2 tür kişi vardır.
1- intihar etmeyi kafaya koymuş ve bunun için her şeyi yapabilecek kişiler ( bunlar intihar teşebbüsünde bulunurlar)
2- eşikte olup yardım için uzatılacak bir el beklerler.
bunlar da kendi içlerinde ayrılırlar. örneğin bu başlığı açan kişi 2. kategoride olabilir. ama asla 1. de değil. yardım edilebilir, ilaç ve terapiyle düzelebilir.
unutmayalım, intihar şahsi bir tercihtir. herkes bu teşebbüste bulunabilir, ama bunların pek azı gerçekten ölmek isteyebilir. bunları geri döndüremeyiz, tıbbın yapacağı bir şey yoktur yani. diğer kısım içinse destek programlarıyla başarılı sonuçlar alınabilir.
acı ama maalesef gerçek bu.
Ucundasındır olumun bır adım atsan ılerıye oleceksındır beklıyorsundur sadece kurtaracak bır seyı gelecegı yok yavas yavas atıyorsundur o adımı yuzunde hayata karsı elınde kalmıs tek seyle alaycı gulumsemeyle son defa bakarsın ve sonra atarsın o adımı.
Bir zamanlar bir psikoloji kitabında okuduğum bir bölüm vardı
Hayatın ve getirilerinin kıymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardı içinde..
Deniyordu ki; arada bir, çok bunaldığınızda,hayatın sizin için çekilmez hale geldiğini düşündüğünüzde kendinize 10 dakika ayırın ve kendi cenaze töreninizi düşünün
Cümleyi ilk okuduğumda çarpılmıştım
Ben girişin akabinde pozitif bir gelişme ve tavsiye bekliyordum
Ama kendi ölümümüzü ve cenazemizi düşünmemiz tavsiye
ediliyordu
Tüylerim diken diken oldu ve yazarın saçmaladığını düşündüm o an
Ama önyargı düşmanı biri olarak okumaya devam ettim
Özellikle insanların sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğinizi hissetmeye çalışın
Diyordu ki; bunları düşündüğünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayı terkettiğinizde oluşacak boşluğu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksınız
O andan geriye dönme şansınız olmadığını, hayat denen kredinizin bittiğini ve onlara yanıt verme şansınız olmadığını düşünün
Tekrar sarılma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiğini hissedin
Dünyadaki küslüklerin, ayrılıkların, kavgaların
yanında bu acının ve geri dönülmezliğin korkunç
çaresizliğini yaşayın
Bırakın canınız yansın,
bırakın alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz
Orada, o musalla taşında düşünün kendinizi
Seyredin şu an çevrenizde olanların yüz ifadelerini
Akıllarından ve yüreklerinden geçen
cümleleri hayal edin
Kitaba devam etmeden bıraktım kenara ve gözlerimi kapatıp aynen düşünmeye başladım
Eşimi, oğlumu, annemi, babamı, kardeşlerimi ve diğer tüm
çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine
Birer birer yerleştirdim tabutumun çevresine hepsini
Hayatımda çok nadir bu kadar canım yanmıştı
Görüyordum işte babaaaa diye ağlayan biricik oğlumu
Eşim kucağında ağlayan emanetimle ayakta durmaya çalışıyordu per perişan
Koca çınar babacığım, belli belirsiz dualar okuyordu,
o gözümden hala gitmeyen vakur duruşuyla
Annem, ciğerinden bir parça canlı canlı koparılmış gibi
hem içine hem dışına akıtıyordu gözyaşlarını
Kardeşlerim, akrabalarım
çok erken gitti, doyamadı oğluna.. diyordu acıyan ses tonlarıyla
Ve dostlarım Onlar da şaşkındı
Bazısı daha dün birlikteydik, nasıl olur.. diyordu
Sonra anladım yazarın ne demek istediğini daha devamını
okumadan kitabın
Bunları seyredip onlara hayır ölmedim, burdayım..
demek istedim hayal olduğunu unutup
Farkındalık önemli bir kavramdır psikolojide
Belki de hiç aklımıza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkındalığı göstermek istemişti yazar
Kitabı okumaya ne gücüm kalmıştı, ne de isteğim
Almam gereken dersi ve mesajı almıştım
Şimdi ne kitabın adını ne de yazarı hatırlamıyorum
Şu an bunları yazarken bile çok kötü oldum
Bu olayda tek farkındalık da yok üstelik
Biraz kendime geldikten sonra devam ettim
hayatımın en zor hayaline
Sırada çevremdekilerin ölümümün akabinde
neler söyleyecekleri vardı..
Usulen ve nezaketen söylenenlerin dışında
Onlarda bıraktığım izleri,
yaşananları ve yaşanamayanları elden geçirerek
ben konuşturacaktım hayalimde
içlerini okuyacaktım, senaryo bana ait olarak
Yaşarken neler yazmıştım, ölümümle neler okuyacaktım
Gerçek duygularıydı ulaşmaya çalıştığım, ölüm acısının etkisiyle girilen duygusal mod değildi, deşifre etmem gereken metin
Canım oğlumun söyleyecek çok şeyi yoktu
Özleyecekti, yokluğumu hissedecekti..
Ağlayacaktı aklına geldikçe
Belki ölümün ne anlama geldiğini hissedecek yaşa gelinceye kadar
sıradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duyguları
Ama hayal bu ya, 18-20 yaşına getirdim 2 saniyede oğlumu
hayal - meyal hatırlıyorum be baba seni
Keşke şimdi yaşıyor olsaydın da erkek erkeğe sohbet etseydik seninle
Bak mezuniyet törenimde de babasızdım
Askere giderken kimin elini öpeceğim senin yerine
Diyecek canı yanarak bir köşede
Sevgili eşim Benim muhteşem hatunum
Nasıl dayanır bensizliğe?
O ki, benim için her şeyini feda edip koşmuştu bana
Hayatının tek adamı şimdi toprak olacaktı
Bir daha Seni seviyorum diyemeyecekti
Bir daha hevesle açamayacaktı çalan kapıyı
Ve her gelen gece bensizliğini haykıracaktı yüzüne
Her sabah da bensiz başlayacaktı koca gün
Tek cümlesi takıldı o an içime;
Oyunbozanlık yaptın be böceğim, hani beraber ölecektik?
Babam-annem,o bugüne kadar evlat olarak
mutlu edecek hiçbir şey yapamamanın acısıyla
kahrolduğum güzel insanlar
Helaldi şüphesiz hakları
Bilerek hiç kırmamıştım onları
Üzerine titredikleri evlatları onlardan önce göçmüştü işte önlerinde ve dualarına muhtaçtım .
Kaç anne ve babanın çekebileceği bir acıydı ki evladının cenazesinde bulunmak
Herhalde insanın uzun yaşadığına üzüldüğü nadir
anlardan olsa gerek
Diğerlerine geçmiyorum
Bu yazıyı şu an yazıp sizlerle paylaştığıma göre
diğerlerine artık sizler de dahilsiniz
Düşünün, bir gün bir mail ulaşıyor mail-boxınıza ölmüş diye
Sizler kimbilir neler düşünür ve yazardınız
Eşim şu an yanımda ağlıyor, sanki gerçekmiş gibi
Oysa ki yazarın amacı Yaşamanın ve hala nefes alıyor almanın kıymetini göstermekti
Benim de öyle
Lafı çok uzattım farkındayım
Ama dediğimiz çözümü zor süreç 2 satırla özetlenemeyecek
kadar girintili çıkıntılı
Ben o gün kurduğum o hayalle,canımın tüm yanmasına rağmen
YENiDEN DOĞDUM
Bilgisayar diliyle format attım hayatıma
Sahip olduklarımın farkına vardım ve hala nefes
alıyor olduğum için şükrettim
Gözlerimi açtığım anda o kötü ve acı sahne bitmiş,
oyun perde demişti
Peki ya hayal değil de, gerçek olsaydı ve perde bir daha açılmamak üzere kapansaydı
Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamını
getirirseniz buna değer bence
işte bu final bu yazıyı buraya kadar okumanıza değmiş olmalı
Ben bu akşam melankoliğim ve biraz abartmış olabilirim
Hani sanatçı ve şairiz ya ondandır belki
Bence bu yazıyı sadece okuyarak bırakmayın
LÜTFEN ARADA BiR,
BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN,
DÜŞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇiRiN
Ölümün kime ve ne zaman geleceğini
Yüce Allah tan başka bilen yok
işte bu yüzden hazır yaşıyorken ve
nefes alıyorken yapabileceklerinizi yapın,
ertelemeyin
Sizi sevenlere ve sevdiklerinize
daha fazla zaman ayırın
Bilerek - bilmeyerek
kırdığınız kalpleri tamir edin
Ve en önemlisi;
VERDiĞi-VERMEDiĞi,
O eşiğe yaklaşmak elinizde olmaz beyin kimyaniz ve psikolojiniz sizi o eşiğe götürür. O eşikten benim düşmeme sebebim dinimizce cehennemlik olmamak bazı insanlarda annesi yada çocuğu için intihar edemez ama bazen onlarıda geçenler olur.
bir zamanlar benim de içinde bulunduğum durum. diğer insanlara konusunu açmak genelde alayla veya ciddiye almamakla sonuçlanabilir. karşıdaki insanın hayatı yolunda gittiğinden belki. yine bu düşünceyle baş başa kalırsınız yardım beklediğiniz, konuyu açtığınız insanlar bu konuda sizi çokta takmadığı için. fakat bu durum gerçektir, vardır. zaten olmasa sayısız insan kendi tercihiyle son vermezdi kendi hayatına. bu duruma tek başına karar vermiş birey yine kendi başına karar vermelidir vazgeçmeye, bilakis hayatınızın her saniyesinde yanınızda bir insan nöbet bekleyemez. yaparsınız yani yapacağınızı, bu yüzden kimseden bir şey beklemeyin. benzer duyguları çok zaman önce yaşamış kendimce kesin karardan dönmüş birisi olarak söylüyorum. belki de bugün için yarını yakacak olmak vazgeçmek için geçerli bir sebeptir. veya ertesi gün birisini sevebilecek olma ihtimali vazgeçirir belki de. ama mantıklı olan, olması gereken vazgeçmektir. vazgeçtim bir zamanlar, iyi ki de vazgeçmişim.