şeriat bir kez geldikten sonra o şeriatın gitmesi çok zordur.
Halk ilk başta bir takım şeylerle kandırılır. Mollalar devlete nüfuz eder.
Daha sonra ise zor kullanılarak, ilk başta birlikte iş yürütülen insanlar defedilir.
En son olarak ise vatandaş üstünde sindirme politikası uygulanır.
Bu yapılanlar sonucunda, toplum uyuşur. ilk bastaki korkulardan ötürü, Şeriatı doğal karşılamaya başlar. Alttan alttan yasalar çiğnense dahi, üst olarak kimse karşı çıkmaz. Bu da molla denilen tipitiplere sınırsız harekat alanı sağlar. bu alan öyle boyutlara ulaşır ki Kendilerine bir ordu bile kurabilirler.
Bu halden sonra bir iç savaş olmadan o şeriat artık ülkeden çıkmaz.
Gözler açılmalı, örnekler ve bağır bağır ben geliyorum diyen baskıcı zihniyet iyi gözlemlenmeli.
hayırlısı.
tabiri caizse Soner YALÇIN'ın bundan tam 9 sene öncesinden geleceği gördüğü köşe yazısı. Resmen iran devrimi öncesinde yaşananların aynısı bugün Türkiye'de yaşanıyor. umarım sonuçları benzemez ve iran'dan kaçmak zorunda kalan çağdaş insanlar gibi bu ülkeden kaçmak zorunda kalmayız.
iran islam devrinin en büyük aktivistleri doğal olarak sosyalistlerdi, her sokakta, her gösteride demokrasi için gösterilere katılan sosyalistler öngörüden yoksun olmalarını idamlarıyla ödediler.
hala daha sosyalist olup akp yi destekleyen öngörüsüz vatandaşların iran islam devrimini yakından incelemeleri hayati önem taşımaktadır.
bugün çıkan olaylara ''aman canım münferit şeyler'' diyenlerin günü geldiğinde nasıl pişman olacaklarını gösteren önemli bir haber.
özellikle gazetecinin mektubu çok iyi okunmalı. ders alınmalı.
''iran'la bir miyiz, ne var?'' diye geçilmemeli.
bugün ayrı ülkeler olsa da hedeflenen amaç aynıdır. çağdaş hayatı yıkıp yerine dini bir rejim getirmek. bu amaç için en ideal araçsa özgürlük vaadleri.
iran'da halk, islamcılardan demokrasi bekledi ama babayı aldılar. üstelik kendilerini destekleyen solcular bir bir asıldı molla rejimi tarafından.
akp'ye ''demokrasi getirecekler'' diye inanan saf sürleri darağacına giderken anlarlar bu sözlerimizi.
demokrasi teorisine yonelik guncel teori ve tartismalarin ne kadar gozardı edildigini ve bihaber olundugunu ortaya koyan onermedir.
(bkz: radikal demokrasi)
sürecin gidişiyle, şu andaki hükmeden kişilerin ve gurupların gidişinin benzerliğini hayretle ve sevinçle karşılayan kişilerin "bok" atmaya çalıştığı bir tecrübedir. gerçektir, yaşanmıştır, kanlı ve canlıdır.
tehlikenin gerçek olduğuna dair daha başka bir delile lüzum yok.
iran'a şeriat demokrasiyle geldi değil, demokrasi vaatleriyle geldi deniyor başlıkta. burdan çıkan anlam, her türlü kavramı referanduma götürelim, birileri herhangi birşeyi engellemeye çalışıyor diye feryat ede ede, çoğunluk istiyor diye örneğin laiklik kalsın mı gitsin mi, cumhuriyet kalsın mı, padişahlık gelsin mi tarzı referandumların da yapılabileceğini zanneden, demokrasiyi böyle birşey zanneden insanların düştüğü yanılgıdan sonra ironik çıkışlar yapmak suretiyle yorumladıkları durumdur.
yüzdeye vurulduğunda okur yazarlık oranının çok düşük olduğu, eğitim düzeyinin de aynı seviyede kaldığı bir ülkede, oyların ne anlama geldiğini bilmeyen insanlardan ihtiyaçlar hiyerarşisinin de desteklediği şekilde oyları satın almak kolaydır. o sebeple, halk iradesinin sınırlarını, bilimselliği yermenin güdüklüğünü iyice farketmek gerektir. bu sayede, eğitilen, özgürlüğü zennettikleri şey değil, olduğu şey olarak kavrayan insanların yaratacağı güzel geleceğe erişmek mümkündür.
zaten atatürk özetle bunu yapalım demiştir hemen her davranışıyla.
aksi takdirde, yöneticiler mazlum edebiyatı yaparken oğulları kızları gemicikleri dizer; asıl mağdur olanlara da oy karşılığı kömür düşer...
her kahverengiyi bok sananların bir numaralı savı.bunu savunanlar demokrasiye kıymet vermedikleri gibi devamlı da çarklar kendileri için dönsün istiyorlar.hadi kardeşim,ufaktan avucunuzu yalamaya başlayın bence...
demokrasiyi mukemmel yonetim sistemi, hatta mukemmel hayat sistemi olarak goren anlayisin olaylara yaklasim tarzidir. demokrasi yalnizca siyasal iktidarin secimler yoluyla belirlendigini anlatmaktan daha fazla bir anlam ifade etmemektedir. ingiltere'de de demokrasi var, amerika'da da, turkiye'de de, iran'da da. sorun demokraside mi, uygulamada mı, uygulayanlarda mı?
demokrasi inancı veya demokrasi ile geldi değil, demokrasi vaatleri ile geldi, denmesinin altı çizilmesi gereken söz. kimsenin demokratik sistem ile sorunu yok, sorun olan nokta halk önünde demokrasi demokrasi diye bağırıp, içten başka hesaplar peşinde koşmaktır. ne demişti sayın başbakan hatırlayalım; demokrasi amaç değil araçtır. *
demokrasi karşıtı faşist bünyelerin en yeni oyuncağı. o zaman kaldıralım demokrasiyi tehlikeli oluyor diye. aklını fikrini laiklikle bozmuş bir diktatörü de koyalım tepemize koyun gibi yaşayalım.
tam adı" iran'a şeriat demokrasi ve özgürlük vaatleriyle geldi" başlıklı 23 eylül 2007 tarihli hürriyet gazetesi'nde gazeteci soner yalçın'ın araştırmasıdır.