namık kemal'in eseri olan intibah da:hayat tecrübesi olmayan bir gencin macerası anlatılır.hayat konusundaki eğitimsizlik,çevresindeki insanlarla ilişki kuramamak romanın ana olayıdır.gençleri yetistırıken toplumu ve toplumun şartlarını tanımak gerktiği vurgulanmıstır.ayrıca toplum ve aile yasantısının aksak yönlerini işleyen intibah,töre romanıdır.
"uyanış, uyanma" anlamındaki arapça sözcük.
türk edebiyatının da ilk edebi romanıdır. namık kemal'in magosa'da yazdığı bu romanın adı önce "son pişmanlık"tır fakat basımında adı "intibah" olarak değiştirilmiştir. tüm tanzimat dönemi romanları gibi yeşilcam sinemasının paşa dedesi niteliğindedir. kötü kadın maypeyker vakti zamanında ilkişki kurduğu ancak iyi bir aile hayatı kuran ali beyi kıskanır, sevdiği dilaşup'u da bi yolunu bulup kötü yola düşürür. roman başkahraman ali bey ve yaşamındaki iki kadının da ölümüyle sonlanır.
namık kemal bu romanında o dönemdeki osmanlıdaki batılılaşmayı eleştirmiş. bu eleştiriyide karekterlerin tasvirlerine kendi
subjektif fikirlerini yazarak yapmıştır. osmanlı da batılılaşma ve toplum konusunda araştırma yapanlar için başlangıç kitabı.
mahpeyker, abdullah bey gibi karakterleri ve o kotu sonuyla adami stresten strese sokacak namik kemal romanidir. romani okuduktan sonra ismi cok abes geldi. boyle bir sonun yasandigi hadisede intibahdan soz etmek mumkun degil. ayrica mahpeyker cinayeti bende kimi cinayetlerin yaptirim yerine odullendirilebilecegi kanisini uyandirmistir.
tasvirleriyle dostoyevski'yi john steinbeck'i aratmistir. cogu zaman sikici olmustur. tasvirlerin cok soyut ifadelerden olusmasi buna sebebiyet vermistir.
namik kemal'in magosa surgunundeyken yazdigi roman.sami mustafa bey'in " yetmez mi temasa-yi cemal el de sunarsin, ey asik-i mihnetzede buldukca bunarsin" lafini anlamina cok uygun bir sekilde ali bey ile mehpeyker hanim'in evlilik planlari yaptigi bolume denk getirmesi intibahi okumaya deger kiliyor. onun disindaki bolumlerin basina eklenen alintilar da takdire sayan. iffetsiz kadin mehpeyker'in ilk kez birine duydugu sevgi, degisme umitleri ve istedigini alamayinca yeniden cirkinlesmesi, mehpeyker ile dilasub'un romantizmin ozelliklerine uygun olarak zit kutuplar olarak anlatilmasi basit gibi gelse de konusmalar, duygulari betimleme acisindan roman cok basarilidir.
ali bey,babası öldükten sonra annesi ile yaşamaya başlar.güzel ve para getiren bir işi vardır.bir gün çamlıca'da bir kadınla karşılaşır ve hayatı değişir.
kitapta yazar,sürekli rastlantılar üzerine olay örgüsünü sürdürür.bu da kitaptaki inandırıcılığı,kitaba bağlı kalmayı engeller.özellikle çamlıca'da karşılaşan ali bey'in ve mahpeyker'in karşılaşma şekli ve birbirine işaret gönderme biçimi biraz saçmadır.
mahpeyker ve ali bey arkadaş olduktan sonra ali bey'in mahpeykerden birdenbire vazgeçmesi kitabın akışını bozmaktadır.
mahpeykerden vazgeçip annesinin eve aldığı dilaşub adlı cariye ile evlenen ali bey,dilaşub'a atılan iftirayı asılsız olarak değerlendiremediği,dilaşub'a onu dinlemeden kötü davrandığı için ali bey kitapta mahpeyker kadar kötü bir konuma gelmiştir okuyucu gözünde.
bütün bu pürüzler giderildikten sonra yani bu kadar tesadüf olayı en aza indirgendikten sonra olayların akışı,sırası sürükleyicidir.ali bey'in en sonunda pişman oluşu ve dilaşub'un mutlu ölmesine sebep olduğu için sonu en azından fazla talihsizlik ve hayal kırıklığı ile bitmeyişi açısından okuyucuyu biraz rahatlatmaktadır.
ali bey'in biraz değil baya bir saf olduğu bir romandır. sütten çıkmış ak kaşık gibi durana elbet biri gelir vurur öyle.
korkutucu, ürpertici gözük bak kimse sana bir şey yapabiliryor mu?
okumaya başladım.. etkilendim..yorumlarımı bitirince yazıcam burAYA ayıraç koyayım..
o değil de , ben türk ebediyatını nası bi aymazlıkla böyle küçümsemişim ve 25 yaşında anca keşfetmişim..
kendimi sikesim geldi.. yaşlı birinin öldükten sonta kıyafetlerini almış gibi hissediyorum kendimi.. içinde neler bulacağımın heyecanı.. tarihin izleri..