Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türkiye'nin Musul ve Kerkük anlaşmalarını birleşik Irak'ın bütünlüğü için imzaladığını belirterek, "Eğer bu bölgede parçalanmalar olursa, bölünme yaşanırsa Türkiye'nin Musul ve Kerkük üzerinde uluslararası hakkı gündeme gelir ve bunu kullanması gerekir" dedi.
Çorum Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası Osmanlı'dan Cumhuriyete Çorum Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr Halaçoğlu, Musul ve Kerkük'ün 1926 yılında uluslararası bir anlaşmayla birleşik Irak devletinin bütünlüğünü sağlamak amacıyla verildiğini belirtti. Prof. Dr. Halaçoğlu, şunları söyledi:
"Eğer bölünme tehlikesini görmezlikten gelir ve gerekli tedbirleri alamazsa Musul ve Kerkük'te söz sahibi olamayız. Irak meselesinin sadece günümüze göre değerlendirilmesi yanlıştır. Geçmişten gelen tarihsel süreç ve günümüzdeki olaylarla birlikte değerlendirilerek, ortak bir çözüm noktası bulunmalıdır."
Prof. Dr. Halaçoğlu, "günümüzde sömürge sisteminin demokrasi ve insan haklarına dayandırılarak gerçekleştirildiğini" belirterek, ABD'nin Irak'ı işgalinden bugüne kadar 1 milyon 200 bin insanın öldüğünü bildirdi.
Halaçoğlu, "Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler nerede? insan hakları diyoruz, demokrasi diyoruz. Bunlar adına sömürge düzeni devam ettiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti üzerinde de bugün aynı oyunlar oynanıyor. Kürt-Türk ayrımı yapılarak bu oyun körükleniyor. Ama bu oyunlara gelmememiz gerekiyor. Bugün aydın diye geçinenler ve demokrasi söylemleri yapanlar 301. maddenin mutlaka kaldırılması gerektiğini söylerken, hemen yanı başındaki insanlık faciasını görmezlikten geliyorlar. Bu çifte standarttır" diye konuştu.
Ermeni lobisinin 1915 olaylarına ilişkin iddialarının sıklıkla gündeme gelmesinin amacının, Türkiye'ye baskı kurmak olduğunu belirten Prof. Dr. Halaçoğlu, "Aslında Batı, konunun gerçeklerini araştırma arzusunda değil. Amaç bunu Türkiye'ye baskı aracı olarak kullanmak. Biz bildiklerimizi bal gibi anlatıyoruz ama karşıdakinin ne kadar anlamak istediği önemli" dedi.
Prof. Dr. Halaçoğlu, dünyanın en rahat çalışabilecek arşivinin Türkiye'de olduğunu belirterek, Osmanlı arşivinde şu ana kadar 60 milyon civarında belgenin araştırmacılara sunulduğunu, bunun zamanla 100 milyonu geçeceğini kaydetti.
halen kendini 1400lerde sanan zihniyetin çocuksu heyecanı. gidip bir devleti işgal etmekle herşey hallolacak sanmaktalar, oldu olacak sefer düzenleyip ganimeti de paylaşalım. akıncılar ileriiii alalallalalalalalala !!!
türkiye cumhuriyetiamerika'nın ırak'ı işgal ettiği ilk günden beri ırak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.saddam devrildikten sonra kuzeydeki otorite boşluğunu fırsat bilen barzani ve saz arkadaşları kerkuk u malum bölgeye dahil etmek için illegal yollarla dahi olsa ellerinden geleni ardına koymamışlardır.sonuçta ırak bölündüğü anda(ki istikamet o yöndedir)olası bir kürt devletinin kerkük'ü kendi sınırlarına katması demek işgaldir ve bu durumda nato'nun en büyük ikinci askeri gücü olan türkiye'nin gerek uluslar arası hukuktan gerek nato üyesi oluşundan dolayı bölgeye askeri harekat yapma hakkı ve kerkük halkının kendi özgün siyasi iradesiyle katıldığı referandum sonuçlarının müspet yönde olması halinde bölgenin anavatana ilhaki hakkı doğar.
aciklamayi yapan sahsin kimligi göz önüne alındıgında ciddiye alinmamasi gereken önermedir. musul ve kerkük yuz yıl öncesinin meselesidir ve artık türkiyenin degildir.
Kırımda olduğu gibi evet. Ama rusya çöktüğü için kılımızı bile kıpırtatmadık.
Musul ve kerkük'te ise sikerler kamil. Coni amcalar izin vermezler. Boşuna mı zamanında askerlerimizin kafasına çuval geçirdiler? Hele bir hak iddia edelim bak bakalım ne oluyor?