yaz gelince nedense akla daha da çok düşecek şarkı.
böyle arkadaşlarını felan sağına soluna alıp yiyip içmekten, şarkı türkü söylemekten hoşlananlar için klibi de pek güzel.
yazık sana nasıl da gittin
en güzel yerinde aşkımızın, nasıl da bittin
yazık bana nasıl da sevdim
en güzel yerinde hayatımı nasıl mahvettin
sen hep yalan söyledin
ama ben de hep inandım
sen hiç beni sevmedin
ben de bir başkasını
zulmünün başı sonu yok
bana neler edersin
senin insafın Allah'ın da mı yok
bırakırda gidersin
bu gün böyle yarın neler neler olur bilemezsin
kurtulurum zannetme hiç
bir gün sen de seversin
inşallah
sıla'nın iyi dileklerle dolu şarkısıdır. inan kalmadı solumda dermanım, dün bütün gece oturdumda ağladım. dediktn sonra inşallah unutursun demesi koyar insana.
bu kelimenin telaffuzu rizeliler ile trabzonlular arasındaki şive farkını ortaya koyar. trabzonlular yazıldığı gibi okurken bu kelimeyi, rizeliler "inşanna" benzeri bir şeyler söylerler. ancak orada söylenenin tam olarak ne olduğunu hala daha anlayabilmiş değilim.
bir gün okulumuza italya'dan staj yapmak için gelen bir bayan arkadaşla oturup konuşuyoruz okulda yapılacak yıl sonu partisi hakkında derken arkadaşlardan bir tanesi ingilizceyle karışık we decided we will take party on friday, inşallah dedi. ordan italyan arkadaş atladı hocam siz inşallah demeyin diye. ne oldu diye sorduk. hocam siz inşallah deyince kesinlikle o işi zamanında yapmıyor ya erteliyor ya da bir daha hiç gündeme getirmiyorsunuz dedi. sonra düşündüm kadın haklı. biz ne zaman inşallah desek hani olmaz ya, belki anlamlarına getiriyoruz olayı. yani sabote ediyoruz inşallah kelimesini. o yüzden insan biraz düşünmek gerekiyor konuşurken. sonra italyanına rezil oluyoruz