2008 yılında aldığım iphone 3G telefonum artık kendi kendine kapanıyor ve arayanları bana bildirmeme huyunu sürdürüyordu ve saat henüz 9.30'da ben, işyerindeki bilgisayarımdan e-bay, apple store, sahibinden ve gittigidiyor gibi sitelerden iphone 5 karşılaştırması yapıyordum, haftaya ingiltere'ye iş seyahatinde bulunacak ve oradan mı almak daha mantıklı yoksa abd'den gelen hostes arkadaştan mı istemek daha az yüz kızartıcı veya istanbul bilişim'den taksitle almak mı en güzeli diye düşünürken, sahibinden de elma bilişim adlı kişinin 1499 tl'ye sattığını gördüm ancak daha sonra internette araştırdığım yorumlardan bu kişinin birçok insanı dolandırdığını öğrendim.
Öğle saatlerine doğru biraz iş yapıp, daha sonra tekrar araştırmaya koyuldum ve kararımı ingiltere apple store'dan almak yönünde somutlaştırdım, hem amex kartlara taksit imkanı da vardı ve tex free'den bir kısmını geri alabilme imkanı adeta kararımın doğruluğunu gözüme gözüme sokmaktaydı.
17.30'da işten çıktım arabaya doğru kaldırımda yürürken pat diye bir ses duydum, yürümeye devam ettim ve kaldırımda sıra halinde park etmiş araçların arasında yerde yatan bir kişiyi gördüm, düşmüştü, yanında da kağıt toplama arabalarından vardı, birinci ikilemimi burada yaşadım, acil yetişmem gereken bir buluşma vardı ancak bu kişiye yardım etmezsem kendimi affetmezdim...
Yanına doğru ilerledim ve ağzından köpük çıkıyordu, titriyordu ve hafif kan gelmişti, sara nöbeti diye düşündüm ve telefonumu çıkardım ancak yine kapanmıştı, tekrar açtım ve 112'yi aradım, bu sırada yerde yatan 1,70 m boylarında üzerinde boyacı tulumu olan kısa saçlı esmer kirli sakallı kişi titriyordu ve ağzında baloncuk çıkmaktaydı, o heyecanla 112 beni çok bekletmeden bir görevliye bağladı tabi bu arada bütün konuşmalarımız kayıt altına alınacakmış onu öğrendim;
-112 buyrun
-burada bir arkadaş var.....ağzından baloncuk çıkıyor, kan akıyor ve titriyor....sanırım epilepsi hastası ambulans gönderebilir misiniz?
-yaralı baygın durumda mı? kafasında herhangi bir yaralanma var mı?
-kendinde değil ve kafası sanırım iyi durumda
-adresi verin lütfen
-(4 yıldır çalıştığım işyerinin arka sokağını anlatana kadar sanırım 3-4 dakika geçti tam bu sırada yerdeki yaralı kendine gelmeye başlayıp su diye sayıklamaktaydı ve ilacım diyordu) sanırım kendine geliyor ben arabadan hemen su alıp geliyorum
-o zaman biz sizi 2 dakikaya tekrar arayalım kendine geliyorsa sorun bir hastalığı var mı diye
dostum iyi misin? dedim kendisine ilk, muhtemelen sesimi ilk o zaman duydu, arabadan aldığım ısınmış suyu uzattım ve soğuk değil ama sorun olur mu dedim, sadece başını salladı, zaten ne doğrulabiliyor ne de eli ayağı tutuyordu.
bu sırada 2 kişi daha geldi yanımıza, sara nöbeti bu dediler, kendine gelir dediler... hep beraber tutup arabaların arasındaki gölge bir alana taşıdık, ve adını hiç sormadım... ilk defa mı oluyor dedim, hayır abi dedi;
-sara hastasıyım ben, kimse iş vermiyor bana, ambulans çağırmanıza gerek yok, ilaçlarım bitti ve alamıyorum evde çocuğum var ve bu üstümdekileri bugün buldum arabam nerde?
-araban burda geçmiş olsun
-sağol abi, bu arabayla kağıt toplamaya başladım
bunları derken elleri titriyor gözleri boş bakıyordu, o an acıma duygusunun yerini dünyanın adaletsiz oluşunun vermiş olduğu kızgınlık almıştı.
-ilaçların ne kadar
-50 lira abi
50 liralık ilaç parasını verememişti ahmet, bulamamıştı bu parayı ve epilepsi hastasıydı, kimse iş vermiyordu ona...
cüzdanıma baktım 20 lira var, al dedim bunu ilacının bir kısmını tamamlamış olur, cebimde bu kadar var kusura bakma, yapma abi dedi, alamam bunu, zaten yardım ettiniz çok sağolun, al dedim üsteledim ve inatla almadı sonra o boyacı elbisesinin cebine sıkıştırdım, bak dedim sadaka değil bu sadece ilaç paranın bir kısmı bunu alman gerekli, sağol abi dedi. ambulans çağırayım mı bak aricaklar beni birazdan emin misin? gerek yok abi dedi, hep oluyor hastaneye gitsem de birşey olmaz.
peki dedim, geçmiş olsun, sağol abi hakkını helal et dedi.
bindim arabaya, yanında 1 kişi daha vardı, ama içim rahat etmemişti, bu sırada telefonum çaldı ve ilk aramada açamadım çünkü ekranı dondu, sonra 212'li numara tekrar aradı, daha önce görüştüğüm 112'deki kadın sesi, hasta kendine geldi mi diye sordu evet dedim epilepsi hastasıymış ve ambulansa gerek kalmayacak sanırım, kendisi bu talepte bulundu mu diye sordu, evet dedim kendisi istemedi, teşekkür etti bana, siz sadece arayıp gitmediniz hastaya yardım da ettiniz çoğu kişi bunu yapmaz dedi, olur mu dedim keşke daha başka şeyler de yapabilseydim.
içim rahat değildi, yanımda yeteri kadar para yoktu çünkü 100 lira olsa onu dahi verebilirdim ahmet'e, alın teriyle para kazanmaya çalışıyordu çünkü o, dilenmiyordu, hastaydı ve hasta olması onun suçu değildi...
ikinci ikilemimi burada yaşadım acaba ahmete ilaç alsam nasıl olurdu? hem kredi kartı da geçer, kavşaktan döndüm ve ahmetin tekrar yanına gittim, kaldırımdaydı, yanında o bir kişi halen duruyordu, ilacının adı ne dedim? eczacı bir arkadaşım var şurada yardımcı olur belki diye yalan söyledim, loraten 800 dedi, işyerinin 2 sokak altındaki eczaneye gittim ve epilepsi için loraten 800 var mı dedim, neurontin 800'dür o dedi, ve bir kutu aldım, 48liraydı sanırım, ahmetin bir araya getiremediği 48 tane bir lira...
ahmetin yanına gidip verdim, abi çok teşekkür ederim hakkını helal et dedi yine, helal olsun ve geçmiş olsun dedim ve yola koyuldum.
yol boyunca bu olanları düşündüm sonra keşke soğuk su alsaydım dedim, ahmet belli ki gün boyu o arabayla sıcakta, üzerinde boyacı tulumu ile geziyordu, nöbet halinde iken ilacım ve su diyordu ve ben arabadaki ısınmış suyu vermiştim, keşke dedim keşke soğuk su da alsaydım ilaçla, çünkü ilacı nasıl içecekti ahmet...
yavaş yavaş ahmeti düşünürken geri sarmaya başladım bugünü, ne kadar elzem işlerle uğraşmıştım, iphone 5'i nereden almalıyım diye saatlerimi harcarken ben, ahmet o sıcakta para kazanmak için kağıt topluyordu, 48 lirası yoktu ahmetin ve epilepsi hastasıydı, kimse ona iş vermiyordu bu nedenle, bir hastalıktı epilepsi, isteyerek olmuyordu ve ahmetin suçu yoktu...
bunları düşünerek kendimden nefret ettim, ahmet gibilere kim iş verebilir diye düşündüm yol boyunca, bu insanların araç kullanmaları yasak, makine başında çalışmaları yasak, silah kullanmaları yasak, ahmet gibiler nasıl para kazanmalı? neler yapılabilir de bu insanlar daha mutlu olur? benim vergilerim ile bir enstitü kurulmalı ve bu insanlar buralarda görev edinmeli, kendilerine uygun ortamda üretim yapmalı ve ilaçları sosyal devlet tarafından karşılanmalı, ben hazırdım fazla vergi vermeye ve iphone 5 almamaya, acaba ahmet gibi kimler vardı bu şekilde mağdur olan?, acaba biz ne yapabiliriz bu gibi insanlara yardım etmek için?, ahmetin 48 lira bulup ilacını alması için ne yapılmalı???
buraya kadar okuyanlara teşekkürler, sadece hayatta çok daha önemli şeylerin olduğunu tekrardan hatırlattı bana bugün ahmet, ben de paylaşmak istedim...