herkesin yaşamak için bir telaşı varken ve bu telaşın içinde gözleri kendilerinden başka kimseyi görmezken onlar bu telaşın dışında tutar kendilerini ve insanları izler , o karınca sürüsü gibi oradan oraya koşturan ve sadece gelip geçici hevesler uğruna ömür tüketen zavallılarla aynı hayatı yaşamak istemezler.
bunun için de ya kendilerini bir odaya ya da bir mezara kapatırlar.
Yalnızlık, boşverilmişlik. Ne yaparsan yap mutlu olamayacakmış, sanki hiç düzelmeyecekmiş gibi hissetmek. Üst üste başarısız olmak, hayallerin hep hayalde kalması.
Bilirim, kaç kere intiharlık duruma geldiğim için iyi bilirim.
Abi onu bunu geç de, 2014 yılıydı sanırım, adam intihar etmeden önce kendini videoya çekip öyle de rahat konuşuyor ki elinde yarım bardak şarabını içip. Bir de diyor ki, "bu intiharı çok düşündüm. Uzun zaman sonra karar verdim. Çok sevdiğim yakın arkadaşım hamileydi etkilenmesin diye bebeğini doğurduktan sonra yapmayı planladım" dedi ve intihar etmişti.
En acıdığım intihardır. Orijinalliği ayrı mevzu da, ne bileyim çok acıtmıştı içimi.
Gerçekleri görüp sabır göstermeyen insanlardır.
Gidişatı bilir fakat değiştirmeye gücü yetmemiştir.
Manevi açıdan büyük bir kaybı olan kişidir.
Hayatta tutunacak tek bir dalı bile kalmamıştır.
Toplum baskısından kararlarını çok yanlış veren kişidir.
Sanılanın aksine aptal değildir.
Tam tersi çok akillidır.
Yaşamama isteğinin mantıklı açıklaması kendine göre vardır.