into the wild

    519.
  1. Christopher McCandless hayatından esinlenilmiş bir film. sanıyorum ki izlemeyen çok kişi yoktur.
    hepimiz doğanın bir parçasıyız. topraktan geldik toprağa gidiyoruz. dünyaya bir kez geliyoruz ama uğraşlarımız bitmek tükenmek bilmiyor. kimi ne kadar üzeriz, cebimizde para var mı, nereden sabah oluyor nereden akşam oluyor belli değil.
    günlük yaşantımızda iki dakikalığına maviliklere gözümüz dalıyor, ruhumuz yeniden doğmuş gibi oluyor.
    umutlar hep cennet olmuş. tek umut cennete gitmek diye düşünülüyor. etrafımıza bakmayı bir türlü denemiyoruz.
    dünya da bir cennet ama biz yaşa(ya)mıyoruz.
    https://www.youtube.com/w...p;list=PL4751B5EA5A55206C
    film repliği değil bir söz bırakıyorum;
    '' özgürlük; koşarken kollarının arasından kayıp giden rüzgardır. ''
    41 ...
  2. 4.
  3. kritik olayına falan girmeyeceğim. diyeceğim şu ki izleyin bu filmi en az bir kez. pişman olmayacaksınız. şu hayat denen zamazingo da, yaşam denen muallakta gidip gelirken, koşuştururken insanlar unutuyorlar çoğu şeyi, hatta kendilerini de. dalıyorsun hayat keşmekeşine, çark dönüyor sen de dönüyorsun. mesela sabahtan akşama kadar çalışıyorsun bir miktar para için. zaten hep toplama kampları gibi görmüşümdür işyerlerini. sabah köleler servislerle getirilir buralara. akşam da tabiri caizse suyu çıkmış bir halde bırakılır ait oldukları yere. ertesi gün ve ondan sonraki gün ve ondan sonraki gün devam eder; sonu yoktur. servislere hiç gözünüz takıldı mı bilmiyorum ama özellikle akşam iş dönüşü bir göz gezdirin; yorgun, bitkin, duyguları körelmiş ve onu heyecana getiren tek şeyin fenerbahçe, galatasaray veya başka bir takımın galibiyeti olan insanlar göreceksiniz, görüyoruz ve ne yazık ki bizde o güruhun içindeyiz. işte bu film herkesin öyle ya da böyle bir hayat yaşıyor olduğunu, mutluluğu kovaladığını (çoğu kez yanlış yerlerde) ama mutlu olma olgusunun yakınlarda hemde hiç umulmadık bir yerlerde olduğunu hissi veriyor insana.

    final sahnesi de bitiriyor olayı haddızatında: "mutluluk paylaştıkça güzeldir". evet küçük hem de çok küçük şeylerle mutlu olabilir insan ama mutluluk asıl paylaştıkça güzeldir.

    10/10
    29 ...
  4. 1.
  5. eddie wedder'in aynı adlı film için yaptığı soundtrack albümün adıdır. yakın dostu olan sean penn'in isteği üzerine yapılmış bestelerden oluşur.
    bonus trackları saymazsak 33:04'lik bir süresi vardır. albümde yer alan şarkılar şunlardır:

    Setting Forth - 1:37
    No Ceiling - 1:34
    Far Behind - 2:15
    Rise - 2:36
    Long Nights - 2:31
    Tuolumne - 1:00
    Hard Sun - 5:22
    Society - 3:56
    The Wolf -1:32
    End of the Road - 3:19
    Guaranteed -7:22
    17 ...
  6. 509.
  7. film hakkında fazladan bir şey söylemeye gerek yoktur. gerçek birinin hayatından esinlenilen karakterin bu öyküsü birçok açıdan ham özgürlüğün nasıl olabileceğine dair ışık tutuyor. ben bu adama, bu beyne aşık oldum. her izlediğimde bir kez daha aşık oluyorum.

    --spoiler--

    doğada, ellenmemiş doğada, özgürce koşuşturan hayvanları görünce gözleri doluyor ya hani bir sahnede, işte tam o sahnede aşık oluyorum.

    --spoiler--
    12 ...
  8. 511.
  9. dünyadaki sisteminin tamamına aykırı davranarak insanlardan uzaklaşan ve o dönemde yaptıklarını konu alan film.

    izlediğimde gerçekten zihnine hayran kaldığım,toplumun tüm yoksunluğunu ve o düzenin ne kadar saçma olduğunu göstermiştir.
    gerçek bir hayat hikayesi olan filmi izlemenizi tavsiye ederim.
    11 ...
  10. 2.
  11. sean penn'in yazıp yönettiği, gerçek bir olaya dayanan ve başrolünü Emile Hirsch in oynadığı filmdir. emile hirsch film için aşırı kilo vermiştir. bir diğeri için (bkz: christian bale), güzel filmdir, tavsiye edilir.

    --spoiler--
    http://www.imdb.com/title/tt0758758/
    --spoiler--
    10 ...
  12. 13.
  13. tokat gibi bir film.
    christopher mccandless kendi yerime koyup öyle izledim. neden mi?
    yakında okulum bitecek, ardından ailemin yanına döneceğim, kız arkadaşım evlilikten başka hiçbirşey düşünmüyor, askerlik kapıda beni bekliyor, kariyer yapmam lazım, para kazanmaktan başka hiçbirşey düşünmemem lazım, ailemi ve sevgilimi mutlu edecek bir insan olmam gerekiyor. bu liste uzar gider...

    hep hayalini kurup cesaret edemediğim şeyler yüzüme tokat gibi çarpıldı bu filmle.
    özgürlük hayali, toplum-aile-çevre baskılarından kaçmak ve huzur.

    --spoiler--
    bu filmde beni en çok etkileyen sahne ise filmin sonundan ziyade yaşlı ron'un tepeyi alexander superberdus gazıyla çıktığı sahnedir. fotosu için;
    http://www.imdb.com/media/rm1125619712/ch0043101

    süperberduş: o kasvetli evinizden ve minik atölyenizden çıkın! kendinizi yollara vurun! önünde uzun bir hayat var ron! yaşam tarzında radikal değişikler yapmalısın. insan ruhunun özü yeni deneyimlerden oluşur. sense inatçı yaşlı adam tembel tembel kıçının üstünde duruyorsun.
    ron: kıçımın üzerinde mi oturuyorum! gösteririm ben sana inatçı yaşlı adamı. kuş beyinli!

    bunun üzerine ron tepeyi zorlukla da olsa çıkar ve alex'in yanına gelir. o sırada ron un o tepeyi çıkmasını o kadar çok istedim ki. sanki onunla birlikte adım attım soluk soluğa kaldım. onun başarısı o anda benim başarım oldu. çok kısa bir zamanda olsa o tertipli hayatında bir değişiklik yapmış oldu.
    umarım bir gün bende o tepeye çıkarım ve sadece kendi sesimi dinlerim.
    rahat uyu süperberduş...
    --spoiler--
    9 ...
  14. 21.
  15. Bir film izleriz ya da bir kitap okuruz yaşantımız ve bütün düşünce akımlarımız ani bir değişime uğrar.
    Bu değişimleri yaşantımıza bu kadar rahat sokmamızın sebebi arayışlarımız değil midir?
    Hepimiz yanımızdaki arkadaşlarımızdan, sevgililerimizden sıkılmış bir şekilde sokaklarda yeni suratlar aramıyor muyuz?
    Hayat başlı başına kaçışlardan ve arayışlardan oluşmaz mı zaten?
    Neden 'ilk'leri hiç unutmayız?
    Arayışlarımızın ilk meyveleridir ilk öpücükler, ilk cinsel deneyimler vs.
    Benim izlediğim en güzel film, arkasında kapitalist düzenin anormal yaşantısını bırakan, bütün kredi kartlarını ve paralarını yakıp yollara çıkan ve en büyük hayali Alaska'ya gitmek olan bir gencin yollara düştüğü ingilizcesi 'into the wild' adlı filmdir.
    Hem hayatımızdaki kaçışlarımızı hem de arayışlarımızı en iyi şekilde gözler önüne seren bir film.
    Bana en büyük hayalini gerçekleştireceksin ve hemen öleceksin deseler şuanki yaşantıma devam etmeyi tercih etmezdim.
    Var olduğum süre boyunca yapmayı en çok isteyeceğim şeyi yapıp yaşım ne olursa ölsün hemen ölmeyi seçerdim çünkü hayatımız hayallerimizin peşinde koşabildiğimiz kadar heyecan verici ve bu hayatları güzel değerlendiremezsek 40'ların çocuklarının dillerine daha çok düşeriz.
    Bence her insan ölmeden önce kendini doğanın kusursuz bünyesine atmalıdır.
    Bütün kredi kartlarını ve paralarını yakıp da yola çıkan o genç gibi.
    Doğa bize istediğimiz her şeyi sunabilir, beklentilerimizi insanlara göre daha çok karşılayabilir.
    Hala güvenlikli sitelerinizden, soğuk apartmanlarınızdan ve rutin yaşantınızdan sıkılmadınız mı?
    Neredeyse on yıl sonra nerelere gideceğimiz ve neler yapacağımız bile planlanmış vazıyetteyken size kaçışı önermem saçma gelebilir fakat hala okumanız gereken kitapların ve bütün hayat akışınızı değiştirecek filmler izlemeniz gerektiğini düşünüyorum.
    Doğanın bize vereceği huzur ve bilgelik nice orgazmlarda ya da kitaplar yok.
    Kendinizi toprağın kokusuna ve güneşin doğuşuna bırakırsanız güvenlikli sitelerinizden soğuyabilirsiniz ve emin olun bu soğuma güzel şeylerin başlangıcı olacaktır sizin için öyle ki mutluluk matematikte x'i y'yi bulmakta değil doğanın güzelliklerinde olsa gerek.

    Ayrıca; http://img368.imageshack.us/img368/5996/ss2bg7.jpg
    9 ...
  16. 523.
  17. 1 hafta ormanda yaşama hayali kurduran film. Sonra bakkala yoğurt almaya giderken buluyorsunuz kendinizi.
    9 ...
  18. 9.
  19. izledikten sonra hakkında kusursuzluğundan dolayı yorum yapılamayan filmdir efenim zira saatlerdir fikir beyan etmeye çalışıyorum.
    yorgun argın,sinirli stresli ve üzgünken izlenmemesi gerekin film.bir sırt çantası alıp kendinizi öleceğinizi bilseniz bile doğaya vurmak ,walk into the wild durumunda olmak isteyebilirsiniz. *
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük