kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı
beni tanımayanlar
mutlak birini seviyordu demeliler
tanıyanlarsa 'zavallı' demeli
çok sefalet çekti
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbiri olmamalı
hayatına son vermek isteyen insanın, giderken arkasında bulunan kişilere bıraktığı, son nottur. şimdi anlatıcaklarım 2007 ağustos ayında gerçekleşmiş, bir tanıdığımızın hikayedir.
20 yaşında yurtdışında yaşayan bir genç. biraz içine kapanık, tertemiz bir yüreğe sahip. ailecek görüştükleri komşularının eşi ile babası arasında bir ilişki başlar ve bunun neticesinde annesi bunalıma girer, hastanelerde tedavi olmaya başlar. herkes dünyanın kötülüğünden bahseder durur. kirlenen dünya değil, insanın ta kendisidir oysa.
babası, duyarsız annesinin durumuna ve evi terk etmekle tehtit eder. nitekim günlerce de eve uğramaz olur. insanların pisliğine, kötülüğüne, kirliliğine alışamamaktadır bu genç adam ve bir gece annesinden arabanın anahtarını ister park yerini değiştirmek için. gittiği andan itibaren annenin yüreğine de bi ateş düşer, ana yüreği hissetmiştir bi şeyleri. 10 dk geçer yok, 20,30.. anne sürekli telefon eder ama kapalıdır telefonu ulaşamaz bir türlü. acı haber tez gelir, çalan acı acı telefonla kaza haberi verilir.
genç, tüm hızıyla bir direğe vurmuş ve anında olay yerinde can vermiştir. Daha sonraları odasına baktıklarında, intihar mektubunu görürler ve aynen şöyle yazmıştır delikanlı:"bu dünyanın kötülüğüne alışamadım, alışmak ta istemiyorum. anne nolur üzülme."
ben gidiyorum, bu gidişten kimseyi sorumlu tutmayın, sözlük şifremi göğsüme yazdım, beni gömmeden şifremi almayı unutmayın, sözlüğe girip moderatörlere benim öldügümü söyleyin, hakkımda yazılacak olan yazıları print scrn yapıp çıktısını alın ve mezarımın başucuna bırakın, dört çekirdekli quad core servere agzınıza geleni yazın, zall a benden selam edin, onun yüzünden gittiğimi söyleyin, kirayı ödeyin, bulaşıkları da bi yıkayın a.q ortalık leş, neyse hadi ben öldüm...
bunu okudugunda ben cok uzaklarda olacagım girizgahıyla başlayan kısa film tadında eserdir, yazan kişinin götünün yemesine dogru orantılı panik yapılır ya da yapılmaz.
ölmeden önce, genelde aynaya yazılmış veya yatagın ucuna iliştirilmiş bir kagıt parçasına bırakılmış nottur.
misal :
zkmişim lan böyle hayatı, ismail yk nın şarkı söyledigi, sabrinin futbol oynadıgı, dört çekirdekli olmasına ragmen açılmayan bir sözlüğün oldugu ve internet kotamın 4 cigabaytı * geçtigi bir dünyada daha fazla yaşayamam, gidiyorum a.q...
hayatının en mutlu anında bir daha bundan daha mutlu olamayacağını düşünüp de umudunu kaybeden insanın yazdığı not da olabilir.
"bu anı sonsuza taşımak için gidiyorum..."
Yaşanan acı dolu yılların sonucunda hayatına son verecek kişinin öldükten sonra bilinmesini istedikleri şeyler. Sadece not değil mektup tarzında yazılanları da mevcuttur. Okuduğum en etkileyici notu Kanat Güner kitabının sonunda bırakmış. Kitabın sonunda zaten hayatına neden son vereceğini çok gerçekçi bir dilde anlatıyor.
istanbul'da karısından ayrı yaşayan, taksi plakası sahibi 36 yaşında 2011 yılı içinde evinde esrar çektikten sonra kapı pencereyi kapatıp odada mangal yakarak intihar eden bir adamın notları evin muhtelif yerlerindeki peçete, lahmacun kağıdı, bulmaca gazetesi vs gibi aklınıza gelebilecek her şeye yazılmıştır. birinde kankasına teşekkür ederken, ötekisinde "hepinizin amına koyayım" yazmış, başucunda bulunanda çocuklarından özür dilemiş, kapı eşiğindeki peçetede borçlarını yazmış, buzdolabı kapağına iliştirdiği kağıtta cenazesine gelmesini istemediklerini... gerçekten ölüm şekli o notları nasıl yazdığını izah ediyordu zaten. ama her şey netti, yaşadığı o izbe hayatı ölürken de aynen resmetmişti o parça parça notlarda. ne diyelim allah rahmet eylesin, kimseyi intihar notu yazmaya itmesin bu hayat.