çıktığından bu yana geçen zaman diliminde izlemediğime lanet ettiğim film. etkileyicidir kendisi aynı zamanda. ölmeden her insanın izlemesi yararlı olacaktır.
bu filmi izledikten sonra nedense böyle acayip bir boşluğa düştüm.sürekli filmi düşündüm falan kendime gelemedim bi türlü yahu.
bundan sonra ağır spoiler vardır.
--spoiler--
nedense filmin başından itibaren içimde bi umut vardı.böyle bişeye hep heves ettiğim için olabilir.iyi bitecek diye düşündüm hep. bu yüzden bu kadar çok dağıldım herhalde bilemiyorum.film bittikten sonra, bu kadar ucuz bi şekilde ölmeyi hiç haketmedi diye düşündüm hep.*annesi ve babasıyla sarıldığı sahnede koptum zaten.sadece sevgi ve mutluluk arayan bi insanın sonu bu olmamalıydı.
--spoiler--
herkesin yaşaması gerektiği gibi yaşayamadığını ve böylece asıl hayatın doğada olduğunu bizlere göstermesinin yanında, insanoğlunun doğadan korkup kendisini dört duvar içine hapsolmasının ne denli acı verici olduğunuda anlatan bir 'farkındalık' filmdir. bu yüzden; herkesin bu filmi izlediği zaman bünyesinde çeşitli reaksiyonlara neden olması normaldir. normal olmayan yada bir türlü normal olamayan tek şey ise alexander supertramp gibi davranamayışımızdır. aynı fikirde olabiliriz ama aynı şekilde davranamayız. bu yüzden dünyamız berbat bir durumda.
insanın doğaya ait olduğunu anlatan film. bunu filmdeki genç anlamış. biz niye bu paranın kölesiyiz?
afişinden hiç bir şey çıkartamadım. şans eseri izledim ve anladım ki hayatımı değiştirecek bir film daha...
duyarlı bir insansanız bu filmi izlediğinizde yerinde duramayacaksınız.
beni derinden etkileyen gerçek bir hikayeden esinlenerek yapılan film. coğrafyalar farklı olsa da sonuçta aynı havayı teneffüs ettiğimiz christopher mccandless'ı gerçekten anlamak için türkçe'de de çıkan "yabana doğru" kitabını aldım. jack london okudum deli gibi. kişiliğim oturmaya başladı. abarttığımı düşünebilirsiniz ama farkederseniz "kişiliğim oturmaya başladı" diyorum. meğer yalnızlığı bu kadar özleyen sadece sen değilmişsin kardeşim chris. ayrıca öldüğünde 30 kiloydu. yazık.
film aile yaşantısının mutsuzluğundan , hayaline vurulan zincirlerden özgürlükle kurtulacağına inanan bunun için cesaret gerektiren bir adım atan ve her adımında kendini tanıyarak mutluluğa erişmeyi amaçlayan bir gencin hikayesini anlatıyor. geçmişte yaşadığı sıkıntılı çocukluk , aile içi psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış gencin hayatı bu yaşanmışlıklar üzerinden sorgularken (bazen peşini bırakmadığı için mecburiyetten bazen farkında olarak) adımlarını sindirmesi gecikiyor gibi geldi bana çok güzel insanlar tanıdı güzel şeyler yaşadı belki ama tam kendini bulmuşken hayatı bu gecikme yüzünden kaybetmesi gerçekten burukluk yarattı içimde.. belki bu karakteri çok benimseyip sevdiğim için böyle düşünüyorumdur.. yine de mutluydu çünkü olması gerekeni köle olmadan kendince yaşayabilmişti sonuçta.. hele ki hayata veda ederken yüzüne yerlerştirdiği o gülücük.. erdem sahibi kendini tanıyan insan gülüşüydü o.. saf mutluluktu..
edit ; sonu söylenmiş bunun izlemem ben demeyin sonu öyle evet ama filmde o kadar çok anektod var ki.. o yüzden şiddetle tavsiye olunur.. ayrıca filmin en sevdiğim soundtrack parçası budur ; http://www.youtube.com/watch?v=kyMrvCfG6R8
filmin sonuna kadar "bak şimdi başlıyor .." "daha izleyelim, başları sıkıcıydı ama sonları güzeldir" "sonunda ters köşeye yatacaz abi devam devam .." gibi cümlelerle arkadaşlarımı ikna ettiğim, ancak en sonunda filmi kendim kapatığımı hatırlar gibiyim. hiçbir özelliği güzelliği bulunmayan film. soundtrackı* haricinde vakit kaybı. soundtrackını da internetten indirip dinlersiniz artık ..
insanın kendisini dağa taşa vurma isteği uyandıran ama aynı zamanda evden ve aileden ayrılmama isteği oluşturan garip bir film. insanda 'böyle hayat yerin dibine batsın kendime doğru bir yola çıkıcağım, nirvanaya ulaşacağım, ferrarimide satacağım anasını satiyim' gibilerinden hallenmeler oluşturduğu görülmüştür.
tamamen tesadüfen öylesine izlemeye başladığım ve daha ilk dakikalardan vurulduğum hala etkisinde olduğum için hissettiklerimni dile getirtmeyen müthiş bir film. ayrıca kristen stewart ve emile hirsch yanyanakeyken alacakaranlık serisi zırvalığında keşke Edward Cullen rolünü bu adam oynasaymış, hiç değilse çıkarılan o kadar yaygaraya değerdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
filmi izlemeden önce eddie vedderin bazı şarkılarını dinleyip kafamdan senaryolar kurardım tabi o sıralar bu film için yazılmış olduğunu bilmiyordum, bilmeden de izledim. film sırasında o şarkılar çaldığında daha çok etkilendim o ayrı.
--spoiler--
sıradan bir film olduğunu söyleyemem daha çok ilginç olduğu için sonunu merak ederek izlemeye devam ediyorsunuz. sonu gerçekten çok farklıydı özellikle adamın öldüğüne üzüldüğüm sırada bunun gerçek bir hayat hikayesi olduğunu öğrendiğim zaman bir süre kendime gelemediğimi itiraf etmeliyim.kısacası etkileyici bir film, şarkılar da çok daha güzel bir hava katmış.
--spoiler--
izlenilmesi tavsiye edilir. **
sevgili alexander supertramp'ın o dolu gözlerindeki yaş için bile izlemeye değer bir film. eddie vedder'ın muhteşem şarkıları ve o buğulu gözlerin bir araya gelmesi bile insana 'gerçek' ve unutulmaz duygular yaşatabiliyor. izleyiniz. hayatına biraz daha anlam katsın diye.
her şey çok iyi, başarılı bir yapım ama uygulamaya geçmek zor arkadaş.. yani her şeyi geçtim ilk baştaki paraları yakma bölümüne gelelim.. onu başarabilmek bile zor.. zira isanın aklına; "olum dağa bayıra gidiyoruz ama para lazım olur yanımızda dursun" gelir.. gelmez diyorsanız hadi güle güle..
müzikleri dışında pek etkilenmediğim filmdir. eddie vedder müzik işini ortalamanın çok üstünde şarkılar ile halletmiş.ama filmin geneli uzunca bir ergen isyanından birşey değil bence.bireyselliğin en yüce varlık felsefesi olduğu amerikan toplumunda, toplum ile ilgili şikayetleri bireysel kaçışlar ile savuşturulması elbette şaşırtıcı değil ama kolaycı biraz sanki.
''eğer yaşama sevincinin esasen insan ilişkilerinden kaynaklandığını düşünüyorsan yanılıyorsun. tanrı bunu tüm çevremize yaydı. o her şeyde mevcut. tecrübe edeceğimiz her şeyin içinde var. insanlar sadece, bu şeylere bakış açılarını değiştirmeliler.''