türkiye'de oynadıktan sonra nba yollarına düşen amerikalı siyahi basketbolcu. ne var bunda diyebilirsiniz, sonuçta türkiye'de oynayıp sonrasında nba'de kendine şans bulan pek çok yabancı oyuncuya rastlamaktayız. ama austin'in durumu biraz daha farklı onlardan. genelde türkiye'den sonra nba'ye gidenler tutunamazken, auistin tam tersine iyi işler başarmıştır. 91 drafti'nde utah jazz tarafından 2. turda draft edildi. oradan philadelphia'ya geçti, ama tutunamadı. işte, tam bu sırada kariyerinin belki de en büyük basamağı olacak transferi gerçekleştirip, o dönem tbl takımlarından biri olan tuborg'a gitti. izmir'de harika bir basketbol oynayan dev pivot, sezonu 22 sayı 14 ribaunt ortalamalarıyla bitirince, tekrar nba'in kapısından içeri girdi. ama arada önemli bir ayrıntı var kendisi hakkında. tuborg'da geçirdiği harika sezonun ardından yaz döneminde, var olan mevcut gazla, dönemin yıldızı karl malone'ın kapısını çalar ve malone'un yazın tatil yaptığı çiftlikteki antrenman programına katılmak istediğini söyler. nba'in en büyük oyuncularından birinin yazın dahi çalışmayı bırakmaması da ayrı bir yazı konusudur, ama şimdi zamanı değil. çok ağır bir tempoda geçen idmanlarda iflahı kesilir austin'in. öyle ki, yine yoğun geçen bir günün ardından akşam yemeğinde austin'in kafası bitkinlikten harap olmasından mütevellit çorbanın içerisine düşüverir. o sezon miami heat'te bu çalışmalarının karşılığını alarak ciddi süreler bulur ve çok da olağanüstü ortalamalar yakalamadan (10 sayı, 6 ribaunt) mip ödülünü (sezonun en çok gelişme gösteren oyuncusu) kazanmayı başarır. ertesi sezon da miami'de iyi işler çıkaran austin, sonrasında tabiri caizse bir yerlerini sermeye başlar. clippers, magic, wizards diye diyar diyar gezerken o zamanlar vancouver olan memphis şehrinde basketbol hayatına son noktayı koyar. bu abimizin surat şekli de bir ayrı ilginçtir. reggie evans-dj mbenga karışımı, bir garip...
