premier lig'de 1997-1998 sezonunun dokuzuncu haftasında Manchester unitedleeds united ile karşı karşıyadır. Roy keane bir pozisyonda leeds'in norveçli futbolcusu haaland'dan topu almak isterken yerde kalır. haaland keane'in kart almamak için numara yaptığını düşünüp keane'e yattığı yerde bağırır ama keane o pozisyonda diz yan bağlarını kopartır. keane'siz manchester'de o yıl şampiyonluğu arsenal'e kaptırır ve keane'de bunu bir kenara yazar*.
keane yıllar sonra yazdığı biyografisinde bu olaydan şu şekilde bahseder:
"i was going for the ball and the player came across me. after that i just felt my knee go, something snapped in my leg. the reality is that i have got the injury and i have got to get on with it." *"ben topa doğru koşuyordum ve o oyuncu çarprazdan üzerime doğru geldi. daha sonra bir çatırtı duydum ve dizminin işinin bittiğini anladım. gerçek şu ki sakatlanmıştım ve bununla başa çıkmalıydım."
tam 4 yıl sonra haaland manchester city'de oynarken bir kez daha karşı karşıya gelirler. keane geçen 4 yılın ardından 85 dakika daha sabreder ve haaland'ın dizine tekmeyi yapıştırır.
haaland'ın oradaki sakatlanması sonucu futbol hayatı biterken keane göreceği kırmızı karttan şüphesi olmayan bir şekilde soyunma odasının yolunu tutar ve biyografisinde o andan şu şekilde bahseder:
"i'd waited long enough. i fucking hit him hard. the ball was there (i think). take that you cunt. and don't ever stand over me again sneering about fake injuries."
"yeterince uzun beklemiştim. ona öyle sert vurdum ki**... sanırım top da oralarda biryerdeydi*. al bakalım skik herif ve bir daha asla karşıma çıkıp bana numara sakatlanmalardan bahsetme."
intikam ateşi ile yanıp tutuşurken, sıcağı sıcağına bir eyleme girişmenin kişiye daha çok zarar verebileceği gerçeğinden dem vuran, bunun yerine zamana bırakıp daha mantıklı ve küpüne zarar vermeyen bir intikam şekli bulmayı salık veren ispanyol atasözü..
her işittiğimde aklıma return to castle wolfenstein isimli oyundaki canın dolmasını sağlayan yemek dolu tabaklar gelir. cold falan diyodu ondan olabilir.
intikam planları yapan birisi eğer öfkeli ve hızlı davranırsa eve aç gitmiş gibi olur. ama hedefine sakin ve emin adımlarla ilerlerse kendisine bir ziyafet çeker.
zamanında hırsını alıp, rahatlayıp, oturmak varken götü yemediği için öfkesini icraata dökemeyen, bir şişe asit yutmuş gibi sürekli içini yiyip bitiren kinini "nasıl olsa intikam alacağım." palavrasıyla muhafaza eden, bokuyla dövüşmekten en sonunda kalp hastası olup çıkacak kişinin kendi kendisine söylediği bir yalandır.
tüm yemekler gibi soğuduktan sonra bir boka benzemez, bekleyip biriktikçe de bünyeye zarar verir.
Diğer pek çok duygunun aksine, intikam duygusunu 'zaman' azaltamıyor.Yemek çoktan soğumuştur ama daha da bir lezzetlenmiştir. Korkulası bir atasözüdür.