Çaresizliğin dibini yaşamış insanlardır muhtemelen.
Bir insan her şeye sahip olsa da hevessizlik çaresizliğini yaşayabilir. Fakir olan parası olmadığı için çaresizdir, çirkin olan sevilmeme çaresizliğindedir. Ama bir yandan da intiharın anormal bir ruh hali olmadan yapılmayacağını düşünüyor(d)um. Kendi varlığını sona erdirmek arzusu kendinden nefreti de içerebilir. Türlü türlü sebepler.
cesare pavase Bu konuda adım adım nasıl ölüme yürüdüğünü günlüğünde müthiş anlatıyor. Okunabilecek en güzel günlük belki de yaşama uğraşı
intiharından 2 gün önce son cümleler dökülüyor: "sözler değil eylem. Artık yazmayacağım"
Şaşalı bir gidiş yok. intiharına olağanüstü bir mana biçmiyor. Yaşıyor ve ölümü seçiyor. Romantik nevrozlara sahip değil. Ölmek istiyor ve bir iki basit sözcükle gidiyor oraya.
intihar bana en uzak olgulardan biri ama pavase'nin ölüme gidişi de çok dokunaklı.
Doğal seleksiyonla elenen insanlar ya da yıkık kişiler olduğunu düşünmüyorum.
Bazen yaşamına devam etmek ölümden daha zordur. Hayat yani sana kapılarını o biçimde sıkı sıkıya kapatmıştır. Sağlığınız yerindeyse maddi imkanınız az çok varsa burada demek istediğimi tam olarak anlayamayabilirsiniz. Bazı insanlar ölmek ve daha fazla acı çekmemek için dua eder.
Insanların ne yaşadığını bilemeyiz O yüzden ileri geri konuşmanın hiçbir anlamı yoktur Bazı insanlar Zayıftır Bazı insanlar güçlüdür Bazı insanlar çabuk üzülür Bazı insanlar Üzülmez Bazı insanlar sever Bazı insanlar sevmez Bazı insanlar intihar eder bazı insanlar intihar edemez.
Keşke birileri dokunabilseydi ruhlarına da yapmasalardı derim her hatırladığımda. Keşke her birine erişebilsem de tutabilsem ellerinden. Kim olursa olsun, nasıl bir insan olursa olsun, kaç yaşında olursa olsun, kimse intihar edecek kadar yalnız kalmamalı.
dayımdır. kendisi ailenin neşe kaynağıydı bir gün aniden ölüm haberini aldık. çok iyi hatırlıyorum 6 yaşındayım teyzemin koltuğa yığılışını,annemin çığlığını ve benim diz çöküp ağlamaya başlamamı. o gittikten sonra aile de bir daha aile olmadı zaten.
dayım öldükten sonra annem de çok değişti. uzun bir süre ağlama krizleri,asla gülmeyen bir yüzü vardı. mesela annem hala nazan öncel'in gitme kal bu şehirde şarkısını dinleyemez. her duyduğunda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar.
çok zor bir karar intihar etmek. kendi kararınla hayatını sonlandırmak bilmiyorum hak veriyor muyum? yoksa bencillik olarak mı görüyorum?bu konuda bir fikir üretemiyorum...
intihar kendi tercihiydi ama geride yıkılmış ve bir daha toparlanamayan bir aile bıraktı...
"ay karanlık hep karanlık
yüzün bize döner oldu
bir ihtimal daha vardı
felaket oldu"