Fidana su vermezsen
Ağaca emek vermezsen
Toprağa gübre vermezsen
Meyveye ilaç vermezsen
Aşıklara çile vermezsen
Seferdeki askere umut vermezsen
Ellerine resim vermezsen
Ninelere değer vermezsen
insanlara hakkını vermezsen
Uludağdaki fatmaya nickaltı vermezsen
Nickini görünce seri artı vermezsen
Uslu çocuklara ödül vermezsen
Toyun yaramazlarına ceza vermezsen
Tarihe hak ettiği değeri vermezsen
Ufakliklara harçlık vermezsen
Güzel kızlara çiçek vermezsen
Uşaklara kalbini vermezsen
Misafirlere bir şeyler vermezsen
iliğe kemik vermezsen
Çekice örs, üzengiye kulak vermezsen
ince bağırsağa safra, mideye besin vermezsen
Nabıza kan vermezsen
Ölüye mezar vermezsen
Zalime ceza vermezsen
Ümit isteyene umut vermezsen
Rüyalara ihtimal vermezsen
Dünyaya ay vermezsen
ibadete değer vermezsen
Levreğe tatlı su vermezsen
Enerji içeceğine içki vermezsen
Resimlere renk vermezsen
içindeki çocuğa şans vermezsen
Mecnun a da leyla vermezsen yaşamanın ne anlamı var?
Kendimi hiç gülerken görmeyecek miyim
Onca şeye rağmen mutsuz olmayı hakeden biri miyim
Peki ya kolyemde ismin, masamdaki resmin, kalbimdeki yerini
Elbette unutamam senin gibi birini
Landshut hatıralarını, o mutluluk kırıntılarını...
Çimlere yatıp gök yüzüne bakmayı
Ondan sonra yağmur altında koşmayı
Kıyafetlerimiz sırılsıklam olana kadar dolaşmayı
insanlara aşkın ne olduğunu hissettirdigimiz zamanları
Ya da berlin in göbeğinde çektiğimiz fotoğrafları
insan nasıl unutabilir söylesene
Bak şimdi yalnızlık kokan dizelerime
içimi yakıp kavuran özleminle
Resimlerine bakıp içimin dolmasıyla
Yalnızlık gün geçtikçe beni bitirmekte
Adım adım dakika dakika ölüme götürmekte
Zaman her şeyin ilacı derler ama inanma
Al bak halime kanser tüm vücudumu kaplamakta
Resmine bakmak şifa değil vakit geç olmadan gel yanıma...
canım sıkılır nedense keyfim yok
ağzımın mı tadı yok yediklerimin mi
Nahoş değil mi hayattan aldığım zevk yok
sıktır etmesini mi bilmiyorum yoksa sorunlar üstüme mi geliyor
insanlara hayır diyemedigim için mi işkence bitmiyor
kabul edemem demek mi zor yoksa ben mi diyemiyorum
anlayacağın ağzımın tadı yok herkes üstüme geliyor
canım sıkılıyor kimse neden diye sormuyor
ak akçe karagün can dostun her gün yaninda olmali
gel kanka demeli keyfimi yerine getirmeli
iyilik eden iyilik buluyorsa sıra bize de gelmeli.
Kuşlar ötünce bil ki şafak sökmüştür
Aydınlanmıştır her yer gönlüme kadar
Zamanı geldi mis gibi havaya bak
Az daha çek içine içine işlesin
Nöronlarına kadar her yerin aktifleşsin
Gel şimdi içeri vakit kahvaltı vaktidir
Az bir süt ürünü, bol karbonhidrat ile beslenmek gerekir.
Paydos bitti şimdi çalışma vaktidir.
Resimdeki gördüğümü gerçekte de görmek isterim
Uydurma aşkların sevgilisi olmayı kastetmiyorum
Ki ben sen olmayı her gün bu güzelliğe bakmayı istiyorum
istemem sevgilin olmayı eşin olmayı
Yalnızca sen olmak istiyorum her gün sen gibi uyanmak
En önemlisi de aynaya bakıp saçlarını havada savurmak isterim.
Sinemde çarpar kalbim seni seviyorum diye
içimdeki sese söyle ona diye
Ne hoş değil mi sevip de söyleyememek
Elini tutup gözlerine bakıp se se se demek
Mahzur gör bu aşığı bazı şeyleri sineye çekmek gerek.
Yukarı bak orada ne görüyorsun
Ay değil güneş de değil daha yukarı
Renkli gök yüzünü aş bir önce
Evet gördün mü bak orda kocaman bir evren var
Ne var da bunda der gibisin sana olan sevgimin kuşattığı evren var.
Anlatabilir mi seni bir kaç kelime bir kaç dize
Türkçe bile yetmez haliyle
Ama ne çare 3 dizeyle anlatılmazsın
Sen şiirle anlatamadığım olarak kalacaksın.
*arkadaşlar düşünmeden aklıma ilk geleni yaziyorum gece almanları dinleyerek uykusuz kaldım kusuruma bakmayın teşekkürler dedirtir.
Ay doğar geceme ama ne fayda
Yoksa ışık kalırsın karanlığın ortasında
Bak şu kaderin işine güneşim doğmadı
Üzerimdeki kara bulutları daha dağıtmadı
Kim ne derse desin sensiz yine olmadı
Eski sevgilin ikinci buzul çağını yaşadı.
Tan ağrımadan yeniden gidelim sahile
Oturalım deniz kıyısına güneşe bakalım
Martılar daha uçmaz biz ikimiz seninle
Rest çekelim dalgalara denizin seyrine doyalım
insanlar hep bizi konuşsun imrensin ikimizi
Sahi ya ne güzel olurdu şafak vakti denizin seyri.
Cansuyu olmasa yaşar mı bitki
Azcık canı olan bitkiyi ayakta tutan nedir ki?
Ne bir damla su, ne güneş, ne toprak
Sadece bir sebeple nefes alır minicik yaprak
Uzun lafın kısası vatanı için faydalı olmaktır sebebi.
Ellerine gül kokusu sinmiş bahar mı geldi
Leylak kokusu bilekler sanki kır gibi
ister misin her yerimizde çiçek bitsin kıl gibi
Zambak, gül, yelkovan, papatya, menekşe lale
Anlayacağın bütün kadınlar çiçektir demek istiyor bu dizeyle.
Uskumru bulmuş eşini sevinir
Baykuş uzaktan bakar imrenir
Eski günlerin hatırı olsa
Yağmurlu geceleri bize anlatsa
Damın altındaki oyuktaki anları
Uskumrular hatırlatsa da anlatsa
Lafla anlatılmaz bunlar yaşanır.
Lakin hepsi küçük bir sır işte
Anlatmak istemez kimse bu gidişte
Hayatın anlamı sevgi budur işte.
Buralar eskisi gibi değil artık
Uzadıkça geceler güneşi özlüyorum
Sanma ki gecelerin karanlığından usandık
En uzun gecelerimde güneşimi(seni) düşünüyorum.
Bunu özellikle buraya yaz dediğin için yazıyorum dedirtir.
bir ara ne tutmuştu...
hem bu vesileyle sözlükteki kadın yazarlarla tanışma fırsatı bulmuştum ama artık devam etmeyen kampanya...
en azından bugünlük ama olur da yazmak isteyenler olursa, onlar için bir buluşma noktası olsun diye hatırlatayım dedim.
yazmama sebebime gelince kadın yazarların tükenmesi değil elbette sadece yeterli vakit ayıramıyor olmam.
ismin yankılanıyor hala kulağımda
leylak kokusu yayilir konuştuğunda
kimse sevemez seni benim kadar
ne de olsa özlemin sürüyor hala sana
uslanmaz artık bu deli gönül bilesin
rahatım kaçtı artık yanıma gelesin .
Anlatmak isterim birkaç dizede seni
saçlarını gözlerini anlatmak isterim
lakin kelimeler yetersiz anlatamaz guzelligini
ışıklar çalıp sana şarkı yazmak isterim
Ellerini notalarla anlatmak isterim
leylamdi o benim her şeyim derim
istemem başka bir şey ben memnunum derim
fasla dayanamaz ayrılığa yanar bu cigerlerim .
Dünyaya bedel bir güzelliğin var
Üzer beni bazen o bakışlar
renkli gözlerini gören hayran kalır
dünya ayağa kalkar seni alkışlar
aklim hep sende kalır
ne de olsa unutulmaz yanlarin
en çok da mutlu anılarımız var.