iran islam devrimi ingilizlerin eseriydi, öyle demişlerdi. zaman zaman sonra yalan olduğu ortaya çıktı. sonra bakınız içindeki malum savaş. yeni piyon türkiye. umarım savaş çığlıkları atan, "iran da kimmiş heyyoo" gazı veren iç mihrakların oyununa gelinmez ve bu iki kadim medeniyetin temsilcisi karşı karşıya gelmez. aksini düşünmek bile korkutucu, dehşet verici.
stratejik olarak söylenmesi gereken sözdür. ancak yapılabilir mi orası meçhul. ayrıca rusya'nın en son s-300 füze kalkanı anlaşmasında iran'a attığı kazığı göz önünde bulundurursak iran batılı müttefiklerine pek güvenmemesi kendisi için sağlıklı olur sonucuna varabiliriz. ayrıca nato kalkanı bu. sapanla kuş mu vuruyorsun hayırdır derler adama. nato nun libya'daki görünen/görünmeyen operasyonlarını hatırlayalım havadan ve karadan. dakikasında sikti bıraktılar. fransız hava saldırıları hakeza. askeri bir gözdağıdır sadece bu. laf parayla değil sonuçta.
son günlerde türk medyasında sıkça yer alan, suriye ve iran aleyhtarı haberlerden bir tanesidir. suriye ve iran üzerinden, türkiye'ye yönelik kimi zaman sert açıklamalar gelmektedir. fakat bu aralar iran ve suriye'nin, medya üzerinden itibarsızlaştırılmak istendiği gerçeği ayrıca öne çıkıyor. sanırım birileri bu iki ülkeyi türkiye için tehdit olarak lanse etmek istiyor.
''malatya yı vururuz''ne de kolay bunu böyle söylemek. suç, bunu söyleyende değil o kesin suç kimde onu en iyi malatyalılar biliyorlar da ah benim malatyalı kardeşlerim şöyle bir düşünsen artık biz kimiz, neredeyiz, nereye gidiyoruz diye. bunların senin başına gelmesinin bir sebebi yokmu acaba, bence var çünkü hep iktidarın yanın da olmaktan, güç kimdeyse ona yaklaşmaktan en iyi alkışı ben çalarım huyundan, doğru olmadığını bile bile sırf güçlüyü kızdırmamak için bu görmezden gelmelerinden vazgeçsen de bir varlık göstersen artık bi dur desen şu aptal gidişe biraz baş kaldırsan bu kadar mı sindirildin bu kadar mı korkutuldun.neyse dilim varmıyor ama herkes hakettiğini yaşar sözüde aar (malatya ağzıyla) ama bir o kadar da özlü.
tekrarlanmış tehdittir. iranlı üst düzey bir milletvekili irana karşı uygulanacak her hangi bir saldırı durumunda, kesinlikle malatya'daki füze kalkan sistemini hedef alacakları söylemiştir.
haberin altındaki yorumlardan biri gözüme çarptı da ufak bir açıklama getirmek istedim. tabi bildiğim ölçüde.
"füze kalkanı vuruluyorsa ne anlamı kaldı kalkanlığın" diye yazmış bir arkadaşta. 2015 yılında uygulamaya açılacak sanırım bu füze kalkanı. o zamana kadar değil füze havalanmaya başlaması, vurduğunda bile istanbul'daki birinin haberi sonradan olur.
iran deyim yerinde ise havlayarak kaçırırım belki diyen bir politikaya sahip. belki ettiği tehditlerde ciddidir. ama pek sanmıyorum, ben bildim bileli bu adamlar tehdit ediyorlar birilerini daha bir icraat göremedim. o yüzden iranın öyle bir şey yapacağına inanmıyorum şu dakikada. ancak yaparlarsa böyle bir şey, (bkz: adam haklı beyler) derim. adamın en doğal hakkı ülkesini savunmak, ve her ne kadar kalkan dense de bu füzeler saldırı amaçlı da kullanılabiliniyor ikna olmadıysanız şöyle anlatayım bir de, bu füzeler nato nun değilmi? nato en son ne zaman savundu kendisini? soğuk savaşta sanırım, ondan da emin değilim. nato hiç bir zaman savunmadı, demokrasi adı altında globalleşen dünya isimli maskenin ardında saldırdı. iranda biliyor bunu. bundan dolayı endişelenmekte adamların en doğal hakkı. empati yapıp adamların yerine koyarsanız kendinizi bunu anlarsınız.
şahsi öngörüme göre 5 yıl içerisinde çıkacak orta doğudaki bir savaşın içine türkiyenin de dahil edilmesi planının işleme konulduğu 'danışıklı dövüşün' ülkemize getirdiği son tehdittir.