gelmiş geçmiş en güzel filmlerden biri. az önce yine birkaç sahnesini izleyip soundtracklerini dinledim. en iyisi bu ve bence bu kategoride daha iyisi yok.
seneler insani ne cok yipratiyor, eskiden olsa usenmez filmin artisini eksisini yazardim. simdi ise useniyor, ozet geciyorum: eeh iste. sean penn goruntu moruntu, bu islerden anlamiyor. kurgu daginik, hikayenin bir takim noktalari bir yerden sonra kendini tekrar ediyor. oyunculuk iyi, guzel. bunlar teknik kismi. icerik'e gelince, orada az dur. sean penn sosyal bilinc ile guzel bir konuya deginmis, tebrik ediyorum. malumunuz amerika'da sosyal hareketler 60larda sekillenirken cogunluk "toplum baskisindan kacmak, ve kactigi yerde yeni bir toplum yaratmak isteyen birey" hareketi olarak sekilleniyor. malumunuz demisim ama nereden malumunuz olacak, durum oyle. bu hipi denen adamlar da o acidan degerlendirilmesi gerekiyor, bireyci, kacisci, "sistemin disinda kalirsak sistem tarafindan kirletilmeyiz, daga tasa kendimizi vurursak aklaniriz, temize cikariz, sistem cokunce de disaridan durumu organize eder, orgutleriz" kafalarindalar. tabi olay oyle olmuyor, daga da ciksan tasa da ciksan mutlu olacagin bir toplumun insasinda bulunmazsan sirtindaki yuk ile yasamak mecburiyetinde, mccanness orneginde oldugu uzere ac, sefil olmek rezilliginde kaliyorsun. kahramanimiz sona dogru dagin, tasin ortasinda "tek tip olmasi gerektigine inandigi/inandirildigi" toplumdan "aklanirken" hatasini anliyor, ama trajedi boyle ya, cok gec kaliyor.
Çevremde genelde kızların dilinden düşürmediği özgür ve zeki erkek temalı bir film. üniversiteden mezun olmuş ergenin hala ailevi problemler yaşayıp evden o yüzden kaçtığı gibi bir algı yaratılsada filmde yeterince saçmadır. Okuyan bir genç olabilir okudukları baya yetersiz lisede okunan klasikleri başucu kitabı yapmış resmen. hayat felsefesi gelişmemiş olduğunu filmdeki hayat üzerine verdiği saçmasapan idealist örnek ve cümlelerle anlayabiliriz. klasik hollywood yapımlarının, vahşi kapitalizme rağmen işte burası amerika burada özgürüz hayat özgürlüktür teması yatatılan sıradan yapım. Çok beğenip bu vasat filme gereğinden fazla önem verenler varsa da biraz film kültürünü geliştirsin derim.
hayatında balığa gitmemiş adamların burada yaptığı gibi eleştiri yağmuruna tutacak değilim filmi fakat baş karakter biraz kendini bi bok sanmasıyla bana kendini pek sevdiremedi. al hacı 24bin doları at kenara al bi telefon yanına baktın ölüyosun çağır ambulans helikopter birşey. madem tamamen doğayla bütünleşiceksin tüfek niye alıyorsun ? marjinallik olsun diye abzürt abzürt şeyler yazmışlar. artistik öleceğime gider annemin evinde perde asarım yani. neyse ne olursa olsun izlediğime kesinlikle pişman değilim bazı noktalarda çok önemli kazanımlar edinmemi sağladı.
Olay 1992 de yaşandığı için cep telefonu yerine osurukla haberleşildiğini unutmamak gerek. Filmi götüyle izleyenler için film boktan bi cesaret işi göstergesi için Dağlara kaçan birini anlatmıyor. Ayrıca film Toplumun insanlara dayattığı Lüzumsuz sorumluluklardan baskıdan kaçan ve kafa tutan bir gencin gerçek hayat hikayesini anlatıyor.
Biraz abartılan Bi film, hayır bunun tıpkısının benzerini yaşayan insanlar var bu ülkede. Sorsan köylü cahil olur bu adamlar ama ne hikmetse elin gavuru yapınca Bi övmeler Bi methiyeler bişiler bişiler. Bana göre böyle bir hayatı seçmek basite kaçmaktır, kenara çekilmek mücadele etmemek. Oysa hayat bir mücadeledir, etmezsen Bi fare gibi olursun Bi yerlerde cesedini bulamazlar.
john krakauer ın kitabından esinlenerek filme çevrilmiştir film müzikleri harikadır baş karaktere bir çok psikyatrist tarafından şizofreni veya bipolar bozukluk teşhisi konulmuştur teşhisler hastayı görmeden tedavi etmeden uzaktan izlenimlerle konulmuştur.
Uzun süre aç kalmanın vermiş olduğu psikolojik baskı ve çöküntü sebebiyle acele hareket edip yanlış bitki tüketen ve bunu bedelini büyük ödeyen doğa gezgini bir abimizin yaşamını konu alan filmdir.
Ailenle buluşmanı isterdik supertramp reyiz ama olmadı.
Başrolündeki karaktere , '' zenginsin hiç ekmek derdine düşmemişsin, arkanda seni bekleyen anan yok kardeşin yok. Çalışıp bakman gereken insanlar yok. Bi sorumluluğun yok mk.
Sana kolay tabi paraları yakıp, arabayı atıp dağlara çıkmak.''
dediğim filmdir. Ayrıca filmi çokta sevmişimdir orası ayrı.
(bkz: Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım)