nasıl ölsem? -----**
nerde ölsem -----*
neden ölsem? -----*
ölmek neden gerekli? -----**
ölmesem olmaz mı? -----*
hiç mi şansım yok? -----***
ya ölemezsem? -----*
o da acı çeker mi?ağlar mı acaba?.perişan olur mu? onlar da üzülür mü? arkamdan ne konuşurlar?. hıı? arkamdan mı konuşurlar?..konuşturtmam ulan..vaay demek arkamdan konuşmak ha? siz şimdi intahar etti salak bile dersiniz dimi?.etmiyorum lan! ve üstelik oraya geliyorum bekleyin.*
editsel: intihara intahar diyebilecek miktarda cehalet sahibiyim.*
Milyonlarca sperm arasından birinci gelip de, hayatta kaybetmiş olmanın üstümüzdeki hezeyanı ile içten yanmalı motorlardan farksız organlarımızın, ruhumuza yaptığı çöküntünün, elma bahçesinde artık çürük bir elmanın varlığından, haremlik selamlık diye ayrı tuttuğumuz beynimizin sağ ve sol lopunu gelişi güzel teslimiyetten haberdar etme hakkı, ve belki de camus bilmiyorum niçin ölmeyiz de yaşarız; az sonra yanında olucam artık orada tartışabiliriz gibi düşüncelerdir.
ne olacak arkadaş, dünyanın sonu değil ya... yaşarken kimsenin umrunda değiliz. ölürsek zaten hiç olmayacağız.en kralı 3 gun ağlar zaten sonra hayat akıp gider işte!
ben artık paçavra olmayacağım, kullanamayacaksınız sömüremeyeceksiniz işte bu aciz vücudum artık yok.
intihar etmememe sebebiyet verecek düşünceler bütünü.
yok hayır, muhteşem şeyler aklıma gelecek ve "hayat yaşamaya değer be abi" diyeceğimden değil, o kadar uzun sürer ki, bu kafamdan geçireceğim şeyler ve daha önemlisi vedalar, muhtemelen intihar etmeden önce ecelimle ölürüm.
çıktım cama, yahut elimde bir siyanür hapı, ne bileyim bi' revolver falan, başlarım sayıklamaya:
"hoşçakalın sevdiklerim;
dört mevsim, yedi kıta, mavi gök...
bütün doğa hoşçakalın...
hoşçakalın sevdalılar,
çocuklar, üniversiteliler, genç kızlar,
sonsuz uzay, gezegenler ve yıldızlar,
hoşçakalın...
hoşçakalın senfoniler, oyun havaları,
sevda türküleri ve şiirler.
bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler.
dağlarında yürüdüğümüz toprak,
yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın...
hoşçakalın ağız tatlarım;
sıcak çorbam, çayım, sigaram...
kazağımı, eldivenlerimi, ayakkabılarımı,
ve kalemimi, ve saatimi,
ve şarkılarımı bıraktığım sevgili dostlar
hoşçakalın, hoşçakalın.
hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar,
mutluluğu için dövüştüğüm insanlar,
yedi bölge, dört deniz,
yedi iklim, seksenbir şehir,
okullar, mahalleler, köprüler, tren yolları...
deniz kıyıları, balıkçı motorları, takalar,
asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar,
ve işçiler ve köylüler...
hoşçakal ülkem
hoşçakal anne, hoşçakal baba, kardeşim,
hoşçakal sevgilim, hoşçakal dünya,
hoşçakalın dünyanın bütün halkları, "
... sürer gider bu böyle, intihar nefs-i müdafaa olduğu kadar, hatırlatma sürecidir en nafilesinden.
Herhangi birşey geçeceğini sanmıyorum. Zira başıma geldi(Yani, intiharı çok düşündüm) o psikolojide insan hiçbirşey düşünemiyor. Sadece aklındaki şeye kilitleniyor, intiharına sebebiyet veren şey ne ise sadece onu düşünebiliyor. o an yaşananlar, söylenenler, hareketler, sadece onlar. Beyninizin size oynadığı bir oyun.
Zaten düşünecek, işi tartacak kadar aklı bassa adam intihar etmez, çıkar yol arar.
allah kimseyi bu denli bir çözüm yolu arayışına sokmasın..
yaşayamayacağı günleri, sevsede sevmesede gidemeyeceği okulu, biricik annesinin ağlamaklı gözlerini, sevdiği sevilmediği insanları, görmediği yerleri, tatmadığı lezzetleri, güldüreceği ve ağlatacağı insanları, onsuz devam eden düzenin gelebileceği son noktayı merak ederek değer mi? diye sorduğu soruya verdiği cevap karşısında bu eylemi gerçeklştirmeme kararı almasıdır.
gel hayaline düşelim seninle; nasıl kayıp düşeceğini konuşalım, adım adım nasıl kırpılacağını. gözlerimizi hafif kısıp, önümüze getirelim mayından bakışları. -aman isabet etme!- korkun, herkesi hayalkırıklığına uğratmak.
"ama onlar buna hazır değiller, kaldıramazlar bu durumu!"
hayır, herkes hazır, herkes farkında olanların ve olacakların. bir tek sensin bunu kaldıramayacak. kendini küçük düşmüş, aptal ve ezik hissedeceksin. gözlerini kaçıracaksın her daim. yataktan çıkmak istemeyecek, kopup gideceksin gerçekliklerden.
tepetaklak olacak, tersine dönecek herşey değil mi? peki tersinin düzünden daha iyi olmadığını kim garanti edebilir?
ya şair ya da şapşal olacaksın. bu güzel.
oturma grubunun taksiti
garantinin kredisi
finansın araç kredisi
denizbank ın kart borcu
vakıfbank ın kredi kart borcu
karının dırdırı
ahmet abiye 500 dolar borç var hala
çamaşır makinesi bozuldu
araba arızalandı