benim de en merak ettiğim şeylerden biri bu; bir insan böyle bi şeye nasıl inanabilir?
ya kitabını okumaya bile gerek yok, bu inancın dayattığı yaşam tarzına bakarak bile
bi sorun olduğu anlaşılabiliyor...bir kere, acayip agresif, çok sert....
kesinlikle hiç bir şey kabul etmiyor,hakkında konuşmak bile büyük sıkıntı.
sonra, peygamberini ilahlaştırıyor. tüm kainatı onun için yarattım bile diyebiliyor tanrısı.
sanki tanrı muhammedin peygamberiymiş gibi bir konuşma dili var...roller değişmiş yani...
kutsal kitabında, peygamberin evine hangi saatlerde gidilmesi gerektiği, peygamberin
amcasının ne kadar kötü bi adam olduğu, peygamberin kimlerle evlenebileceği, köle ahlakı
gibi abestle iştigal mevzular var. ve sonra; kibir en kötü günahtır deniyor, ama tanrının
kendisi acayip kibirli.
burada tanrı kavramının iktidar/baba figürünün idealize edilmiş hali olduğu belli zaten.
her şey benim, hepsi bana ait gibi bir iddiası var, ama öte yandan bu kadar güçlü bir varlık
bir insanın küçücük hayatında yaptığı bir kaç hataya kafayı takabiliyor? ya sen
tanrısın, nasıl oluyor da bu kadar aciz bir varlık olan insana bu kadar kinlenebiliyorsun?
garip..
diğer bir mevzu da şu; düşünün biri size geliyor ve; magarada otururken melek geldi ve
bana peygamber olduğumu söyledi, diyor...?!%+.neyse buraya fazla girmeyeyim.
şimdi durum bu...inanan inanır, inanmayana da kimse bir şey diyemez. yeter artık.
bence 2 nedeni var, ilki aileden geliyor . Sorgulamayan ebeveynlerin çocukları da sorgulamaya yatkın olmuyor. ikinciside, islamın farklı aktarılması.
Kuranı, hadisleri okuyup bir de üstüne islam tarihini bilen birinin bu dine inanması mümkün değil. bakın zor falan demiyorum, mümkün değil diyorum.
ben hadis ve ayetleri genelde 2 dilden okuyorum türkçe ve ingilizce olarak. yine de her ihtimale karşı arap arkadaşlarımla konuşuyorum.
inanın türkçe çevirilerde insanlar bu nasıl kitap, bu nasıl peygamber demesinler diye bazı tümceleri çevirmemiş, bazılarını ise alakasız çevirmişler.
sonuç olarak islamı, peygamberi ve sahabeleri hoş göstermek için gerçekle alakası olmayan şeyleri tv'ye çıkıp, bu halka anlatıyorlar. milyonlarca insanı utanmadan kandırıyorlar.
zaman zaman arkadaş ortamındaki tartışmalarda ayetlerden örnekler veriyorum. sanki ayeti ben yazmışım gibi adamlar bana sinirleniyor, sen kimsin hakaret ediyorsun diyor.
yani sözün özü şu, türk halkı bu dine körü körüne inandırılmışlar. bu entryi okuyan müslüman arkadaşlarıma ise tavsiyem şu, eğer evreni yaratan, mutlak güce ve bilgiye sahip bir tanrı varsa ve bu tanrı allahsa, onun dinini sorguladığınız için sizi neden yaksın ki ? sorgulayın, araştırın. korkmayın.
Bu konu bir süredir benim de kafamı kurcalamakta. Bu sorunun verilmesi en olasi cevap kalu bela ile başlayan bir cevap olacaktı büyük ihtimalle - en azından Türkiye sınırlarında- ancak işin temeline indiğimde gördüğüm şey herhangi bir kişiye 5 yaşında bu kadar etkileyici ve hatta korkutucu bir masal dahi anlatsan, kişinin ilerleyen yaşlarda bunun etkisinden kurulmasının zor olduguydu. Tabii ki bu benim kişisel görüşüm ve gözlemimdir.
iceriğinde ardı ardına çelişkiler bulunam bir kitaba neden kutsiyet atfedildiği sorunsalıdır.
Ben kuran okudum fakat çocukluğumdan beri hiç sağlam bir dini inancım olmadı. Böyle şeylere ilgi duymadım, ihtiyaç hissetmedim.
Fakat 4 kitabı da okudum. objektif bir gözle inceleyince yani inancınızı, inanma ihtiyacınızı işe karıştırmadan okuduğunuzda rahatlıkla bu kitaplari sorgulayabiliyorsunuz.
Allah'ın merhametinin ulaşılamaz bir boyutta olmasıyla çelişkili bir çok ayet bulabiliyorsunuz en basitinden.
iyi insan olmaya daha doğrusu zarar vermeden, erdemlice yaşayan insana atıfta bulunmak yerine kuranın meselesi inanan ve inanmayanlar üzerinden gitmektedir.
inanmayanlar her halükarda günahkar ve kötü, kötü oldukları için de lezzetle anlatılan azapların muhattabı oluyorlar ve bu azabın süresinin sonsuz merhamet sahibi tarafından sonsuzlukla belirlendiğini de atlamayalım.
Hükümlerin, adalet anlayışının, ölçülerin, payların belirlenişi ve devam ettirilmesi ayrı bir tartışma konusu.
Kuranın dili dönemseldir diyebiliriz. Olayların çevresinde örülmüştür. tanrının müşrik ve kafir ve kitap ehlinden olanlarla, yanlış olmazsa kavgası gibidir içeriği.
Ve burada pek çok genelleme çerçevesinde, toptancılıkla kendi karşıtlarını yaratır. Kendinden olmayanı dışlar ve azapla tehdit eder.
Bazense bazi hıristiyanların iyi huylarına atıf yaptığı bir ayetin hemen sonrasında üç beş ayet sonra bununla yine çelişecek ifadeler sarfedilir.
insanlar sınıflandırılır. Müminler iyiyken diğerleri kötüdür. Ve kötülerle asla birlikte olunamazdır. Bu büyük bir günahtır.
Kısa geçiyim. Bizim bir öze ihtiyacımız varken bunca kavganın içinde ne işimiz var diye sorgulamıyor musunuz?
Neden inanmak zorundayız? inanmazsak neden suçluyuz? Buyrun.