sınıflı toplumlar için sol hareketin doğum noktası, ezilmiş sınıflardır. bunlar; işçi ve köylü sınıfları gibi üreten fakat ürettiğini tüketene ulaştıramadan aracılara kaptıran insanlardan oluşur. eğitimsizdirler ve alın terlerinin karşılığını alamayıp kıt kanaat bir yaşam sürerlerken, onların ürettikleri mal ve hizmet kısmen eğitimli sanayici ve tüccar sınıfı tarafından tüketiciye kat be kat fazla değerlerde pazarlanır.
sonuç olarak, üreten ve tüketenlerin büyük bölümü zorlu bir yaşam sürerken aracılar; sırf üretilmiş malın pazarlanması ile köşe oluverirler. hadi! onlara da çok haksızlık etmiş olmayalım ve diyelim ki; üretim de bir organizasyon ve finansman işidir, pazarlama da ancak, bu katkıların karşılığında sütün kaymağını yemek de vicdansızlıktır. işte! sol hareketin başlangıç noktası tam da budur ve " ortada bir kaymak var ise gelin bunu herkes eşit oranda yesin " demiştir.
kapitalizmin ve o ideolojiye gönül vermiş ( gönül filan verdikleri de yoktur, dini imanı para ve güçtür onların ) insanların en büyük düşmanları, sol düşünceye sahip insanlardır. neden mi?
- eğitimsiz olan işçi ve köylünün eğitilmesi gerektiğini savunurlar ki, bu çok tehlikelidir zira, bilinçli insanlar neden? niçin? gibi sorular sormaya başlayacaklardır.
- kooperatifleşmek ve üretenin güçbirliği içinde olmasını savunurlar ki, tacirler için büyük lokma yutmak zordur. küçük küçük çok lokma yutmayı tercih ederler zira, aksi taktirde üreticinin pazarlık gücü artacaktır ve bu durum hiç işlerine gelmez.
- sağlık ve sosyal güvenliğin asgari oranda sağlanmasını isteyeceklerdir ki, bunların hepsi parayla olur ve ne gerek vardır. ölen ölsündür zira, kalan sağlar onlara hizmet etmeye devam edeceklerdir.
peki! tüm bunlar için ne yapılmalıdır. yani, halkı bilinçlendirmeyi, örgütlemeyi ve güç birliği sağlayarak ezilmiş sınıfların da pastadan pay almasını sağlamaya çalışan sol hareketin önü nasıl kesilmeli, nasıl durdurulmalıdır. şöyle ki;
- eğitim kurumlarında, yaşama yönelik şeyler yerine uyuşturucu, düşünmeyi ve analiz etmeyi sağlayan değil ezbere yönelik paket bilgilerle beyinler doldurulmalı, eleştiriye kapalı dogmalarla aklın hareket kaabiliyeti kısıtlanmalı ve genç yaştan itibaren neden? niçin? gibi gereksiz soru soranlar en aza indirilmelidir.
- üreticinin örgütlenmesini sağlayacak kooperatif gibi yapılaşmaların önü kesilmeli, gerekirse bunların başlarına maşa adamlar konarak yada başkanları satın alınmak suretiyle başarısız olması sağlanmalı ve faydasız bir oluşum görüntüsü verilmelidir.
- işçi sendikalarının başkanları ve yönetim kurulu üyeleri mutlak ele geçirilmelidir ki, bunun için harcanan para ve emek kat be kat geri dönecektir. renkleri mümküse sarı yada yeşil olanlar tercih edilmeli ve desteklenmelidir.
- siyasi baskı grupları ( ki bunlar; meslek odaları ve derneklerdir )ya depolitize edilmeli yada hak, hukuk, adalet mavraları atarak zaman öldürmeleri sağlanmalıdır.
- sol hareketin çekirdeği ve itici gücünü oluşturan gençlik depolitize edilmeli ve uyuşturulmalıdır. gençliğin enerjisi ne şekilde olursa olsun alınmalıdır. bu yeter şart olmasa bile temel şarttır.
- medya; tüm bu oluşumlar için sonuna kadar kullanılmalıdır. tv' lerde paparazzi ve kadın kuşağı programları bol bol pompalanmalı ve dikkatler ülke gerçekleri yerine "kimim eli kimin şeyinde" türünden programlara çekilerek, kitleler gereksiz konularla olabildiğince oyalanmalıdır.
- sağlık ve sosyal güvenlik, nereden buldun, siyasi partiler ve seçimlerle ilgili temel
yasalar tam çıkacakmış izlenimi verilip bir şekilde çıkmaması için elden gelen yapılmalıdır.
- savunma sanayiinin gelişimi kösteklenmeli, olabildiğince birlik ülkelerine bağımlı bir savunma sistemi kurulmalıdır. enerji konusunda da durum bundan farklı olmamalıdır.
- ülkenin doğal kaynakları mümkün mertebe ham madde olarak birlik ülkelerine satılmalı ve mamul madde olarak tekrar satın alınması teşvik edilmelidir.
- sol, ülke insanının gözünde öcü yapılmalıdır. bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. öyle ki, sol olduğunu söyleyen bile soldan korkmalı, sağ gibi davranmalıdır. 80 yıl öncesinin kazanımlarını 80 yıllık kazanımlar diye yutturabilmelidir. muhafazakarlaşmalı sistemin bir dişlisi haline getirilmeli ve statükocu olmalıdır. sol oyları; cumhuriyeti korumak ve kollamak martavalı ile kendisinde toplamasına imkan sağlanmalıdır.
yukarıda sayılanların hepsi; 1950 den beri sistemli ve düzenli bir biçimde uygulanan solu sindirme hareketinin bir bir yaşanan evreleridir. bu ülke; sol kanadı kırık bir güvercin haline getirilmiştir.
chp mi? baykal, sav, topuz ile mi? güldürmeyiniz beni... sizce kime oy vermeli bu işçi ve köylü?
türkiye'de sol parti olarak takdim edilen partinin(chp) devletin değişmesinden, halktan yana değil, bizzat devletin kurucusu, sahibi ve mevcut düzeninin statükonun yılmaz bekçisi olmasından kaynaklanır.CHP'nin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden biri kendisine sol diyerek solun adını kirletmesidir.Halk/köylü jandarma dipçiğiyle özdeşleştirdiği tek parti chp yönetiminin kendisine solcu demesiyle soldan korkmuş ve uzaklaşmıştır.hala pek çok anadolu insanı solu dinsizlik olarak anlar.
yüzeysellikten yakınan yurdum insanın maddi temellere dayanmaktan uzak, herhangi bir sınıf temeline oturmayan, söylem olarak dahi yanlış ifade. işçi ve köylü sağ partilere oy veriyormuş. bunu bir ön kabul olarak sayıyorum, günümüz türkiye'sinin dinamiklerinin bunun üzerine inşa ediyorum. peki türkiye'de homojen bir sınıf olarak köylülükten bahsedebilir miyiz? hızla tasfiye edilen ve tasfiye edilmeyen yerlerde ise kapitalistleşen bir üretim sürecinden söz ediyoruz türkiye'de. haliyle söylemi oluşturan toplamın bir anlam ifade etmesi maddi temellerde ve üretim ilişkilerinde bir anlam ifade etmiyor.
onun dışında türkiye cumhuriyeti'nin dönemsel olarak çözülüşe girdiği ve bu çözülüşü sonlandıracak olan durumun yeniden yapılandırma olarak adlandırdığımızda ülkemizde düzenin sol kanadının pek bir anlamı kalmıyor. bu dönemsel koşullar düzen solunun hızla devrimcileşmesi ya da tasfiyesi anlamına gelir ki; şu an da bu süreç 2. taraftan işliyor. bu nedenle devrimci bir çıkışın olmaması için hiçbir aksi koşul yoktur, var olan şey egemen sınıfların bilincinin türkiye işçi sınıfından yüksek olmasıdır.
liberal ve milliyetçi hezeyanların sol içinde ciddi bir alan bulunduğu koşullar altında türkiye işçi sınıfının bilinçlenmesi ve örgütlenmesi ciddi bir zorluktur. ama geleneksel sol'un elinde bir reçete yok bu durumlarda yapması gereken. o nedenle hiç durmadan çalışmak ve örgütlenmek en akıllacısıdır.
aclık sınırında yasayan bu insanların sag partilerin gecici cozumleri cazip bulmasındaan ileri gelir.bi koli erzak,bi ton komure cocuklarının bugununu kurtarıp geleceklerini kararttıklarını goremiyorlar.cunku insanların ileriyi dusunmeleri,yani binevi felsefik dusunmeleri,sorgulamaları ancak gundelik,zorunlu ihtiyaclardan kurtulmus ortamlarda mumkundur.kişi aksam ne yiyecegi,cocuguna ne yedirecegi,surekli artan borclarını nasıl odeyecegi gibi sıkıntılara sahipse sadece bunlara odaklanır.gunde en az 12 saat calısır,geldiğinde bi tas corba bulduysa huzurlu uyur.dusunmeye ne vakti ne de mecali vardır,yasadıgını sanarak tukenir.ona uzatılan elin sahibini ve neden uzandıgını dusunmez,elindeki bi barca kuru ekmegi alıp doymak algılayabildiği tek sey olur.
1950 tarihine kadar gerçekleşmeyen durumdur. Ne zaman demokrat parti kapitalist-emperyalistlerin huyuna suyuna gidip neo-liberal politikaların uygulayıcı oldu işte o zaman bu insanlar zincire vuruldu . 1956 yılında Köy enstitülerini gomünist yetiştiriyorlar diyerek kapatan bu zihniyet köylüyü feodal düzenin ve toprak ağalarının kucağına oturtarak eğitimsizleştirme yoluyla onları birer inek misali sağmaya başladı . işçileri sendikasızlaştırarak ve 1 mayıslarda devlet terörü uygulayarak , disk gibi devrimci işçi sendikalarını kapatarak ya da bu örgütlerin içine komprador bürokrat sendikacılar sokarak içerden de sisteme angaje etmeyi başaran küçük-burjuvazi oligarşileri darbelerle örselediler işçinin de köylünün de geleceğini.
türkiye de gerçek anlamda sol parti olmamasından kaynaklı hadisedir, chp sosyalist enternasyonalden ancak torpille duruyor, sosyalist enternasyonel akp yi davet etti, onlarda girmek için chp nin üyeligine son verilmesini ön şart koydular.
chp, dsp gibi partiler faşisttir, hiç bir ezilen kısmın basarısını bir sol parti, çıkarın bu hanımı burdan diyerek höykürükler arasında baskı kurmaz, gidip clinton un kıçını yalamaz, ayagını yıkamaz. sosyal programları uygulaynlar sol kabul edilebilir. türkiye de sag sol yoktur, hepsini içine alan ittihat terakki kurmacası dizayn edilmiş sag ve sol partiler vardır, sistem dışından akp gibi partiler geldiginde, türkiye onurlu siyasetin ardında sapasaglam durdugunda işte böyle chp mhp ip arasında görüş farkları kapanır, mhp başörtüsünü siyaseten bitirme işinin taseronlugunu alır, ilhan selçuk ile siyaset stratejisi görüşür, sonra hepsini bir onurlu savcı toplar içeri tıkar.
türkiye örneginde sol, muhafazakar kesimlerdir, dikkat ederseniz obamanın siyaset tarzı akp modelidir, akp modeli incelenerek obama tarafından dünya sahnesinde vizyona konulmustur.
kendilerine ''sol'' diyen partilerin gittikçe halktan uzaklaşması sonucunda ortaya çıkan durumdur.sen ülkenin en fazla oy potansiyeli olan sol partisin ama iç anadolunun batısından sonra çoğunluğa ulaştığın, bırak çoğunluğa ulaşmayı kendini birazcık da olsa farkettirdiğin bir il yok.sonra bağırıyoruz bir torba kömüre ülkeyi sattılar diye. görelim halkımız ne kadar çaresiz ve bilgisiz.