ki müslümanlar düşmüştür. Öyleydi böyleydi diye saçma salak şeyleri tartışırken, emperyalizm yanı başlarında bitmiş, ülkelerini ve kaynaklarını fiilen olmasa da, kendi istedikleri gibi kullanmaya, yönetmeye başlamıştır.
bir düşünün bakalım islamiyet'in istediği, kadınların burka, kara çarşaf veya türban gibi şeyler giyerek etrafta öcü gibi dolaşmaları mıdır? erkeklerin şalvar giyip, sakal bırakarak kenara çekilip tesbih sallamasımıdır ? bu mudur ilime irfana dayanan islamiyetin öngürdüğü yaşama tarzı ? daha vahim olan şey, bu insanların islamiyetin kendi tekellerinde olduğunu düşünmeleri, buna gözleri kapalı inanmaları ve kendileri gibi olmayanlara " kafir " diyebilme lüksleridir. uydurma olmayan gerçek bir hadisle bitireyim yazımı. Mütedeyyin müminler eminim ki bilirler bunu : " Herhangi bir kimse, din kardeşine ' Ey kafir! ' derse, bu tekfir sebebiyle ikisinden biri muhakkak küfre döner. "
uygulayamasam da islam'ı savunuyorum, islamiyetle ilgili en ufak eleştiriye tahammülüm yok, konuşanı her şekilde sustururum, bakın cennetliğim diyenler kadar saçmalayan kişinin söylemi.
islama saldıranların egolarını yeterince tatmin etmeye yetecek söz. komik bir düşünce yahu, gülüyorum... valla.
bu arada birisi gelipte islam'a saldırı nasıl olur bi anlatsın! 3-5 yerden bitme piç düşünceyi, ciddi ciddi tartışmaya açmışsınız. komiksiniz, komikiz, komik, kom.
çok nadir bulunabilecek kişilerin sarf edebileceği ilginç bir çıkış. ayrıca islamcılara rant kapısıdır bu söz, çünkü karşı tarafın zayıf noktası bu tarafı haklı çıkarır, güçlendirir.
not: islamcı derken, dinini reklam edip oraya buraya saldıranlardan söz ediyorum.
(bkz: müslüman olmayanlara saldırıyorum bakın cennetliğim)
bir takım kişilerce kutsal sayılan değerlere yalnızca 'bakın ben farklıyım' imajı yaratmak için saldırmaktır. müslüman olsam da islamcı değilim. ama islamın bilip bilmeden kulaktan dolma bilgilerle eleştirilmesine karşıyım. hele bunun bir çağdaşlık-entellik ne derseniz deyin göstergesi olarak kullanılmasından nefret ediyorum. aynı tarz insanlar komünizmi de kullanarak ben komünistim dolayısıyla entelim havası estirmeye çalışmaktadırlar. kanımca bu tip insanlara verilecek en güzel tepki onları kaale almamaktır.
edit:islamı bilip günümüz koşullarına cevap vermediği vs düşünceleri olan insanlar saygı duyulasıdır. islama saldırmayı entelim lan ben havası estirmek için kullananlar ise götü kesilesi insanlardır.
eleştiri yapmak ile hakaret etmek arasındaki ayrımı bilmeyen insanları tarif etmeye yetersiz kalacak söz.
ister ateşe taparım, ister güneşe, istersem de allah dediğim yaradana. bu kimseyi ilgilendiren bir konu değildir. benim inancım birilerine zarar veriyorsa tamam sonuna kadar haklı olurlar. lakin inanç bu ne zararı olabilir ki bir başkasına? inanç insanın içindedir, vicdani bir olgudur. dışa vurum yapabilir inanca göre, tesettür, çember sakal, tespih gibi. peki bunların nasıl bir zararı var başkalarına? tabi ki yok. o zaman neden bu kadar hakaret inançlara.
mesela hayvan kesmek; dünyanın heryerinde yetkili, izinli olmayanlar hariç yapılması kanunlarla yasklanmış bir eylemdir. bu medeni ülkeler inançlara saygı göstergesi olarak müslümanların kurban bayramlarında hayvan kesmelerine müsade ederler. dini inançlar ve beraberinde getirdiği ibadet özgürlüğü hemen hemen tüm dünyada kanunlarla koruma altına alınmıştır. sadece insanların vicdanına bırakmamışlar saygı duymayı üstüne kanun da eklemiş elin "gavuru".
malesef ülkemizde fikirlere, inançlara saygı konusu yeteri kadar uygulanamamaktadır. işin ilginç yanı hristiyanlık ya da yahudilik hatta putperestlik bile tartışılmazken ülke nüffusunun çoğunun benimsediği islam tartışılmaktadır. din olgusuna karşı olanlar islamı hedef almaktadır. çünkü diğer dinler konusunda islam hakkında olduğundan daha cahillerdir. bırakın eleştiri yapmayı diğer dinler hakkında iki kelimeyi yanyana getirip cümle bile kuracak bilgi birikimleri yokken, kulaktan dolma bilgilerle islama savaş açmışlardır.
ülkedeki durum böyle acınası bir haldeyken, uludağ sözlükte ise komik bir vaziyettedir. 15-18 yaş arası yeni yetme bir kaç densizin entellektüellik adına giriştiği bu savaş sadece kendilerine zarar vermektedir. sen ne kadar küfür edersen et düşünebiliyor musun sadece ettiğin küfürle bir insanı dininden döndürebileceğini? o yüzden sözlük ortamında olanlara gülüp geçmek gerekir. ya da sırf makara olsun diye ciddiye almış görünüp agresif entryler girilebilir.
düşünceye , inanca saygısı olmayanın insana da saygısı yoktur. haliyle saygıyı da haketmezler. yaralarına basınca da nick altına döşerler yazıları ya da en basiti basarlar eksiyi.
son zamanlarda sözlüğün hepten ciddiyetini kaybetmesi nedeniyle ben de ciddi olamıyorum, girdiğim bazı entrylerdeki agresiflik bu yüzdendir efendim. kusura bakmayın ya da bakın banane.
