insan birden "bugün canım çok sıkıldı, hadi intihar edeyim" demez. Uzun süreli, geçmeyen depresyonlar, ardından depresyona girmiş birinin yükünü taşımak istemeyen eş dost akrabanın uzaklaşması -ki herkes yanında güçlü birilerini ister. en zayıf anlarında sığınacakları bir liman olsun isterler. Bu liman yıkılırsa başka limana demir atarlar - ve nihayetinde teselli bulacak birileri de kalmayınca bu yaşamı sürdürmenin bir anlamı olmayacağına kanaat getirilmesi. işte insan bu yüzden intihar eder. Tutunacak bir dal olsa, tam düşerken ona tutunup kurtulur. Ama yoksa...
Donar bazen yüreğin, yaşamışımdır birşey ve donmuştur, herşey çekilmezdir. O zaman tek bir çıkar yol gözükür. Canından çok sevdiğin kandırmıştır seni. O an neden bunun Adının aldatmak OLDUĞUNU anlarsın. Ve istersin dibine kadar var olmamayı. Nedir o zaman tek çıkar yol. Öldürmek mi? Kıyamazsın ki, geriye ne kaldı. Ölmek. Tek çıkar yolun kalır o da Ölmek. Sonra bakarsın, düşünürsün. Sen ölürsen o ne yapar yine sik gibi kalırsın, onu da yapamazsın. Ama aslında o an yaşayarak etmişsindir intiharı. Çoktan toprağın bol olmuştur. Tanımı mı ne intiharın, budur, aslında yaşamaktır.
intihar etme düşüncesinin tek bir sebebe bağlı olarak gelişmesi biraz tuhaf. Bu durum çok kez kaybetmek ve bunların bir anda patlaması ile oluşuyor gibi.üst üste gelen kaybetme durumunun sizi nereye götüreceğini kestirmek o zamanlarda kolay olmadığı için insan kendini belki de son tercihi olabilecek durumda bulabiliyor.
yalnızlık, kimsesizlik, hiçlik duygusu. kimsenin seni anlamaması. daha ne olsun. koca bir şehir ve sen yok gibisin. bunun için insan intihar edip kendini yok etmek istiyor.