yapmayanlara ya da yapmak isteyenlere bilgi verelim.
güneşin altında bile mis gibi çalışılır. nasıl dersen,
siperli bi şapka alırsın. kafana güneş geçmesin diye. gerisi sorun olmaz çünkü ilk terlemeden sonra vücut soğur ve sen çalışmana devam edersin hem de gayet serin hissedersin.
arada şapkanı da ıslatırsın.
dinlenmeler de sarı kulanı da içersin. oh mis.
ilk bakışta zor gibi gelsede harika bir makina olan insan vücudu. çabucak adapte olur.
en fazla 7 gün sonra ne ağrı kalır ne sızı.
bakmışınız eskiden zor yaptığınız işleri kolayca yapıyorsunuz.
insanın bir gücü vardır. hiç kimse günde, 4-5 kw tan fazla güç harcayamaz.
amelelikte de bir kural vardır. hızlı çalışmazsın. mümkün olduğunca ağır hareketlerle çalışırsınki akşamı bulabilesin.
bir kaç sene sonra da sırım gibi bir vücudun olur.
ayrıca açık havada çalışmanın keyfini herkes bilmez. hele iskelede yediğin karpuz peynir ya da üzüm peynir ekmek bambaşka bir tat verir.
tabi ki amelelik güzellemesi yapmıyoruz ama çok kötü bir iş değildir. heleki asgari ücretlilere nazaran.
En zor işlerden biridir.
Geçen Havalimanında 2 tane amele ile tanıştım. Kaçak olarak Montenegro'da inşaatta çalışmışlar.
"Hasta olmak yasak" bizim sektörde diyorlar. 39 derece ateşle nasıl soğukta çalıştıklarını anlattılar. Ama her şeye rağmen gülümsüyorlardı.
Paralarını alamayınca Türkiye'ye dönmüşler. Şimdi Rusya'ya kaçak gidiyorlarmış.
Allah yardımcıları olsun.