hayatını pembe oje- pembe ruj- pembe topuklu ayakkabı üçgenine kısıtlamayan, bir yerlere gelebilmek için birilerinin üzerine basmasına izin vermeyen -istisnalar mevcuttur- bir erkek mantalitesinin dahi zor alabildiği statik, mukavemet, yapı statiği, çelik yapı, betonarme, su yapıları, hidrolik, zemin mekaniği, temel inşaatı gibi özel konuları algılayıp, sindirip, üretime dahil edebilmek zorunda olan, duygusal kişiliğini bir kenara bırakıp analitikleşen, somutsal düşünceyle soyutu karıştırabilen ve aynı zamanda gözle tacize alışıp, bunu zekası ve mizacı ile engelleyip, şantiyede gömlek eski pantolon ve toz topraktan rengi seçilemeyen çelik burunlu ayakkabısı, saçlarının nasıl olduğuna dair kaygılanmadan kullandığı bareti ile projenin nasıl imalata döküldüğü gören, yöneten, denetleyen, "hehehe bıyıklı, sakallı, bakımsız." diye yaftalanan lakin bunların çözümünün çok kısa ve az emek alacağını bilen, uygulayan, toplumun genelinden sıyrılabilen çok yönlü kızdır.
'Elinin hamuruyla lezzetler yaratanlar çimentoyla ne sanat eserleri yaratır.'
Yine bir bayram ve büyüklerin darlarcasına sorduğu okuduğumuz bölüm..
inşaat muhendisligi okuyorum deyince ya sen kizsin! Ne isin var cok yanlis bolum secmissin(!) gibi tepkilerle karsilasiyorum.
Tabii pek fazla bilgisi olmadiklarin ben de nazikce cevapliyorum. inşaat sektorunun onunun ne kadar acik oldugunu, istersem şantiye şefi, istersem büroda çalışabileceğimi ya da akademisyen olarak okulda kalabilecegimi anlatmaya calisiyorum ama yoruldum.. Eski toprak insanlar kabullenmiyor.
Artık kızlarimizin da her turlu muhendislikte basarili olabilecegini anlayin.