eminim her insan hayatında birkere olsun kafasından geçirmiştir. ama bunu eyleme geçirmek genelde yemez. intihar edince herşeyin biteceği düşünür. sadece acizlerin yapabileceği eylemdir. *
bir insan düşünün ki hayatında sabit bir sorunu var ve bu sorununu çözemiyor, ne yapsa sorununu çözmek için hep geri tepiyor, ve bu sorununu çözmeye yardımcı olacağı bir şey yok, ve bu sorunu yüzündende yüreğinde kapanmayan yaralar açılmış.bu sorun karşısında insan son çaresi olarak intiharı seçer sanırım.
kendini isteyerek katletme eylemidir. bazen aklına dalgalar vurur. koyu, karanlık dalgalar.. battıkça dalgalara ne sesini duyarsın ne de hissedersin yalamalarını. yutmaya yeltenip de başardıysa eğer verirsin son nefesini.. kimileri çaresizlik der anlamaz geçer. oysa intihara yeltenme anı algılar hiçbir şeyi farketmez.. nefret kaplar her yanını, mutlu olursun.. uyandığın an ise pişman...
bir boşluğu doldurup öteki boşluğa gözlerini kapayıp dalmaktır intihar.yüze yüze kıyısına çıkılmaya kalkışılınca diğer boşluğun ve sonuç gelmeyince nedenlerin olgunlaşmasıdır.kıyısından dönülür ya da başarısız bir girişim olur bazen de.o zaman daha oturur nedenler yerli yerine, bambaşka bir boşluk açılır.dolması ise kişinin çevresindekilere önemli ölçüde bağlıdır.
bir başkaldırıdır.. bütün hayatını başkaları belirlerken, son noktayı kendin koyamak çok isyankar bir hareket olsada, istisnasız her zaman güçlü kazanır. malum insanın hayatla mücadelesinde güçlü olan hayattır ve intihar aslında kendinden çalmaktır, hayat arkandan sadece güler..***
karl marks amcamız demiş ki; "intihar insanın kendi var oluşu üzerine söyleyebildiği son sözüdür. intihar toplumsal bir anlama sahiptir, çünkü bir iletişim biçimi olarak intihar toplumsal yapı ve koşulların belirlediği öznenin kendi bağımsız varoluşunu başlatıp bitirdiği yerdir. Topluma ve toplumsal iktidara gösterilen ise iktidar ilişkilerinin ürettiği eşitsizliklerin insanlık dışılığıdır. intihar insanın insan olarak kalma isteminin ifadelerinden bir tanesidir, Lanancı anlamda iktidarın denetiminden kaçışın gerçekleştiği ;öznenin özgür alanıdır, bu anlamda da gerçekten öznelliğin kurucusudur. Lacan sonuçta son kertede tek sahici eylemin intihar olduğunu söyler. Çünkü özne için varoluşu belirleyen, kısıtlayan, sakatlayan iktidarın bedensel ve zihinsel denetiminden tam olarak çıkılabildiği tek eylem kendini yok etme eylemidir."
ama karl amca ben sana katılmıyorum. bana göre "tutunamayandır".
kimi zaman bir isyan bir başkaldırış, kimi zaman korkaklık bir kaçış yolu. nedenleri ve neden yapılacağı kişiden kişiye göre değişir. düşünce sistemin o anda beyinde neyi idrak ediyorsa ona kilitlenilir. ve o adapte olarak faaliyet gerçekleştirilir. intikar bir başkaldırıştır. dünya düzenide isyan edip buralardan temelli gitmek isteğidir. yaşamdan korkmak çekinmek değildir.
kıyısından dönme anları son zamanlarda artmışsa bu insana dilediği kadar sevgi, ilgi ve önem verme vakti gelmiş demektir.
ölüm ve sonrası ne kadar bilinmez olsa da (ölümle birlikte, dünyadan kaçışın, kurtuluşun getireceği varsayılan mutluluğun esasında bilinmezliği) intihar etmeyi düşünen insan için dünya yükleri öylesine acıtır ki onun yüreğini, öyle yakar ki;
burada daha durmak istemez.
acıların dibinde yakaran insanoğlunun son çırpınışıdır.
seni intahar ediyorum.
yüregimden istifa ediyorum bu gece.büyük gunahlradan biri.allah affeylesin.intahar edenin yeri ebedi cehennem.allahın verdigi canı alıkoyma hakkına sahip degiliz.o bize emanet.
"geride kalanları düşünmeli intihar eden." geridekiler onu çok düşünmüşler ki intihar ediyor!
ne bir aptal hareketidir, ne de bir öfkenin ürünüdür. kişinin açısına bağlı olarak çeşitli sebepleri vardır;
1- hayallerin bitmesi, kuramayacak hale gelmek.
2- görülebilecek her şeyi görmek. ( zannetmek )
3- herhangi bir amacının kalmaması, ya da bir amaç gütmemesi.
4- kendi dünyasına sıkışıp kalmak
vs.
insanı diğer canlılardan ayıran düşünebilmek değildir, empatidir. biraz da empati kurarak bu psikolojik ruh halinde bulunan insanların açısından baksanız; yoksa, dini açıdan bakarak "cehenneme gidersin" lafını ona söyleyecek ilk zeki siz değilsiniz.
" w " şu harfe dört açıdan bir bakın bakalım, dört farklı anlam çıkarabiliyorsanız, bu entryi de anlamışsınızdır demek.
'kaçmak ve korkmak mıdır? sorusunu akla getirebilir. zayıf karakterli insanların işidir denebilir. fakat intihar eden insan bilmediği bir yola adım atacak kadar cesurdur.
bu söz bir yakınınızın ağzından çıkıyorsa ciddiye alınmalı ve kendi çapında değil ciddi yardım edilmelidir.
zordur bunu yapmak yürek ister. bazen sağa dönersin karşında koca bir kaya , sola dönersin aynı kayanın iki misli , arkana baktığında yine aynı kayayı görürsün. işte o an anlarsın dört bir yanın tıkalı. aslında o an anlamıyorsun o an sadece emin oluyorsun.. çareler ararken farkediyorsunki çareler çaresiz kalmış.. çareleri çaresiz bırakan da , o kayaları dört başına tıkayanda yine insanın kendisidir. çakıllar birikip kayaya dönüşünceye kadar gecirdiği sürede önemsemeyip önlemini almazsan yakında dağa dönüşüp , benliğini ve tüm seni yıkar geçer.. sonunda bi kaçıs yolu olarak ölümü tercih edersin. sanmaki geride yaşanmışlıkları bıraktığında o yaşanmışlıkların ölsen bile ardından intikamını çok acı bir şekilde almayacağını.. zerre zerre akıtarak , acıtarak koparıp alıcak hıncını.. en iyisi bosver suda sürüklenen bir yaprak misali salıver kendini hayat götürsün götüreceği yere...
ölümden çok farklıdır. anlık değildir yani. bir süreçtir. kimi zaman yıllar alır intihar. bazen doğal bir biçimde ölmek bile intihardır aslında. kişinin kendini ölüme terketmesi mesela. ve bunu göz önünde bulundurduğumuzda intihar eden insanların sayısı bileğini kesen, hap içen, kendini asan insanlardan çok çok daha fazladır.
çok ilginç ama intihar güdüsünün kökeni de canlıların evrimsel geçmişine dayanmaktadır. neslin devamına fayda sağlayamadığını düşünen birey kendini feda ederek kıtlık, nüfus fazlalığının getirdiği dezavantajlar gibi türe tehlike arzeden durumlarda diğer bireylerin hayatta kalma şansını arttırmış olur. denilmektedir ki günümüz insanlığında özgüvenini kaybetmiş, kendini işe yaramaz bir fazlalık olarak görüp intiharın eşiğine gelen kişilerin beyni, evrimsel mirasın oluşturduğu bu karar verme mekanizmasına göre işlemektedir.
bence aşırı genelleme barındıran bir teori ama mutlaka gerçek payı var.
ölümün ne kadar güzel olabileceğini hayal edebilen kişi... mezarlık, artık ruhsuz bedenin ve sonrası...
yapıldığı takdirde, kişinin, tanımadığı kişilerce ve belki de o ölmüş halinde "salak, aptal" hakaretini yediği davranıştır... ama herkesin düşüncesi farklıdır... ve ölüm de bir ihtiyaç, bir aşk olabilir bazen ve intihar da hayatınızın size mirası da olabilir...
insanları anlamadan yorum yapmaya sürükler bu "intihar" lafı... gerçi anlaşılmasa da hava hoş, ölen ölmüştür ve ölmeyen de başarısızlığından dolayı ya kendine dersler çıkarır ya da nefret eder kendinden...
hayattan korkan insan değil de, ölümü merak eden, ona aşık olan, ona tapan bir insan da olabilir intihar eden. sorunlu mudur ? belki...
intihar eden kişi arkasındaki kişilere acı çektirmek isteyen bir sadist de olabilir, olmaya da bilir.
buna göre intihar; bazen tek kaçış yolu gibi gözüken, bazılarınca ise ihtiyaç duyulan bir davranıştır...
ve insanın bedenine zarar vermek amaçlı yaptığı her davranış da bir çeşit intihardır aslında...