çağımızın hastalığı denilebilir. mesele konuşulan kişiyle yüz yüze görüşmemek değildir mesele karşındaki kişinin kendini olduğunda farklı tanıtması ve senin bundan habersiz olmandır. konuşmaktan zevk alabilirsin ama aşık olamazsın.*
(bkz: aşık oldum sanrısı)
asla utanılmaması gereken bir şey. sanki bir tanıdık vasıtasıyla ya da okulda, işte tanıştığımız insanların hepsi süper insanlar amına koyim, sanki onlardan hiç zarar gelmez, hiç yalan söylemezler, hiç kötü niyetlisine rastlanamaz... internetten tanıştığın da senin gibi birisi işte ve insanın bu çok az tanıyabileceği kişiye aşık olma ihtimali her zaman var. ama olmamalı. bok var iki gün yazışıp konuşup aşık oluyorsun hemen. çık dışarı dolaş biraz, bakın etrafına, elini sallasan ellisidir kesin. en azından bi dene bence. ama ille de ben uzaklardaki sanal sevgilimi seveceğim diyorsan boku yemişsin zaten. onun hayatında kim bilir senin gibi kaç tane var...
başıma bizzat gelmiş ve akabinde macar bir bayan ile 3.5 yıl süren bir ilişki ve evliliğin kapısından dönmüşümdür. kendisi hala özeldir, türk kızı değildir.
kulağa hoş gelmeyen söylem. gerçek hayatta bile aşk diye bişeyin kalmadığı zamanda internette nasıl aşk olur? bana mantıksız geliyor. gerçekçi gelmiyor.
sosyal açıdan içe dönük, özgüveni olmayan insanların kendilerini sevgilim var diye tatmin edebilmeleri için ortaya çıkmış, son zamanların en popüler ilişki türlerinden biri.
2005 yilinda basima gelen hadise.. utanmadim hic neden utanayim? yanlislikla benim onu ekleyip onu tanidikca ona asik olmamdan mi? o neden utansin.. beni tanidikca bana asik oldugu icin mi?