Gece; karanlık ve sessiz, tam da olması gerektiği gibi. Saatlerce karanlığı izleyen gözlerim ve kalp atışlarımı hisseden bedenim ilginç bir ahenk içerisinde karanlığa teslim oldu. Zihnim geçmişimden gelen yansımaların taarruzu altında teslim bayrağını çekmeye hazırlanıyor. ihtiyacım olan tek şey tek bir adım. Tek bir adım. Ardından özgürlüğü tadacağım. Ya da kendimi öyle avutuyorum.
Bir şeylerden kaçıyorum belki. Belki de hayatımda ilk defa kaçmıyorum bir şeylerden. “Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti” derler ya; bilemiyorum, başta da dediğim gibi “Gece: karanlık ve sessiz, tam da olması gerektiği gibi”.
Aslıda bu gün uyandığımda çok farklı bir bitişi olacağını düşünmüştüm gecenin. Daha sıcak, daha aydınlık, daha kalabalık. Belki biraz içecektim bile. Küçük bir kaçamak, bağırışlar ve bolca yemek. Ama şu an tek izleyicisi boğaz olan bir komedinin hüzünlü sonunu oynuyorum. Ve tek seyircimden gelen ölüm sessizliğini düşünürsek; sanırım pekte beceremiyorum.
Ölüm sessizliği. Neden böyle bir söz var hiç anlayamadım. Belki de ölümü ses getiremeyenler için söylenen bir sözdür sadece.
Üşümeye başladım sanırım. Ya da zihnim bir şeylerin farkına vardı ve savunmaya geçti. iyi bi forvet olmasam da; çok fazla gol atmışlığım olmasa da sanırım bu sefer ıskalaması imkansız bir hedefe nişan alıyorum.
Neyse lafı fazla uzattık. Genelde insanlar pişmanlıklarından bahseder son anlarında ya da ortalığın amına koyacak bir son söz falan. Ama bence son sözler; son anına kadar anlamlı bir şeyler söyleyemeyenler içindir.
Gidip de gelmeyenlerin inadına gitmek acizliğini yaşadağımdan dolayı utanç içerisinde olsam da, sevgiliye kavuşmaya benzer buruk bir sevinç var içimde.
Sevdiklerim. Ağlamasınlar.
Cenazemi bayram şarkılarıyla kutlayınız. Benim yüzümden herhangi bir çiçeğin ölmesini istemiyorum.
üzerime iri iri taşlar dikmenizi ve beni bir daha ziyaret etmenizi de istemiyorum.
--spoiler--
Yıllar evvel uludağ sözlükte "intihar mektubunda yazılacaklar" başlığı vardı. Oraya bir sürü şey yazmıştım. Oraya yazdıklarımı hatırladıkça gülüyorum. Ölüm çok soğuk bir gerçek. Ve şimdi tam karşımda.
Bu duygunun bu türlü olduğunu bilmezdim. ilaçla ölmek en kolayı dediler. Başım dönüyor her şey biraz donuklaşıyor.
Atomların var etmediği bir dünyaya gitmek istiyorum. Dokunma hissi için tenime gerek olmadığı bir dünyaya.
ilaçlar midemi yakıyor, gözlerim gitmek üzere.
Yıllardır ölmeden önce söyleyeceğim son sözü düşünürdüm. O sözün vakti geld .. .. ..
--spoiler--
"Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun." ismet özel.
böyle düşünüyor, ama bir yandan da intihar etmeye kararlıyım diyorsanız bir şey yazamamak en iyisi.
'hey millet, ben ölmeye karar verdim, niye biliyor musunuz, çünkü yaşım 27'ye geldi dayandı, benim gibiler daha fazla yaşamamalı. Allah korusun, ya ölmeye değil de üremeye karar verseydim! Neyse ki aklım hâlâ başımda, sahneye girmem gereken yeri ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum. Kendinize iyi bakın, kötü alışkanlıklardan uzak durun.'
Sizin yuzunuzden psikolojik acilarim fiziksel acilara dönüşmesinden biktim. Benim için canimi yakanlar uzulsun dicem de öyle bi şey mümkün olsa canim yanmazdi.
Bir yanim deniz bir yanim çöl eyvallah.
beni bulan ve cesedime bakan piç öyle bakma bana. kendimi astım ve kurtuldum lan.
ah ah anneler ve babalar der ki o evladım öleceğine ben ölseydim keşke. anne baba çok yalnızım burada götünüz yiyorsa kendinizi öldürün ve beni bu gittiğim ölülerin yerinde yalnız bırakmayın.
bu dünyaya kendi isteğim ile gelmedim ama lütfen izin verin kendi isteğim ile ayrılayım demek isterdim hepinize ama diyemedim ve yazdım.