aynı hareket insandan uzak doğada da gerçekleşir. gündüz vaktinin aydınlığı içerisinde tüm hayvan aleminin, doğanın anaç genişliği içerisinde mutlu ve huzurlu bir şekilde saatleri geçirmesi mümkündür. gerçi tabii ki gündüz de hayatın acımasızlığı bir noktaya kadar hayvanlar aleminde hüküm sürmektedir. ama gündüz herşey eşittir. herkes uyanık, herkes tetikte.
fakar gece gelecektir, karanlık çökecek, eşitlik bozulacaktır. karanlıkta gözler parıldayacaktır, bedenler çalıların arasından, toprağın üzerinden sessizce ilerleyecektir. doğanın acımasız kanunu işleyecektir. avcı avını avlayacaktır.
peki, nedir amaç; yaşamak. yaşamak için başkasını yemek. yiyecek bulmak, avlanmak. doğada karanlık bunun için tehlikelidir.
insanoğlunda karanlık daha da tehlikelidir. karanlık çöktüğünde dolaşır tüm çiğlikler, tüm saklı-gizli şeytanlar. karanlık çöktüğünde ortaya çıkan hayal edilemeyecek kötülükler. peki amaç aynı mıdır? yaşamak için yemek midir? hayır, işte bu noktada insan hayvandan ayrılıyor. karanlık hayvan için yaşamken insan için zevk halini alıyor.
doğanın ışığı kendinden yanıyor sönüyor, insanoğlunun ışığı ise kendi elinde..kendi kendimizi karanlıklara gömüp kendi kendimizi yiyoruz...