işyerindeki çaycıların amme hizmeti yaptıklarını zannederek takındıkları tavırların yarattığı sorunlardır. neyse tanımı yaptıktan sonra gelelim olayı iredelemeye;
yaklasık 5 senelik bir çalışan olarak yazıyorum bunu, caycılarla iyi geçinmek lazım arkadaş. yoksa çayınızı getirmez, getirdiği çay soğuk olur demli olur sidik gibi olur bok olur püsürük olur, olur da olur yani. dilinizde tüy bitse de eğerki bu adam sizi sevmiyorsa mis gibi bir çay içirmez size zehir eder.
sabah mesaiye geldim ve verimli bir çalışma ortamı yaratmak adına işe başlamak için çayımı bekliyordum. yaklaşık 1 saat ibiş gibi çayımın gelmesini bekledim. beklemekten yorulup aradığımda bizim katın çaycısının değiştiğini yenı çaycımızdan öğrendim.
diyalogu aynen akratıyorum,
- mihriban hanım benim çayım nerde kaldı?
+ mihriban yok artık ben geldım bu kata, ben çay getiremem gel kendin al dedi. *
- (ouuw bu da yeni bir tür diye düşündüm içimden) ben mühendis tribalenfeksiyon çayımı getir diye yineledim.
+ ben getiremem çok işim var gel sen al dedi.
- kardeşim sen çaycı değilmisin ne işin var? getir çabuk çayımı!
+ getiremem işim var. çatttt! (telefon kapatma efekti)
- ...(içses: şimdi senin çarkına sıçmaya geliyorum bekle)
içime dert oldu arkadaş, gittim yanına dönmüş gözlerimden çayımı getirmesi gerektiğini anladı, adın ne diye sordum. biraz da yusuf yusuf ederek işten atılma korkusuyla getirdi çayı masaya. ama içine tükürmüştür diye, yine içemedim o çayı zehir etti bana ibne *
(çay ocağına gidilir. görevli şahıs meşgul olduğundan rafa uzanıp bardak alınmaya çalışılır)
görevli kişi:g
meydanbenim:m
g: dur dur ne yapıyorsun ya
m:çay alacaktım..
g: ben senin evraklarını karıştırıyor muyum bırak ben koyarım.
m: hönk.ım..kım..eh.neyse..ben..içmeyeyim
sonradan öyle bir edit: aylarca çay içmedim ordan
iş hanı çaycılarıyla hemen hemen aynı ayarda olan çaycıların çıkardığı sorunlardır. bilmem hiç iş hanında bir ofiste çalıştınız mı? o hanın bir çaycısı vardır ve bütün handan sorumludur vatandaş. kendini mafya sanır ve her gün aynı maskeyi takarak açar hanı. bim de satılan abuk marka kahveleri kakalar , çay desen adamına göre! selam versen almaz , karısıyla kavga eder bütün gün görünmez. işinizden memnun bile olsanız rahatlanamazsınız bu tarz adamlar yüzünden. en sonunda patronu kafalayıp , bağımsız bir ofise taşınırsınız.
- baksana sen hergün dışarı gidiyosun öğlen de ne yiyosun hamburger mi?
+ hıı evet hergün hamburger pizza yiyorum.
- e kızım senin o yediklerin nerene gidiyo çubuk gibisin.
+ iyiyim ben böyle iyiyim.
- kusuyolarmış kilo almamak için bana bak yoksa sen de mi öyle şey ediyorsun?
+ üff hayır nerden çıktı şimdi ya, bak fatoş çay istiyo seni bekliyor.
- o da aynı senin gibi işte kadın dediğin şöyle etli butlu olur ama nerde..
çok meraklı olurlar. mola verip mutfağa çay-sigara yapmaya gittiğinizde hemen 2 dakkada bütün personelin dedikodularını, son gelişmleri ondan öğrenirsiniz, yeni malzeme toplamak için sizi de soru bombardımanına tutarlar.
-akşam naptın?
-geçen gün senin yanına gelen kimdi?
-sevgilin neden gelmiyo son zamanlarda? aranızmı bozuk?
-annengiller nasıl?
vs..
sorundur , zira yedegi olmayan bir 10 numara gibidir. onem derecesi olarak genel mudurden hemen sonra gelir sirket hiyerarsisinde. 2 mudur o gun ise gelmese isler aksamaz. ama cayci ise gelmezse sirkette olay olur. isler aksar. stres hakim olur ortama. bir de cogu laf tasir. o sebeple aynı ortamda ne dediginize dikkat etmeniz sizin icin iyi olur.
çay ocağının odama yakın olmasından mütevellit bugün aynen bu diyaloga şahit oldum:
çay ocağının telefonu çaldı, arayan çay istiyor haliyle *
-mihriban hanım bize 3 çay.
-...
- alo ordamısın mihriban bize 3 çay getir.
- tamam. (çattttt telefonu kapatma efekti)
hemen ardından mihriban bombayı patlatıyor: "zıkkımın kökünü için, içti içti doymadılar çaya bir türlü. pok için" *