islama göre değildir, takvimi hazırlayanların hatasından kaynaklanır. açıklayalım:
günümüzdeki takvimlerde "imsak" başlığı altında yazan saat "astronomik tan" saatidir. astronomik tan güneşin ufka 18 dereceden yaklaşmasıyla başlar ve yeryüzünde bulunduğunuz noktadan 400 km yukarıda oluşur, ufuk henüz karanlıktır. takvimlerimizdeki "imsak" hesaplanırken bunun esas alınması yaklaşık bir saat daha fazla oruç tutmamıza sebep olmaktadır. onu da açıklayalım:
ayette şöyle söyleniyor: Fecrin ak çizgisi kara çizgisinden sizce, tam seçilinceye kadar yiyin için. (2/187)
gözdüğünüz üzere takvimlerimizde yazan imsak vaktinin üzerine yaklaşık bir saat daha yiyip içebiliriz. burada bahsedilen tan ise "imsak tanı" "fecr-i sadık" ya da denizci tabiriyle "rasat tanı" olarak adlandırılır. yoğunlaşan güneş ışınlarının doğu ufku boyunca yayılarak net bir görüntü verdiği andır. yoğun ışınlar, ufkun üst tarafında beyaz bir hat oluşturur. gözlemci ile ufuk arasındaki kara parçası ise siyah bir hat gibi gözükür. güneş bu sırada ufkun 10 derece altında olur.
bu hata sebebiyle kimi din adamlarına göre takvimlerimizdeki imsak vaktine göre okunan ezan ve buna göre kılınan sabah namazlarının da farz sabah namazı yerine geçmemekte, gece namazı olmaktadır.
--spoiler--
müslümanlar imsak vakti giridğinde namazını kılabilir hanifi mazhebine göre ancak. normal zamanda sabah 5 civarı okunmasının sebebi ise sabah aydınlanmasına yakın okunur namaz vaktinin geçececiğine işarettir. oruç ta imsak vakti yani gecenin güne yaklaşmasıan yakına kadar yapılır. ezan okunmasının sebebide artık yediklerinizi bırakın imsak vakti geldiğine işarettir.
--spoiler--
özel mesajdan yazmayın. alın cevabınız.
size mi kaldı sabah ezanının ne zaman okunduğu? uykunmu bölünüyor canım kulaklarını tıka da uyu!
ey kardeşim, ısıtıp ısıtıp aynı argümanla geliyorsunuz. şu sayfaları okuyan taraftar grubunuz da "beyler, adam haklı" ya deyip kıs kıs gülüyordur.
2 saat sürse oruç tutacak mısın, ya da ezan türkçe okunsa namaz kılacak mısın?
ya da namaz günde 3 rekat olsa?
ne ayaksınız ya bitmedi gitti. amaç bağcıyı dövmek biz biliyoruz da, gün gelir hesap döner be kardeşim. yani gün gelir ayıp ettim dersiniz, vicdan azabı çekersiniz, içiniz burkulur.
3 ihtimal var :
1- çok duyarlısınız, en uzak köşedeki müminleri bile düşünüyorsunuz. onlar için pratik çözümler arıyorsunuz.
2- fitne, fesat, inançla alay etmek, aşağılamak, inananları aptal göstermek ve görmek, acaba nereden girersem dikkat çekerim, halkı nasıl galeyana getiririm hayat felsefeniz olmuş
3- ne yaptığınızı bilmeden günübirlik, uyuşmuş vaziyette yaşıyorsunuz.
ben kendi penceremden 17 saatlik açlığımı 2 lokma ile sonlandıran rabbime teşekkür ederim. ölümden sonrasına ve o en güzel güne hesap gününe iman ederim ve içim huzur dolar. ama ben kime söylüyorum ki bunları.
Fecr kelimesi Kur'an-ı Kerîm'de vakit manasında, sabah vaktini bildirmek üzere birkaç yerde geçmektedir. Orucun başlama vaktini bildiren âyette: "Fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar (yani tan atana kadar) yiyebilir ve içebilirsiniz, (bu vakitten) sonra da, geceye kadar orucu tamamlayın" (el-Bakara, 2/187) buyurulmaktadır. Kadir geceşinin tan yerinin ağarmasına, şafak sökmesine kadar devam ettiğini bildiren ayette de; "O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir" (el-Kadr, 97/5) buyrulmaktadır. Bazıları, orucun başlangıç vaktini güneşin doğuşuna kadar getirmek istiyorlar veya sabah namazını gece namazı sayıp sabah namazı güneş doğuncaya kadar kılındığına göre oruç vakti de güneşin doğuşundan sonra başlamalıdır gibi bir yorum yapmak istemişlerdir. Halbuki bu ayet gecenin, fecrin doğuşuna yani tan atana kadar devam ettiğini bildirmektedir. Tan yeri ağarınca gece bitmiş olacağından oruç tutacak kimsenin bu andan itibaren yeme, içme ve cinsi ilişki gibi işlerden uzak durması gerekir. Nitekim Hz. Aişe'nin naklettiği bir hadiste: "Bilâl ezanı geceleyin okuyordu. Bundan dolayı Allah'ın elçisi: 'ibn Ümmi Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyiniz, içiniz çünkü o fecr doğmadan ezan okumaz' buyurdu" (Buhâri, Savm, 17) denilmek suretiyle şafağın sökmeşinin orucun başlangıcı, vakti olduğu belirtilmiştir.
kaynak: http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/fecr-fecir.html
sanki o saatte kalkıp namaz kılarlar da bir de saatini sorguluyorlar. islamda en önemli ibadet olan namazın vaktini sorgulamak, islamın emrettiği vakite saçma demek büyük günahtır. ama malesef bunların günahtan, sevaptan haberi yok.
işin içinde allah din iman olunca "sus ve emredileni yapmaya devam et" diyen süzme yobazlar, patron öğretmen ya da her kimse artık, çıkıp dese "yaz geceleri kısa oluyor, o yüzden mesai sabah 3.30 da başlayacak" diye ne der acaba.
açıklıyorum, sabah türkçe bir kelimedir. sabahtan kastınız güneşin doğmasından sonra ise, sabah namazı kesinlikle güneş doğduktan sonra kılınmaz.
demek ki burada türkçe'nin kullanımı ile ilgili bir yanlışlık var. o vakitlere türkçe'de eskiden "sabah" denirdi, güneşin doğmasından sonraki vakitlere de "sabah" değil "kuşluk vakti" denirdi beyinsiz kemalistler. hala bazıları o gece vakitlerine sabah der görürsünüz bazen. mesele dil ile alakalı yani. dilin çağlara göre kullanımı ile alakalı diyelim, dinimiz ile zerre alakası yok bu linguistik karıştırmanın. ama sizde nerede bunları düşünecek kafa. salak salak şeyler yazın anca. arabistan'ı bile karıştırmış beyinsizler..
ya bunun arabistanla ne alakası var? sabah namazının güneş doğmadan önce kılınması gerekir. ramazanda ise sahur vaktinin bittiğini haber vermesi için imsak vaktinde okunur.
hadi dini kısmını geçtik.
hani saatler, coğrafya, yazlık saat uygulaması, dünyanın şekli iklimler..