Insanın kendisine/kendisine ait hissettiği herhangi bir şeye sevgisi ile orantılıdır gücü ve ömrü. Kendisi veya kendisine ait olanın zarar görmesinden ötürü karşılığını ödetmek istemek, hissedilen acıyı karşıdakinin acısını hissederek iyileştirmek isteriz.
Bana her zaman saçma bir girdap gibi gelmişti bu duygu. Beni üzeni kendi haline bırakır, karma felsefesinin döngüsüne teslim ederdim...
fakat bugün şule çet davasındaki sonucu görünce içimdeki "intikam tamamlandı" sesini duydum.
Sanırım olması gerekiyor, sanırım canımızı acıtanın can acısıyla mutlu olmak kötü bir şey değil.
sanırım insanlıktan çıkmak; canımizı parçalayanın cezalandırılmasını istemek değil, can yakmayı normalleştirmekle oluyor.
bundan 2 sene önce savunma sanayi sektöründe ciddi bir iş arayışı içerisindeydim ve bulamıyordum. sonunda sektörün iyi bir tank imalatçısı olan firmadan iş görüşmesine çağırıldım ve ingilizce sınavlarını verdikten sonra sıra bölümdeki insanlar ile konuşmaya geldi. ve o sırada konuştuğum insanlar arasında aynı okulda yıllarca aynı sınıfta eğitim aldığım bir arkadaşımla karşılaştım, üniversite bittikten sonra hiç görüşmedik, diploma töreni sonrası ilk o masada gördüm çocuğu tekrar. ortalaması 2.2 seviyesinde biri olarak oraya torpille girdiği aşikar ve üniversite yılları kendisine verilen ödevlerin 40%ını neredeyse benden almıştı. görüşme sırasında cvmi eline alıp burnu bir karış havada tuhaf ağız yüz hareketleri yapıyordu. diğer mülakata alan takım başvurduğum iş hakkında ne bilmem gerekiyorsa heyecanla anlatıyorlardı ama o çocuktan bana gelen sorular cevaplaması gerçekten mümkün olmayan saçma sapan sorulardı. görüşme sonunda sorunuz var mı sizin dendi kendisine ve yok dedi. tokalaştık ve ayrıldım. yıllar boyu tanıdığım o çocuk bana en soğuk ve en isteksiz davranan insandı ve o mülakat sonucu reddedildim.
5 ay sonra sektörün en iyisi sayılan tank imalatçısında ekip lideri pozisyonunda işe başladım. ekibimde doğum iznine ayrılmış olan bir mühendis arkadaş dolayısı ile bir kişiyi daha işe almamız gerekti ve sırayla insanlar ile iş görüşmeleri yapmaya başladım ekibime katacağım kişiyi seçmek adına. 2 yıl sonra bana o iş görüşmesinde yavşakça davranan o eleman geliverdi karşıma. 5 ay önce çıkarılmış eski firmasından. beni görür görmez gördüm o gözlerindeki korkuyu. aynı saçma soruları bu kez ben ona yönelttim, cevap verememeye ve kemkümler etmeye başladı. "ingilizceniz konusunda iyice emin olmam adına ingilizce anlatabilirmisiniz" diyerek iyice maymuna çevirdim. çözülmesi imkansız bir olay karşısında beni o çözümsüz durumda kalmış kişi rolü yaparak ikna etmesini istedim ve mezar sessizliği.....
ne demişler kardeş : "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner"
zaten almam için de yeterli seviyede biri değildi ama onu öyle ekibimin yanında, karşımda kıvrandırtmak yok mu. o keyif bambaşka işte arkadaşlar, kimse politik olarak çok kötü bir his falan demesin. dünyanın varolabilecek en lezzetli tatlısından daha tatlı, varolabilecek en keyif veren maddelerinden daha keyifli, yapılabilecek en keyifli cinsel ilişkisinden daha orgazmik bir histir onu alabilmek...
gelin sizlere en lezzetli intikam alma taktiğini anlatayım. şunu unutmayın ki en güçlü intikam unutmaktır ama yine de yediremiyorsanız kolları sıvamaya başlayın.
yediğiniz darbeden sonra atak yapmak için plan yapmayı unutun. çünkü insan öfke ve panik anında hep yanlış karar verir bu yüzden önce sakinleşin. rakibinizin olayı unutmasını bekleyin. bu yıllar sürse bile sineye çekin zamanı gelince hesap zaten ödenecektir. rakibiniz size attığı darbeyi unuttuktan sonra plan yapmaya başlayabilirsiniz. vereceğiniz cevap size yapılan darbenin aynısı olmalı bu çok önemli. ve en lezzetli tarafına gelelim. bu intikamı başka birine aldıracaksınız. perde açıldığında rakibin karşısına siz çıkıp kahkahanızı patlatacaksınız. hesap kapanacak.
unutmayın en büyük intikam kaba kuvvetle alınan intikam değil zeka ile alınan intikamdır.
Asil Seçkin ve seçilmiş ruhların sahipleri, ilahi hükme razı (peygamberler ve onların varisleri) olanlar, takdiri ilahiyeye intikam maşası olmak istemez kendi seviye ve şeceresine göre hareket ederler. Bundan Hakkın emri fermanı dileği ve dilediği müstesna. Adaletin hakiki sahibi varken ve ona iman etmişken kılını kıpırdatmaktan haya ile imtinan ederler.
Bizim gibi aciz fakir ve zavallı olanlar ise hemen darlanır da öc alayım derken rezil eder ve rezil olurlar. Halbuki affetmek ve bağışlamak sultanların şanına yaraşır. Özür dilemek (özrü için ne gerekiyorsa yapmak) ise affetmekten de daha yücedir. Fakat basit ve sıradan ruhlara takati güçtür. Her önüne gelen babayiğidin harcı değildir..
Tadı alınarak yapılan en güzel eylem hali.
intikam sonucu karşınızdakinin acınası yüz hali ifadesi unutulmadığı zaman hayat daha yaşanılır oluyor bazen !
soğuk yenen bir yemqwqeqwew şaka lan şaka *
bir sikim değildir.
gücü olanın bir şekilde egosunu sağaltmak için yaptığı eylemler bütünüdür.
garip guraba hırsından ölür.
intikam insanın içini soğutmasıdır sadece . sadece sizi üzen insanı üzmek için yapılan bir eylemdir . çaresizlikten gelinen son noktadır . intikam kötüdür . olmamalıdır .
Örnek vererek açıklamaya çalışayım. Mesela şişman veya kısa veya celimsiz olduğunuz gerekçesi ile sizi başkası içen terk eden bir sevgiliye kızıp her gün ondan nefret ederek şeytani intikam planları yapmak değil , sanırım bir hayli isimli şarkının klibinde anlatılan senaryoda murat Dalkılıç ın yaptığı gibi eksikleri kapatıp sizi siz olduğunuz için sevecek birini bulup yola devam etmektir.
Mutlu olduğunuzda yola devam edebildiğinizde eğer bir gün bir yerde denk gelirseniz ya da ona da gerek yok facebook ile gerekli intikam daha doğrusu Adalet yerini bulmuş olur.