her gidilen yerde "bu ev dayanıklı mı?" sorularından bunalmış yada "duvarı yıksam zararı olur mu?" tarzı soruları yanıtlamak zorunda bırakılmış mühendislerdir. aslında daha okul yıllarında başlamıştır sorular. meslektaşlarım bilir;
x şahsı : canım okuyor musun?
mühendis: evet inşaat mühendisliğinde.
x şahsı : 4 yıllık mı?
ben daha ne anlatayım ki?
90000'e yakın meslektaş sahibi olmaktır ( ölenler dahil). bu devirde pek de bi itibar görmeyen meslektir aslında. 'öğretmen falan oluverseydiniz ne var da mühendis oldunuz' diyenler bile olabilir. ya da 'az daha çalışsaydın da doktor olsaydın' diyenler ama bilmezler ki öss'den tam puan alsam yine inşaat mühendisi olurdum. kendinizi geliştirirseniz çok güzel meslek, çok da büyük paralar kazanabilirsiniz ama ne yazıkki benim de içlerinde bulunduğum çok büyük bir çoğunluk kendini geliştirmekten epey bir uzak. işten vakit kalmıyor büyük bir bahane aslında bunun için ama sadece bahane işte. isteyen adam geliştirir. öğrendikçe de, meslekten daha fazla keyif almaya başlarsınız. genç arkadaşlarıma tavsiye ederim.
küçük bi anadolu şehrinde 2000 tl maaş, 500 er tl den de 3 tane şantiye şefliği yapıp, mis gibi iş yapabilen mühendislerdir.* ha bi de bunlar erkek olurlar.
fakültedeki kız yokluğundan dolayı kızlarla ancak sözlükten tanışılabildiği ve ben dahil buradaki çoğu erkeğin olduğu ya da olacağı insanı yalnızlığa mahkum eden meslek grubuna dahil olmaktır.