aslında benzer tanımlardır. hayal gücü bir çeşit denizdir, kimsinde göldür. irade ise bu hayalgücünü toplumun yararına faydalı kullanabilmektir. israf etmemektir. ama bir de şu açıdan bakılırsa,
hayatında küçük bir köyden çıkmamış bir insanı düşünün. cahil kalmış okuyamamış, aynı zamanda da hayalgücü "kısıtlı", ama oldukça iradeli bir insan. sabırlı. belki de bu iradesi, cahilliğinden olabilir. örneğin cahilliğin kol gezdiği bazı bölgelerimizde şaşılacak derecede saygıya büyük önem verirler. eğitim almış ve batıda büyümüş bir insana göre bile kat kat saygılı. sabırlı, iradeli.
öte yandan, iyi maddi geliri olan, iyi eğitim almış bir kişi var diyelim, ama küstah, hayalgücü geniş ama iradeli değil. israf ediyor, egosu hayatının amacı olmuş.
bu bir çeşit benzerlik yada zıtlık değil, iki kavram arasında mutlak bir benzerlik konusu. kardeş duygular. biri diyerini tamamlar ama engellemez.
asıl olay, kendini geliştirebilmek, çağdaşlaşabilmek, medeni olabilmek, ama aynı zamanda da iradeli olabilmektir.
irade, reddedbilmekdir. hayal gücü ise tüm duygu düşünce salatasının bir arada kaynaşmasıdır. (ekşi değil ulu bir salata ama*) hayatımızda ne kadar salata olursa, onu reddedebilme ihtimalimiz o kadar azalır.
şu an o kadar kapitalist bir dünyada yaşıyoruz ki, reddedebilme gücümüz az. ama unutmayın daha erdemli.
son söz, siz siz olun kendinizi geliştirin, hayalgücünüzü geliştirin ama her zaman ona karşı koyabilecek iradeyi de içinizde barındırın.
