gerçektende denildiği gibi soğuk yenen bir yemektir. kişi yaşadığı bir olayın üstüne hemen tepki vermeyip o olayın unutulduğu bir zamanda tepkisini verdiği zamanki tat bir başka olsa gerek ve tabi o arada tonlarca plan yapılmış ve içinden en mantıklısı seçilmiş ve o plan uygulanıyordur, afiyet olsun intikam sahibine.
intikam, kandinize bir şekilde zarar vermiş olan kişi veya kişilerden veya 3.şahış oluşumlardan bu yeldeğirmenleri de olabilir, verilmiş zararın geri ödetilmesi durumudur.
Sizin haksız yere şirketteki işinize son veren, eski müdürünüzü zor durumda bırakmak için, şirketin bütün santral telefon numaralarını, kağıt banknotların üstüne yazıp, ara beni, mutlu edeyim seni deyip, müdürün ismini de altına imza diye eklersiniz.
iNTiKAM BiRiSiNDEN ÖÇ ALMAKTIR.HER AN BiR AÇIK YAKALAMAK iSTEĞiYLE BEKLERSiNiZ.AMA O ZAMAN GELDiĞi ZAMAN ViCDANINIZ SiZi KONTROL EDER VE YAPAMAZSINIZ.SiZi TERSLEYEN BiRiNDEN iNTiKAM ALMAK iSTERSiNiZ AMA O KiŞi BiR DE SEVDiĞiNiZ OLUNCA ONA BUNU YAPAMAZSINIZ .SADECE ONA DOĞRUYU GÖSTERiRSiNiZ.
insanın, kafasında kendi adaletini yaratıp, kendisine yanlış yapana yine kafasındaki adalete göre ceza kesmesidir. o adalette bazen 1'in karşılığı 1 değil, 10 olabilir, intikam alacak kişiyi huzura kavuşturacak olan şey belki de o 1'e 10 dengesidir çünkü. "tek intikam unutmaktır", "en iyi intikam affetmektir" yok işte efendim "intikam yanlışa yanlışla cevap vermektir" gibi şeyler söylemek, pollyannacılık oynamaktan başka bir şey değildir. (tabi herkes böyle düşünecek diye bir şey yok, dediğimin aksini düşünüyorsanız size yüksek erdemlerinizle mutluluklar.)
emek ister, güçlü bir sinir sistemi ister. iyi düzeyde plan kurabilen bir insan olmayı gerektirir. kin tutamayan bir insanın hakkıyla yapabileceği iş değildir. en önemlisi, sabır ister. sizin canınızı yakan bir insana ertesi gün gidip karşılık vermeye çalışmak, ilkokuldaki "o bana vurdu ben de onun saçını çekeyim" mantalitesinden farklı değildir. bunu yapmak, intikamın değerini küçültmektir. intikam alınmasını gerektiren olayın üzerinden, alınacak intikamın büyüklüğünün ağırlığını taşıyabilecek ölçüde zaman geçtikten sonra, tercihen karşınızdaki kişinin en savunmasız anında (örneğin en mutlu anında) karşılık vermek gerekir.
yaptığı şeyin sonucunu düşünmeyen, sizin hissettiklerinizi umruna bile koymayan bir kişiye, ondan aldığınız/alacağınız intikamdan daha iyi bir öğretmen yoktur.
son olarak; hayatta iyilik de kötülük de karşılıksız kalmamalıdır. ve kimse unutmamalıdır:
"-Eski erkek arkadaşımla kahvaltı ediyoruz. Onda kalan ve hatıra olarak sakladığı küpeleri isteyip istemediğimi soruyor, 'Gerek yok.' diyorum. Bunun üstüne bana dönüp bilmiş bilmiş 'Vermeyecektim de nezaketen sordum.' diyor... Aradan 10 dakika geçiyor, bu sefer ben ona sokuluyorum ve gözlerinin içine bakarak en seksi sesimle 'Beni ister miydin?' diyorum. Gözleri parlıyor ve, 'Tabii ki, evet.' diyor. Bunun üstüne ben önüme dönüyorum ve 'Vermeyecektim de nezaketen sordum.' diyorum.
intikam biz kadınları gerçekten güzelleştiriyor..." *
beslendiği bünyeyi çürüten bir duygudur. birinden intikam almak istiyorsanız eğer, önce kendinize zindan edersiniz hayatı, sonra bunun onda biri kadar intikam alacağınız kişiye zindan edersiniz. zararın çoğu sizedir yani, kin ve nefret çok keskin duygular olmakla beraber keskin sirkede küpüne zarardır.
-When you take revenge on somebody, you are actually paying them the highest compliment possible. It's like saying, "You've affected my life to such an extent that I must reciprocate. I must affect your life as deeply as you have mine". Revenge may be the ultimate Hallmark card. Yeah. When you think of it like that, the cliché is true...