kimisi demiş yok pkk teröründen korktuğu için, kimisi demiş yok dini alet ettikleri için, kimisi demiş çaresiz bilgisiz cahil vs oldukları için. Peki size soruyorum, Bunlari yazan kaç taneniz herhangi bir köyde yaşıyorsunuz yahut yaşamayı geçin kaç taneniz herhangi bir köyde köylülerle muhabbet ettiniz. Davulun sesi Uzaktan hoş tabi.
300 nüfuslu küçük bir köyde yaşayan ve çiftçilikle uğraşan biri olarak söylüyorum ki, köylüler ne cahil oldukları için ne dini oyunlara kandiklari ne de çaresiz oldukları için sağa oy veriyor. Çiftçiler sadece bu ülkeyi seviyorlar, ülkenin kalkınmasını istiyorlar ve köylü Artık milletin efendisi olmaktan geçti, kölesi olmamak için çabalıyor.
Içtiğiniz her bardak çayda, yediğiniz her lokma ekmekte, suyunu sıktığınız her portakalda bizi hatırlayın, hatırlayın ve Lütfen olumsuz yorumları bırakın Artık
sınıf bilinci yerine hemşeri bilinci olan, "örgüt" kelimesinden öcü gibi korkan, terörle bir gören topluma sahip bir ülkede pek de yadırganamayacak durum.
sadece türkiye'de olduğunu düşündüğüm komik durum. Dünya'nın pek çok yerinde işçiler ve köylüler sol partileri seçerken, yurdumuzdaki bu tablo gerçekten komiktir.
türkiye de gerçek anlamda sol parti olmamasından kaynaklı hadisedir, chp sosyalist enternasyonalden ancak torpille duruyor, sosyalist enternasyonel akp yi davet etti, onlarda girmek için chp nin üyeligine son verilmesini ön şart koydular.
chp, dsp gibi partiler faşisttir, hiç bir ezilen kısmın basarısını bir sol parti, çıkarın bu hanımı burdan diyerek höykürükler arasında baskı kurmaz, gidip clinton un kıçını yalamaz, ayagını yıkamaz. sosyal programları uygulaynlar sol kabul edilebilir. türkiye de sag sol yoktur, hepsini içine alan ittihat terakki kurmacası dizayn edilmiş sag ve sol partiler vardır, sistem dışından akp gibi partiler geldiginde, türkiye onurlu siyasetin ardında sapasaglam durdugunda işte böyle chp mhp ip arasında görüş farkları kapanır, mhp başörtüsünü siyaseten bitirme işinin taseronlugunu alır, ilhan selçuk ile siyaset stratejisi görüşür, sonra hepsini bir onurlu savcı toplar içeri tıkar.
türkiye örneginde sol, muhafazakar kesimlerdir, dikkat ederseniz obamanın siyaset tarzı akp modelidir, akp modeli incelenerek obama tarafından dünya sahnesinde vizyona konulmustur.
türkiye de ki gereksiz klişelerden biridir.
hiç bir insan köyde yaşıyor tarım yapıyor diye veyahutta fabrikada işçi diye adında ve mantığında sol görüş barındıran bir partiye oy vermek zorunda değildir ve hiç kimse insanlara piskolojik aşağılama yöntemiyle yön veremez. zira bu insanlar papucun artık bu kadar ucuz olmadığını biliyor yani sol parti=bizim yanımızda yok böyle bir matematik artık halkın geneli buna uyandı. şu küresel dünyada herkes özlerinden vazgeçiyor onu o yapan değerleri koltuğa oturunca unutuveriyor, birde bakıyorsun onu en kapitalisti yapmış bile. bu dünya ya karşı değişmeden yozlaşmadan ne kadar dayanılabilir oda apayrı bir konu.
evet bu saçma klişe bu millet için artık çok gerilerde kaldı 29 yıl kadar fakat dediğim gibi küreselleeeeşen dünya ya millette gün geçtikçe ayak uydurmaya başladı. küreselleşeeen dünyada nasıl ki tek amaç kar kar kar ise insanlar içinde bu zamanla herşeyden fazla anlam ifade etmeye başladı. işte bu sebepten millet her zaman olduğu gibi bir uykudan uyundırılıp başka uykulara yatırılıyor. bu işlemde ki done de her zaman dönemin en etkili silahı oluyor. şu an için bu silah parasızlık, açlık, soğuk... işte bu yüzden oylar artık ideolojiyle alınmıyor ee doğrusuda bu değilmi yahu ne diye mülk alıp geleceğe yatırım yapalım keşş para yemek varken dimi?.
keşke milletimiz uykuyu bu kadar sevmese. saygılar..
aclık sınırında yasayan bu insanların sag partilerin gecici cozumleri cazip bulmasındaan ileri gelir.bi koli erzak,bi ton komure cocuklarının bugununu kurtarıp geleceklerini kararttıklarını goremiyorlar.cunku insanların ileriyi dusunmeleri,yani binevi felsefik dusunmeleri,sorgulamaları ancak gundelik,zorunlu ihtiyaclardan kurtulmus ortamlarda mumkundur.kişi aksam ne yiyecegi,cocuguna ne yedirecegi,surekli artan borclarını nasıl odeyecegi gibi sıkıntılara sahipse sadece bunlara odaklanır.gunde en az 12 saat calısır,geldiğinde bi tas corba bulduysa huzurlu uyur.dusunmeye ne vakti ne de mecali vardır,yasadıgını sanarak tukenir.ona uzatılan elin sahibini ve neden uzandıgını dusunmez,elindeki bi barca kuru ekmegi alıp doymak algılayabildiği tek sey olur.
dünyada genelde tam tersi olan durumdur. sebebi işçinin, köylünün saf ve iyi niyetli olmasıdır, tehlikeyi sezememesidir. söylemleri ve icraatleri tamamen zıt olan fakat iyi bir şekilde din sömürü yapan partiler var olduğu sürece bu böyle gidecektir, biraz mantığın devreye sokulması ve türk solunun toparlanması şarttır.
sol partilerin bütün gün ne yapsak da dine çamur atsak diye düşündüğü inandırılmış cahil cühela kitledir.
bunların en sevmediği şey de sosyal adalettir. sosyal adalet olan ülkede herkes adam gibi okuyup yıllarca kariyer yapmak, yıllarca sınavdan sınava koşturmak, statü sahibi olmak eşşek gibi çalışmak zorundadır.
ama soyal adalet olmayan bir ülkede , hiç tahsil, kariyer vizyon misyon, yabancı dil , hiç bir şeye emek harcamaya gerek yoktur.. bir yerde adamın varsa 2 yalakalık yap her kapı açılır. bu yüzden sosyal adaletin yaygınlaşması işlerine gelmez. sol partilere bu yzüden de oy vermezler. bahaneleri de hizmet alamayızdır.
yanlış bir önerme olsa gerek. nitekim her köyde herhangi partiye oy veren çıkabilir. ya da bir köyden çoğunluk oy, sol partiye çıkabilir. inanmayanlar baykal'ın trakya'ya geldiğinde köylülerin nasıl davul zurnayla onu izlemeye geldiğini gözlemleyebilir. ya da ajanslardan köylerin seçim sonucunu alabilir trakya'dan.
sol partilerin bırakın onların haklarını aramalarını, dini inanışları vs. yüzünden bilinçsiz-yobaz ilan etmeleri nedeniyle gerçekleşen durumdur...
ben hiç görmedim islamiyete hakaret etmeyen bir komunist veya sosyalist parti, bir zamanlar karaoğlan vardı onunda ne derece sol parti olduğu ortadaydı, adıyla sol partiydi fakat ab-abd yavşaklığı yapılıp duruluyordu...
sınıflı toplumlar için sol hareketin doğum noktası, ezilmiş sınıflardır. bunlar; işçi ve köylü sınıfları gibi üreten fakat ürettiğini tüketene ulaştıramadan aracılara kaptıran insanlardan oluşur. eğitimsizdirler ve alın terlerinin karşılığını alamayıp kıt kanaat bir yaşam sürerlerken, onların ürettikleri mal ve hizmet kısmen eğitimli sanayici ve tüccar sınıfı tarafından tüketiciye kat be kat fazla değerlerde pazarlanır.
sonuç olarak, üreten ve tüketenlerin büyük bölümü zorlu bir yaşam sürerken aracılar; sırf üretilmiş malın pazarlanması ile köşe oluverirler. hadi! onlara da çok haksızlık etmiş olmayalım ve diyelim ki; üretim de bir organizasyon ve finansman işidir, pazarlama da ancak, bu katkıların karşılığında sütün kaymağını yemek de vicdansızlıktır. işte! sol hareketin başlangıç noktası tam da budur ve " ortada bir kaymak var ise gelin bunu herkes eşit oranda yesin " demiştir.
kapitalizmin ve o ideolojiye gönül vermiş ( gönül filan verdikleri de yoktur, dini imanı para ve güçtür onların ) insanların en büyük düşmanları, sol düşünceye sahip insanlardır. neden mi?
- eğitimsiz olan işçi ve köylünün eğitilmesi gerektiğini savunurlar ki, bu çok tehlikelidir zira, bilinçli insanlar neden? niçin? gibi sorular sormaya başlayacaklardır.
- kooperatifleşmek ve üretenin güçbirliği içinde olmasını savunurlar ki, tacirler için büyük lokma yutmak zordur. küçük küçük çok lokma yutmayı tercih ederler zira, aksi taktirde üreticinin pazarlık gücü artacaktır ve bu durum hiç işlerine gelmez.
- sağlık ve sosyal güvenliğin asgari oranda sağlanmasını isteyeceklerdir ki, bunların hepsi parayla olur ve ne gerek vardır. ölen ölsündür zira, kalan sağlar onlara hizmet etmeye devam edeceklerdir.
peki! tüm bunlar için ne yapılmalıdır. yani, halkı bilinçlendirmeyi, örgütlemeyi ve güç birliği sağlayarak ezilmiş sınıfların da pastadan pay almasını sağlamaya çalışan sol hareketin önü nasıl kesilmeli, nasıl durdurulmalıdır. şöyle ki;
- eğitim kurumlarında, yaşama yönelik şeyler yerine uyuşturucu, düşünmeyi ve analiz etmeyi sağlayan değil ezbere yönelik paket bilgilerle beyinler doldurulmalı, eleştiriye kapalı dogmalarla aklın hareket kaabiliyeti kısıtlanmalı ve genç yaştan itibaren neden? niçin? gibi gereksiz soru soranlar en aza indirilmelidir.
- üreticinin örgütlenmesini sağlayacak kooperatif gibi yapılaşmaların önü kesilmeli, gerekirse bunların başlarına maşa adamlar konarak yada başkanları satın alınmak suretiyle başarısız olması sağlanmalı ve faydasız bir oluşum görüntüsü verilmelidir.
- işçi sendikalarının başkanları ve yönetim kurulu üyeleri mutlak ele geçirilmelidir ki, bunun için harcanan para ve emek kat be kat geri dönecektir. renkleri mümküse sarı yada yeşil olanlar tercih edilmeli ve desteklenmelidir.
- siyasi baskı grupları ( ki bunlar; meslek odaları ve derneklerdir )ya depolitize edilmeli yada hak, hukuk, adalet mavraları atarak zaman öldürmeleri sağlanmalıdır.
- sol hareketin çekirdeği ve itici gücünü oluşturan gençlik depolitize edilmeli ve uyuşturulmalıdır. gençliğin enerjisi ne şekilde olursa olsun alınmalıdır. bu yeter şart olmasa bile temel şarttır.
- medya; tüm bu oluşumlar için sonuna kadar kullanılmalıdır. tv' lerde paparazzi ve kadın kuşağı programları bol bol pompalanmalı ve dikkatler ülke gerçekleri yerine "kimim eli kimin şeyinde" türünden programlara çekilerek, kitleler gereksiz konularla olabildiğince oyalanmalıdır.
- sağlık ve sosyal güvenlik, nereden buldun, siyasi partiler ve seçimlerle ilgili temel
yasalar tam çıkacakmış izlenimi verilip bir şekilde çıkmaması için elden gelen yapılmalıdır.
- savunma sanayiinin gelişimi kösteklenmeli, olabildiğince birlik ülkelerine bağımlı bir savunma sistemi kurulmalıdır. enerji konusunda da durum bundan farklı olmamalıdır.
- ülkenin doğal kaynakları mümkün mertebe ham madde olarak birlik ülkelerine satılmalı ve mamul madde olarak tekrar satın alınması teşvik edilmelidir.
- sol, ülke insanının gözünde öcü yapılmalıdır. bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. öyle ki, sol olduğunu söyleyen bile soldan korkmalı, sağ gibi davranmalıdır. 80 yıl öncesinin kazanımlarını 80 yıllık kazanımlar diye yutturabilmelidir. muhafazakarlaşmalı sistemin bir dişlisi haline getirilmeli ve statükocu olmalıdır. sol oyları; cumhuriyeti korumak ve kollamak martavalı ile kendisinde toplamasına imkan sağlanmalıdır.
yukarıda sayılanların hepsi; 1950 den beri sistemli ve düzenli bir biçimde uygulanan solu sindirme hareketinin bir bir yaşanan evreleridir. bu ülke; sol kanadı kırık bir güvercin haline getirilmiştir.
chp mi? baykal, sav, topuz ile mi? güldürmeyiniz beni... sizce kime oy vermeli bu işçi ve köylü?
olması gerekendir chp halkın patisi diye kurulmuşken şimdilerde tiki partisi oldu halktan değilki halkı anlasın halk doğruyu yanlışı ayırır ve neyse gereken onu yapar.
etkili bir sol partiye sahip olamamanın sonuçlarıdır en etkili sol paztimiz chp dir ki o da deniz baykal ın tekelinde kalmıştır ve çogunluğun ortak düşüncesidir deniz baykal ın muhalafetten başka bir şey yapamayacağı.
tamamen cahillikten kaynaklanmaktadır.demokrat parti,turgut özal ve tayyip halkı kandırmasını çok iyi bilen insanlardır cahil eğitimsiz insanlarımızın en zayıf oldukları noktaları çok iyi bilirler.tabi bunda sol partilerin kendini anlatamaması da çok etkilidir ama bir anlatılırsa işte o zaman...
kendilerine ''sol'' diyen partilerin gittikçe halktan uzaklaşması sonucunda ortaya çıkan durumdur.sen ülkenin en fazla oy potansiyeli olan sol partisin ama iç anadolunun batısından sonra çoğunluğa ulaştığın, bırak çoğunluğa ulaşmayı kendini birazcık da olsa farkettirdiğin bir il yok.sonra bağırıyoruz bir torba kömüre ülkeyi sattılar diye. görelim halkımız ne kadar çaresiz ve bilgisiz.
kendine sol diyen chp gibi bir partinin gittikçe soldan uzaklaşıp kendiyle çelişir hale gelmesinden kaynaklanan durum.halktan uzaklaşan bir parti konumunda chp, halbuki bir halk partisi olarak halka en yakın durması gereken o.
günümüzde sağı ve solu kalmamış bir hadisedir. işçi ne sola ne de sağa kesinlikle güvenmemektedir. kırsal kesimden gelip şehirleri doldurmanın açıklaması köylünün geçinememesidir. önceden sol partiler çiftçiyi ezmişse, şimdi de sağ bir parti ezmekte, hatta iliğine kadar kurutmaktadır. oysa öyle bir durum vardır ki, köylü dediğimiz, çiftçi dediğimiz insanlar iktidarı belirlemektedirler ve bu da daha yıllarca böyle gideceğe benzemektedir. dediğim gibi.. bu işin sağı solu artık kalmamıştır.
yüzeysellikten yakınan yurdum insanın maddi temellere dayanmaktan uzak, herhangi bir sınıf temeline oturmayan, söylem olarak dahi yanlış ifade. işçi ve köylü sağ partilere oy veriyormuş. bunu bir ön kabul olarak sayıyorum, günümüz türkiye'sinin dinamiklerinin bunun üzerine inşa ediyorum. peki türkiye'de homojen bir sınıf olarak köylülükten bahsedebilir miyiz? hızla tasfiye edilen ve tasfiye edilmeyen yerlerde ise kapitalistleşen bir üretim sürecinden söz ediyoruz türkiye'de. haliyle söylemi oluşturan toplamın bir anlam ifade etmesi maddi temellerde ve üretim ilişkilerinde bir anlam ifade etmiyor.
onun dışında türkiye cumhuriyeti'nin dönemsel olarak çözülüşe girdiği ve bu çözülüşü sonlandıracak olan durumun yeniden yapılandırma olarak adlandırdığımızda ülkemizde düzenin sol kanadının pek bir anlamı kalmıyor. bu dönemsel koşullar düzen solunun hızla devrimcileşmesi ya da tasfiyesi anlamına gelir ki; şu an da bu süreç 2. taraftan işliyor. bu nedenle devrimci bir çıkışın olmaması için hiçbir aksi koşul yoktur, var olan şey egemen sınıfların bilincinin türkiye işçi sınıfından yüksek olmasıdır.
liberal ve milliyetçi hezeyanların sol içinde ciddi bir alan bulunduğu koşullar altında türkiye işçi sınıfının bilinçlenmesi ve örgütlenmesi ciddi bir zorluktur. ama geleneksel sol'un elinde bir reçete yok bu durumlarda yapması gereken. o nedenle hiç durmadan çalışmak ve örgütlenmek en akıllacısıdır.
başka bir ülkenin insanlarından bahsediyor olsak ilginç ve trajikomik diyeceğim ama türkiye için hiç de geçerli olmayan bir durum. çünkü zavallı halkım hakkını gözetmekten bi haber, ondan oyu din ile iman ile o da değilse vereceğin 2-3 gıda yardımı ile kolaylıkla alırsın. Benim halkım yüzyıllardır tek adam tarafından yönetilmiş, o yat deyince yatmış, savaş deyince savaşmış, ye deyince yemiş. Sen şimdi kalkıp da ona özgürlüklerden, eşitliklerden sözedersen olur mu? Yada senin hakkını savunacağım dersen anlar mı? Tabiki de anlamaz ve oyunu gider sağ partiye atar. iyi de eder, senin neyine eşitlik!!!