dün akşam yayınlanan yorum farkı programında mehmet barlas ın ortaya attığı iddia. emre kongar bir an donup kalmış sonra kendine gelmiştir. mehmet barlas daha sonra emre kongar dan yediği ayarla köşeye sıkışıp hitler faşizm demokrasisi uygulamıştır, sovyetler birliği proleter demokrasisi uygulamıştır laflarını yutmak zorunda kalmıştır.
bu arada dünyanın bütün ülkeleri demokrasi uygulamış hatta hala uyguluyormuş da haberimiz yokmuş. devletleri askeriye değil de siyaset yönetiyormuş da farketmemişiz. ne güzel kardeş kardeş yaşıyormuşuz da kimse belli etmiyor.
son olarak mehmet barlas burada cümlenin yorgun demokrat ı oluyor da bunu kendisi de farketmemiş galiba. pes doğrusu.
mehmet barlas'ın demek istediği demokrasi'nin yalnızca bir tane manasının ve yalnızca bir tane uygulama biçiminin olamayacağıdır.
sakin düşünüp bu çok değerli fıkra muharririni anlamaya çalışmak lazım evvela.
türkiye'de demokrasi cumhuriyetle eşdeğer tutulmuştur veya yutturulmuştur. halbuki demokrasi cumhuriyet olmadan da kurulabilir, hatta basbayağı monarşi olan bazı ülkelerde demokrasi muadili cumhuriyetlere kıyasla çok daha sağlam oturmuştur. (bkz: isveç) (bkz: norveç) (bkz: hollanda) (bkz: ispanya) (bkz: belçika) barlas mütemadiyen bu konuya dikkat çekmeye çalışır.
bunların üstüne demokrasi bizatihi mutlak standardı olan bir yapı değildir. bir ülkenin demokratik açıdan bazı sorunlarının oluşu o ülkenin külliyen antidemokratik bir ülke olduğu manasına gelmeyebilir.
örnek: fransa'da ermeni ve yahudi soykırımları hakkında aleyhte fikir beyan etmek suçtur. ancak bu antidemokratik uygulamalar fransa'nın demokrat bir ülke olmadığı manasına gelmez.
mehmet barlas isimli zat-ı muhteremin derin (!!) tespitlerinden bir diğeridir. totaliter bir rejimde demokrasi kırıntısı aramak nedendir, niçindir, hangi amaca hizmet etmektedir bilinmez ama burda sorun, rejimin demokrasiye yakın özelliklr göstermesi değil, devletin dini esaslara göre yönetilmesidir. bir başka deyişle, kurallar kesindir ve bunlara uyulmalıdır. bu sınırları keskin olaak çizilmiş rejimde demokrasiden bahsetmek biras abesle iştigal olmaktadır.
ha derseniz ki, demokrasi çok mu iyi bir şeydir? o da başka bir tartışmanın konusudur elbet..
dun bir iranli dostumla sohbet ederken karsilastigim dikkatimi ceken durumdur. iran'da eger musluman degilsen toplum tarafindan dislaniyorsun kimse sana kapisini acmiyor. ama devlet sana hicbir baski yapmiyor. sadece kadinsan turban takmak zorundasin. tabi oyle dengesiz dengesiz kiyafetler giyerek mesela benim gibi uzerinde evrim teorisine benzeyen bir tshirt giyersen onu derhal cikartmani istiyorlarmis. bende zirtapoza dedim ki sen burada (dau) okuduktan sonra beynini kullanarak o rejimi yikmalisin dedim. oda korktugunu falan soyledi. ayrica
(bkz: iranli kizlari kibrisa gelince acilip sacilmasi)
iranda ki demokrasi bir dualdir; halk secer mılletvekilini ama 12 imam isterse bunu veto edeblir tabi bu tam anlamıyla demokrasi olmuyor.ama demokratiğiz diye geçinen çoğu ülkeye bakınca irandaki demokrasi onlarınkin den farklı kalır bir yanı yok . cok uzaga gıtmenıze gerek yok ozumuze de bakabılırız ;
mehmet barlas'ın aynı programda II. mesrutiyetin demokrasi si cumhuriyetin ilk yıllarında ki demokrasiden daha demokratik olduğudur tümleci ; haklımı , haksız mı oda tartışılacak bir mevzu.
insanın aklına bir soru gelmiyor değil hani ; kime göre demokrasi neye göre demokrasi...
programı izlemememe rağmen kulaktan dolma bilgiler ile anladığım kadarıyla mehmet barlas'ın kurmuş olduğu cümledir. tahminimce emre kongar'ın o şeker gülümsemesinin tezahür etmesini sağlamıştır.
seçim bile yapılmayan bazı ülkelerin resmi adlarında "demokratik" sıfatı bulunduğu hepimizin malumudur. çünkü demokrasi kavramının dünya üzerindeki herkesin mutabık olduğu bir karşılığı bulunmamaktadır.
sadece demokrasinin değil sosyal bilimlerdeki hiçbir -soyut- kavramın evrensel bir tanımı yoktur. bugün siyaset bilimi kitaplarındaki kavramlar -en iyi niyetli tahmin ile- zamanın genel geçer anlayışını yansıtır, mutlak doğru değildir. biri çıkıp eskisini çürütür, yeni bir açıklama getirir, insanların kafasına yatar ve o kitaplar değiştir. ama bu eski teoriyi geçersiz hale bile getirmez.
bunun nedeni sosyal bilimlerde deney, test, vs. gibi imkanların bulunmamasıdır.
bir konu üzerinde sonsuz tane yargı bulunabilir bunların hangilerinin doğru hangilerinin yanlış olduğunu belirleyecek bir merci ise yoktur. sosyal bilim teorileri kanıtlanamaz, sadece kabul görür.
misal; çagdaş, ileri, modern gibi kavramlar tamamen sübjektiftir.
"kazım çok modern bir insan." cümlesini desteklemesi için sayfalarca yazı yazabiliriz, birçok kişide bize katılabilir ancak kazım'ı içine sokup ne kadar modern olduğunu anlayabileceğimiz bir makinemiz olmadığı sürece bunu mutlak doğru olarak kabul edemeyiz.
yani mehmet barlas'ın iran'daki siyasal sistemi tanımlamak için "şeriat demokrasisi" gibi bir kavram üretmesi de kendine göre bir demokrasi tanımı yapması da gayet normaldir *.
eminim bu yazıyı okuyan birçok aptal benim şeriatçı olduğumu düşünecektir.
ancak evrensel bir "aptal" tanımı veya kesin sonuç veren bir aptallık testi bulunmadığı için gayet rahat bir şekilde aptal olmadıklarını iddia edebilirler. kimse de çıkıp "arkadaşım darılma ama harbiden aptalsın" diyemez.
19. yüzyıl pozitivizmi ne güzel şeydi di mi kongar hocam? görecelilik çıktı mertlik bozuldu.
bu lafı eden barlas, emre kongar kişisinden canlı yayında iyi bir ayar yemiştir. zira daha iran'ın tarihini bilmeden, o ülkeye gidip insanlarını ve sokak hayatını görmeden sadece kitaplardan okuyarak tanım yapmaya çalışan insanların yüzeysel olarak fikir beyan etmesidir bu barlas kişisinin yaptığı.