birilerinin duygusal(!) kaygılarla yaptıkları enformasyon savaşlarına alet olunmamalı. bu tip hassas konularda kesin bilgi(düzenlenebilir veya çarpıtılabilir belgeler değil) olmadan konuşulmamalı. devletin istihbaratı var, yargısı var. eğer bir suç varsa işledikleri zaten yargıya taşınırdı.hasas konudur, sonuçta ülkenin bir değeridir ve nadir marka yaratmayı başarabilmiş firmalarındandır.
ülkerin sahipleri dindardır, çalışanları da ekseriye dindar, inançlı insanlardır. fakat ülker her sene mehmetçik vakfına rekor bağışlar yapar, dini vakıflara da yapıyor olabilir ancak bunların hiçbirinin çıkıp da reklamını yapmaz, medyada da bununla alakalı bir şey bulamazsınız. sonuçta ülkerle alakalı herşey iddia olarak kalacaktır çünkü ülker sadece kendi işine bakar, ürününü üretir ve satar. ülkerin bayi bulma gibi bir sıkıntısı da yoktur zira türkiyenin elektrik ağı dağıtımından daha iyi bir dağıtım ağı vardır.
kısacası, ülker'e bok atmaya çalışmayın, sadece üstünüz batar.
valla şeriatçı, yeşil sermaye gibi tanımlara haiz olabilir mi bilmiyorum ama geçen gün bir arkadaşımın yoğun bir siyasi tartışmadan sonra kahve içerken bana yaptığı teklif gibi; şeriatçı ülker mi , emperyalist amerikan nescafe mı? valla cevabım ülker oldu daha az tehlike taşıdığını düşündüm. *
tayyip erdoğan'ın da vakti zamanında ülker bayiliği yaptığı gerçeği göz önüne alındığında doğruluğu şüphe götürmeyen başlıktır. Tabi şöyle bir durum olabilir;
