gerçekten bıktım. insanın bir amacı bir hedefi olmalı oysa. o kadar sefilim ki hedeflerim bile olmadı.
bazen düşünüyorum da bir köyde yaşayıp imece usülü köydeki oğlanlarla samanlıklarda gizlice kırıştırıyor olsa idim köylüler hakkında bir şeyler yazabilirdim.
ama dostum ben yanlış yolu seçtim. artık çok geç. sazlıklardan kendimi suya bıraktığım an artık akıntıların karısı olacağım. beni öldürecek o akıntı aslında katilleşmiş bir enerji türü.
kırmızı donumu ve tangamı ve vibratörümü anneme bırakıyorum. alsın kıçına soksun.
çekmecedeki günlüğümü iyi okuyun orada hepinize ne küfürler ettim.
yatağın altında sakladığım yakışıklı oğlanların resimleri olan dergileri babam alsın götüne soksun. hala bakireyim onun yüzünden. ne vardı beni istemeye gelen hurdacı çocuğa verse idi sanki.
hayallerimi öldürdünüz. hepiniz aynısınız. benden bu kadar.
hayat her şeye rağmen yaşamaya değer diyerekten intihar edenlere verilen nottur, otur sıfır!
insan merak ediyor bir de, acaba her intihar eden yazar mı bunu? yani o zor kararı vermişsin, hayattan vazgeçmişsin, geride kalanlara dert olmasın babından not yazmaya uğraşır mısın? veya böyle bir incelik o dar vakitte aklına düşer mi? yahut incelik değil de ince bir intikam mı bu? "kimse suçlu değil, yaşamak artık anlamsız geliyor" derken bile birilerine ince bir sitem mi var? belki de hayatta yazılabilecek en içten mektuptur, muhatabı için de okunması en zor olanlardan olsa gerek.
"Güzel gözlerin baksın hep ileriye, hep en üstlere! Çokta gül tamam mı? Zaten üzülmemişsindir gittiğime ama merak etme ki seni her zaman gülüşünde yani cennette bekliyor olucam."
"Affetmek için bir sebep bırakmadığınız için kırgınım. Kapının önündeki kediyi besleyin. Adı zilli ve hamile." yazmıştım zamanında. Besleyecek kimsesi yokmuş demek...
ben bırakmam sanırım.
oyle olaysız, patırtısız.
herkes her seyi biliyor zaten.
herkes her yaptıgının farkında.
ben pek konusmuyorum yıllardır.
gerek yok cunku.
bilmiyorum oldukten sonra ne olacak? en ufak fikrim yok.
sorgu melekleri geliyormus sanırım. ben onlara dogru cevapları verecek bilgiye bile haiz degilim.
nereye goturucekler beni bilmiyorum.
burdan iyi mi olur, kotu mu olur bilmiyorum.
ama daha kotusu olamazmıs gibi geliyor.
hani selcuk erdem in bir karikaturu var ya.
adamı cehenneme alıyorlar. burası cennet mi diye soruyor. zebani diyor ki: -senin dunyada nasıl bir hayatın vardı?
geçenlerde bir yazar bana yazmıştı bir tane. manyamış. bir de sonuna kan falan akıtmış. ya sabır. ilgi istiyorum deseydin ya engeli çaktık şimdi. kendi yaşındakilerle takılsaymış keşke. çocuğun yaştaki insanla takılma isteği pedofildir diyorum. gerçekler ağırdır. kabullen.